Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı’nın 08/05/2015 tarihli yazısına göre Aydınlık Türkiye Partisi parti tüzüğünün 49. maddesinde "tutulması gereken defter ve kayıtları tutmak görevinin Belde, İlçe ve İl Yönetim Kurullarının görevleri arasında sayıldığının" belirtilmesi ve sanığın savunmasında, bir partiye kaydolduğunu ancak hiç bir idari görev almadığını, iddianamede belirtilen defter ve belgelerden haberinin olmadığını, bu defter ve belgeleri görmediğini, nerede olduklarını da bilmediğini beyan etmesi karşısında; sanığın Aydınlık Türkiye Partisinin belde, ilçe veya il yönetim kurullarında görev alıp almadığı hususunun araştırılarak, görev aldığının anlaşılması durumda ise, 2820 sayılı Kanun'da yazılı usule uygun biçimde tutulması zorunlu defter ve evrakların sanığın görev yaptığı teşkilat tarafından İlçe Seçim Kuruluna tasdik ettirip ettirmediğinin sorulması ile defter ve kayıtları tutmadığına ilişkin yazının da dosyaya getirtilmesi ve tüm kanıtların birlikte değerlendirilerek sonucuna göre...

    Siyasi Partiler Kanunu’nun 57. maddesinde; hakkında partiden veya gruptan geçici veya kesin çıkarma cezası verilen parti üyesinin, bu cezaya karşı disiplin kuruluna sevk eden organ veya merci veya disiplin kurulunun görev ve yetkisizliği veya alınan kararların kanuna, parti tüzüğüne ve iç yönetmeliğe şekil ve usul bakımından aykırı bulunduğu iddiasıyla, parti itiraz yollarını kullandıktan sonra nihai karar niteliğindeki son karara karşı otuz gün içinde nihai kararı veren merciin bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesine itiraz edebileceği, mahkemenin bu itirazları, diğer işlerden önce ve en geç otuz gün içinde basit muhakeme usulüne göre inceleyerek karara bağlayacağı ve bu kararın kesin olduğu belirtilmiştir. Mahkeme kararında temyiz yolunun açık olarak gösterilmesi bu sonucu değiştirmez. Yukarıdaki yasal düzenleme karşısında, asliye hukuk mahkemesince verilen kararlar kesin olup temyizi kabil olmadığına göre, davacının temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir....

      Suçtan zarar gören de siyasi partilerdir. Siyasi Partiler 2860 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca bildirim ve belgelerini İçişleri Bakanlığına vermeleriyle tüzel kişilik kazanırlar. Siyasi partilerin tüzel kişilik kazanmaları yeterli olup, seçime katılma yeterliğine sahip olmaları gerekli değildir. Suçun manevi unsuru, birinci fıkra açısından, bir kimseyi siyasi partiye üye olmaya veya olmamaya, siyasi parti faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, siyasi partiden veya siyasi parti yönetimindeki görevinden ayrılmaya, seçim yoluyla gelinen bir kamu görevine aday olmamaya veya seçildiği görevden ayrılmaya zorlamak amacıyla bilerek ve isteyerek cebir-tehdit icrasıdır. İkinci fıkra açısından ise failin belli bir saikle hareket etmesi gerekmez; fiilin bilerek ve isteyerek icrası yeterlidir....

        Hukuk Dairesi 2021/160 Esas 2021/229 Karar sayılı 01/02/2021 tarihli kararı ile " 2820 Sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 21/1 maddesinde "Siyasi Partilerin Genel Merkez il ve ilçe organları seçimleri ile il kongresi ve büyük kongre delegelerinin seçimleri, yargı gözetimi altında gizli oy ve açık tasnif esasına göre aşağıdaki şekilde yapılır." hükmü yer almıştır. 2820 Sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 21/5 maddesinde "Kongrelerde yapılacak seçimler ilgili seçim kurulunun gözetimi ve denetiminde yapılır....

        Siyasi Partiler Kanunu’nun 57. maddesinde; hakkında partiden veya gruptan geçici veya kesin çıkarma cezası verilen parti üyesinin, bu cezaya karşı disiplin kuruluna sevk eden organ veya merci veya disiplin kurulunun görev ve yetkisizliği veya alınan kararların kanuna, parti tüzüğüne ve iç yönetmeliğe şekil ve usul bakımından aykırı bulunduğu iddiasıyla, parti itiraz yollarını kullandıktan sonra nihai karar niteliğindeki son karara karşı otuz gün içinde nihai kararı veren merciin bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesine itiraz edebileceği, mahkemenin bu itirazları, diğer işlerden önce ve en geç otuz gün içinde basit muhakeme usulüne göre inceleyerek karara bağlayacağı ve bu kararın kesin olduğu belirtilmiştir. Aleyhine yargılamanın iadesi yoluna başvurulan karar (kanundan dolayı) kesin ise, yargılamanın iadesi üzerine verilen karar da asıl karar gibi kesindir. Yani, istinaf edilemez. (Prof. Dr....

