Ayrıca, Disiplin Hukuku yönünden yapılan soruşturma sonucunda da, üzerine atılı suçlamaların doğru olduğu görülmektedir. Bu nedenle davacıya verilen ceza yerinde olduğundan, davanın reddi gerekirken işlemin iptaline ilişkin Mahkeme kararının, bu nedenle bozulması gerektiği oyuyla çoğunluk kararına gerekçe yönünden katılmıyorum....
Parti işlerini düzenleyen parti iç yönetmelikleri merkez karar organı tarafından yapılır." 93'ncü maddesinde; "Siyasi partilerin parti içi çalışmaları, parti yönetimi, denetimi; parti organları için yapılacak seçimler ile parti genel başkanlığınca, genel merkez organlarınca ve parti gruplarınca alınan kararları ve yapılan eylem ve işlemleri parti tüzüğüne, parti üyeleri arasındaki eşitlik ilkesine ve demokrasi esaslarına aykırı olamaz.” 104'ncü maddesinde; “ Bir siyasi partinin bu Kanunun 101 inci maddesi dışında kalan emredici hükümleriyle diğer kanunların siyasi partilerle ilgili emredici hükümlerine aykırılık halinde bulunması sebebiyle o parti aleyhine Anayasa Mahkemesine, Cumhuriyet Başsavcılığınca re'sen yazı ile başvurulur....
Maddesi gereğince derneğin kendiliğinden sona erdiğinin tespiti istemine ilişkindir. 2820 Sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun; 20/7. maddesinde "İlçe kongresi, il kongresinin yapılmasına engel olmayacak şekilde parti tüzüğünde gösterilen süreler içinde toplanır", 29/1 maddesinde, "22 Kasım 1972 tarihli ve 1630 sayılı Dernekler Kanunu'nun bu kanuna aykırı olmayan hükümleri, siyasi partilerin her kademedeki kongreleri için de uygulanır", 104. maddesinde, "Bir siyasi partinin bu kanunun 101. maddesi dışında kalan emredici hükümleriyle diğer kanunların siyasi partilerle ilgili emredici hükümlerine aykırılık halinde bulunması sebebiyle o parti aleyhine Anayasa Mahkemesine, Cumhuriyet Başsavcılığınca re'sen yazı ile başvurulur. Anayasa Mahkemesi, sözkonusu hükümlere aykırılık görürse bu aykırılığın giderilmesi için ilgili siyasi parti hakkında ihtar kararı verir....
Tüzüğü'nde ve Kongre Yönetmeliği'nde itiraz mercileri ve usulü belirtilmiş olup, buna aykırı olarak açılan davanın ve birleşen davanın reddine karar verilmiş; karara karşı davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Bölge Adli Mahkemesince; Siyasi Partiler Kanunu'nun 21. maddesi, ......
Somut davayla ilgili Siyasal Partiler Kanunu’nun 71. maddesine göre; "Siyasi partilerin yapacakları giderler, sözleşmeler ve girişecekleri yükümlülükler; genel merkezde parti tüzelkişiliği adına, illerde il yönetim kurulu adına ve ilçelerde ilçe yönetim kurulu adına yetkili kılınan kişi veya kurulca yapılır. Siyasi partilerin il ve ilçelerdeki teşkilat kademeleri tarafından parti tüzelkişiliği adına sözleşme yapılmasına ve yükümlülük altına girilmesine ilişkin esaslar, merkez karar ve yönetim kurulunca tespit olunur. Bu esaslara aykırı olarak yahut siyasi partilerin tüzüklerine göre merkez karar ve yönetim kurulunca önceden yazılı yetki verilmediği veya sonradan bir kararla onaylanmadığı takdirde, partinin teşkilat kademelerinin yaptıkları hizmet sözleşmeleri de dâhil her türlü sözleşme ve giriştikleri yükümlülüklerden dolayı, parti tüzelkişiliği hiçbir suretle sorumlu tutulamaz; merkez karar ve yönetim kurulu veya genel başkan veya parti tüzelkişiliği aleyhine takipte bulunulamaz....
