Siyasi partinin faaliyetinden maksat, siyasi partilerin mevzuata ve tüzüklere uygun olarak gerçekleştirdikleri her türlü faaliyettir. Suçun manevi unsuru, birinci fıkra açısından, bir kimseyi siyasi partiye üye olmaya veya olmamaya, siyasi parti faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, siyasi partiden veya siyasi parti yönetimindeki görevinden ayrılmaya, seçim yoluyla gelinen bir kamu görevine aday olmamaya veya seçildiği görevden ayrılmaya zorlamak amacıyla bilerek ve isteyerek cebir-tehdit icrasıdır. İkinci fıkra açısından ise failin belli bir saikle hareket etmesi gerekmez; fiilin bilerek ve isteyerek icrası yeterlidir....
(HGK 10.04.2013 Tarih ve 12/9-1134/E- 13/467 K sayılı karar ) Hukuk Genel Kurulu kararı ile hizmet sözleşmesini ilgilendiren işlemlerde Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu dışında alt kademe organlarının yaptıkları sözleşmeler ve giriştikleri yükümlülüklerden dolayı parti tüzel kişiliğinin sorumlu olduğu belirtilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Kayyım Atanması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm Siyasi Partiler Kanununa dayalı "kayyım atanmasına" ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 15.06.2009 (pzt.)...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kayyımların Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm * Siyasi Partiler kanunundan kaynaklanmış ve hüküm Sulh Hukuk mahkemesince verilmiş olup inceleme görevi Yargıtay * 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Dosyanın görevli Yargıtay * 3. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 01.12.2008 (Pzt.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Siyasi Partiler Kanununa Muhalefet HÜKÜM : Sanıkların beraatlerine Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü; Yapılan duruşmaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, gösterilen gerekçeye ve takdire göre o yer Cumhuriyet Savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 04.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Resmi belgede sahtecilik, kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık HÜKÜMLER : Mahkûmiyet Bakırköy 9. Ağır Ceza Mahkemesinin, 04.06.2015 tarihli ve 2015/71 Esas, 2015/227 Karar sayılı kararının katılan vekili ve sanık ......
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Disiplin Kurulu Kararına İtiraz Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm Siyasi Partiler Kanunundan kaynaklanan disiplin kurulu kararına itiraz istemine ilişkin olup inceleme görevi Yargıtay 4. Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : Dosyanın görevli Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 28.09.2009 (Pzt.)...
Davalı CHP, partiye alınacak malzemelerin satın alma komisyonu tarafından ihale ile satın alındığını, davacı şirketten malzemeler ile ilgili herhangi bir talepte bulunmadıklarını, partiye ait depoda da giriş kaydı bulunmadığını savunarak, diğer davalı da, CHP’nin 2004 yılı Belediye Başkanı adayı olduğunu, propaganda çalışmaları sırasında kullanılan araç ve gereçlerin tamamının parti tarafından temin edildiğini, davacıyla kendisinin bir görüşmesi ve talebi olmadığını, nitekim ... ile ilgili faturanın da partiye gönderildiğini belirterek, davanın reddini dilemiştir. 2007/10465-14898 Mahkemece, tüm dosya kapsamı, Siyasi Partiler Kanunu, parti tüzüğü ve özellikle davacı vekilinin 13.7.2006 tarihli celsedeki beyanları gereğince davacının bir tüzel kişilik olan davalı CHP ile dava konusu malların temini hususunda herhangi bir sözleşme ilişkisinin bulunmadığı, diğer davalı yönünden ise, icra takibinin dayanağı olan faturanın CHP adına düzenlenmiş olması, fatura muhatabının dışında ayrı bir .....
Davacı aynı zamanda bir siyasi partinin genel başkanı, davalı da yine bir siyasi parti genel başkanıdır. Siyasi kişilikler arasında birbirlerine karşı söz ve ifadelerindeki eleştiri sınırları, sıradan bir kimse ile karşılaştırıldığında daha geniştir. Bu sebeple, davanın tarafı olan siyasetçilerin, diğer kişilere göre daha fazla hoşgörülü olmaları gerekir. Somut davada yine gözönünde bulundurulması gereken diğer bir husus da dava konusu sözlerin davacının özel ve mahrem hayatına değil, siyasi alana yönelik olmasıdır. Davalı, dava dışı bir siyasi parti liderinin kendisi hakkında söylediğini iddia ettiği “Boğaz’da, yalılarda viskilerini yudumlayıp HDP’ye oy veren şerefsizler” şeklindeki sözlerine karşılık “Seçmenimize küfür ve hakaret edene bin misliyle aynen iade ediyorum. Seçim öncesi hırsızdan hesap sorarız deyip seçim sonrası hırsızın sarayında zevk-i sefa sürenler midir şerefli olanlar” şeklinde sözlerle yollama yaptığı anlaşılmaktadır....
İdare Mahkemesince, Anayasa Mahkemesinin 10/02/2022 tarihli 2017/27822 başvuru numaralı kararı ile dava konusu işlemle davacının örgütlenme özgürlüğünün ihlal edildiğine, ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasına karar verilmesi üzerine; Mahkeme kararıyla Devlet memurluğuna geri dönen davacının aynı zamanda siyasi parti üyeliğinin de bulunması nedeniyle, davacıya siyasi parti üyeliğinden istifa etmesi için belli bir süre tanınması, siyasi parti üyeliği ile memuriyetten birini tercih etmesi için imkân sağlanması veya memuriyetin askıya alınması gibi daha hafif tedbirlerin alınabileceği anlaşıldığından, davacının yalnızca bir siyasi partiye üye olması nedeniyle doğrudan memuriyetten çıkarılmasında hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline; davacı açısından 657 sayılı Kanun'un 143. maddesinde sayılan durum gerçekleştiğinden, aynı Kanun'un 141. maddesi uyarınca davacının söz konusu siyasi parti üyeliği nedeniyle açığa alındığı...