          Hukuk Dairesi' nin 14/05/2018 tarih 2018/2319 Esas 2018/3782 Karar sayılı ilamı ile; Siyasi Partiler Kanunu' nun 31. maddesine göre "siyasi partilerin merkez teşkilatı Ankara il merkezinde; il ve ilçe teşkilatları, ilgili il ve ilçe merkezlerinde; belde teşkilatları il ve ilçe merkezleri hariç olmak üzere belediye teşkilatı olan yerlerde; yan kuruluşları ve yurtdışı temsilcilikleri ise tüzüklerinde belirtilen yerlerde bulunur. " hükmü karşısında derneklere atıf yapan 2820 sayılı kanunun 121. maddesi ve TMK'nın 87/5 maddesi uyarınca derneğe ilişkin hükümler siyasi partiler hakkında da uygulanacak olup uyuşmazlığın Ankara Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılmasına ve Ankara Sulh hukuk mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verilmiştir. 20. Hukuk Dairesi' nin yukarıda belirtilen karar içeriği dikkate alındığında davaya bakmakla görevli mahkemenin Ankara Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğu ve yetkinin kesin olduğu anlaşılmaktadır....

          Davacı kiralayan 1.8.2010 başlangıç tarihli kira sözleşmesine dayanarak ödenmeyen kira paralarının tahsili amacıyla davalı CHP hakkında icra takibi başlatmış ve itiraz üzerine de davalı CHP hakkında iş bu davayı açmıştır. Her ne kadar mahkemece, kira sözleşmesi imzalamak üzere dava dışı Rıfat Turuntay Nalbantoğlu'na verilen yetki belgesinin 2820 sayılı Siyasi Partiler Yasasının 71.maddesine uygun düzenlenmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de Dairemizin geri çevirme kararları üzerine davalı Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Genel Sekreteri imzalı 30.6.2014 ve 11.12.2015 tarihli yazılarda açıkça “Rıfat Turuntay Nalbantoğlu'na verilen yetki belgesinin geçerli ve Parti Tüzüğü'nün 78.maddesi uyarınca yetkili kurullarınca verildiğinin” bildirildiği görülmüştür....

            Diğer taraftan 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 71. maddesinde, “Siyasi partilerin yapacakları giderler, sözleşmeler ve girişecekleri yükümlülükler; genel merkezde parti tüzel kişiliği adına, illerde il yönetim kurulu adına ve ilçelerde ilçe yönetim kurulu adına yetkili kılınan kişi veya kurulca yapılır. Siyasi partilerin il ve ilçelerdeki teşkilat kademeleri tarafından parti tüzelkişiliği adına sözleşme yapılmasına ve yükümlülük altına girilmesine ilişkin esaslar, merkez karar ve yönetim kurulunca tespit olunur. Bu esaslara aykırı olarak yahut siyasi partilerin tüzüklerine göre merkez karar ve yönetim kurulunca önceden yazılı yetki verilmediği veya sonradan bir kararla onaylanmadığı takdirde, partinin teşkilat kademelerinin yaptıkları sözleşme ve giriştikleri yükümlülüklerden dolayı, parti tüzel kişiliği hiçbir suretle sorumlu tutulamaz; merkez karar ve yönetim kurulu veya genel başkan veya parti tüzel kişiliği aleyhine takipte bulunulamaz....

              Diğer taraftan 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 71. maddesinde, “Siyasi partilerin yapacakları giderler, sözleşmeler ve girişecekleri yükümlülükler; genel merkezde parti tüzel kişiliği adına, illerde il yönetim kurulu adına ve ilçelerde ilçe yönetim kurulu adına yetkili kılınan kişi veya kurulca yapılır. Siyasi partilerin il ve ilçelerdeki teşkilat kademeleri tarafından parti tüzelkişiliği adına sözleşme yapılmasına ve yükümlülük altına girilmesine ilişkin esaslar, merkez karar ve yönetim kurulunca tespit olunur. Bu esaslara aykırı olarak yahut siyasi partilerin tüzüklerine göre merkez karar ve yönetim kurulunca önceden yazılı yetki verilmediği veya sonradan bir kararla onaylanmadığı takdirde, partinin teşkilat kademelerinin yaptıkları sözleşme ve giriştikleri yükümlülüklerden dolayı, parti tüzel kişiliği hiçbir suretle sorumlu tutulamaz; merkez karar ve yönetim kurulu veya genel başkan veya parti tüzel kişiliği aleyhine takipte bulunulamaz....

                Diğer taraftan 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 71. maddesinde, “Siyasi partilerin yapacakları giderler, sözleşmeler ve girişecekleri yükümlülükler; genel merkezde parti tüzel kişiliği adına, illerde il yönetim kurulu adına ve ilçelerde ilçe yönetim kurulu adına yetkili kılınan kişi veya kurulca yapılır. Siyasi partilerin il ve ilçelerdeki teşkilat kademeleri tarafından parti tüzelkişiliği adına sözleşme yapılmasına ve yükümlülük altına girilmesine ilişkin esaslar, merkez karar ve yönetim kurulunca tespit olunur. Bu esaslara aykırı olarak yahut siyasi partilerin tüzüklerine göre merkez karar ve yönetim kurulunca önceden yazılı yetki verilmediği veya sonradan bir kararla onaylanmadığı takdirde, partinin teşkilat kademelerinin yaptıkları sözleşme ve giriştikleri yükümlülüklerden dolayı, parti tüzel kişiliği hiçbir suretle sorumlu tutulamaz; merkez karar ve yönetim kurulu veya genel başkan veya parti tüzel kişiliği aleyhine takipte bulunulamaz....

                  UYAP Entegrasyonu