Dava, siyasi parti üyeliğinden geçici çıkarma kararının iptali istemine ilişkindir. Mahkemece ihraç kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Siyasi Partiler Kanunu 57. maddesinde, hakkında partiden veya gruptan geçici veya kesin çıkarma cezası verilen parti üyesi, kararların Kanuna, Parti Tüzüğüne ve İç Yönetmeliğe şekil ve usul bakımından aykırı bulunduğu iddiasıyla, itiraz edebileceği ve mahkemece verilecek kararın kesin olduğu düzenlenmiştir. Bu düzenleme karşısında Asliye Hukuk mahkemesince verilecek kararlar kesin olup temyiz incelemesine tabi olmadığına göre temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan karar kesin olduğundan temyiz dilekçesinin reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, siyasi parti üyeliğinden kesin çıkarma kararının iptali istemine ilişkindir. Mahkemece ihraç kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Siyasi Partiler Kanunu 57 maddesinde, hakkında partiden veya gruptan geçici veya kesin çıkarma cezası verilen parti üyesi, kararların Kanuna, Parti Tüzüğüne ve İç Yönetmeliğe şekil ve usul bakımından aykırı bulunduğu iddiasıyla, Asliye Hukuk mahkemesine itiraz edebileceği ve mahkemece verilecek kararın kesin olduğu düzenlenmiştir. Bu düzenleme karşısında Asliye Hukuk mahkemesince verilecek kararlar kesin olup temyiz incelemesine tabi olmadığına göre temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan karar kesin olduğundan temyiz dilekçesinin reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 25/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Parti işlerini düzenleyen parti iç yönetmelikleri merkez karar organı tarafından yapılır." 93'ncü maddesinde; "Siyasi partilerin parti içi çalışmaları, parti yönetimi, denetimi; parti organları için yapılacak seçimler ile parti genel başkanlığınca, genel merkez organlarınca ve parti gruplarınca alınan kararları ve yapılan eylem ve işlemleri parti tüzüğüne, parti üyeleri arasındaki eşitlik ilkesine ve demokrasi esaslarına aykırı olamaz.” 104'ncü maddesinde; “ Bir siyasi partinin bu Kanunun 101 inci maddesi dışında kalan emredici hükümleriyle diğer kanunların siyasi partilerle ilgili emredici hükümlerine aykırılık halinde bulunması sebebiyle o parti aleyhine Cumhuriyet Başsavcılığınca re'sen yazı ile başvurulur. söz konusu hükümlere aykırılık görürse bu aykırılığın giderilmesi için ilgili siyasi parti hakkında ihtar kararı verir.” 121’nci maddesinde ise; “Türk Kanunu Medenisi ile Dernekler Kanununun ve dernekler hakkında uygulanan diğer kanunların bu kanuna aykırı olmayan hükümleri, siyasi...
İdare Mahkemesince, Danıştay Onikinci Dairesinin 12/10/2017 tarih ve E:2014/1814, K:2017/4798 sayılı bozma kararına uyularak; dava konusu işlemin dayanağı olan 657 sayılı Kanun'un 125/D-(o) maddesinde yer alan "fiilen faaliyet" ibaresinden hareketle, yasa koyucunun, bir toplantıya katılmanın ötesinde bir takım faaliyetleri cezalandırmayı amaçladığı sonucuna ulaşılması ve davacının katıldığı toplantının kamuya açık bir faaliyet olmadığı hususu birlikte değerlendirildiğinde, davacının salt siyasi parti toplantısına katılma eyleminin, "siyasi parti yararına fiilen faaliyette bulunmak" eylemi kapsamında değerlendirilmesine hukuken olanak bulunmadığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle, işlemin iptaline karar verilmiştir. TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu belirtilerek İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir....
İdari Dava Dairesince; "Kanunsuz suç ve ceza olmaz" ilkesi uyarınca, ceza yaptırımına bağlanan her bir fiilin tanımının yapılması ve yasanın hangi tür fiilleri suç sayarak yasakladığının hiçbir tereddüde mahal bırakmayacak şekilde belirtilmesi gerektiği, suç tanımlaması yapıldıktan sonra suçun karşılığı olan cezanın ve suç sayılan fiili gerçekleştiren kamu görevlisinin hangi disiplin kuralını ihlal ettiğinin açık bir şekilde ortaya konulması ve tesis edilen işlemde disiplin cezasının yasal dayanağının belirtilmesinin zorunlu olduğu, dava konusu disiplin cezasına esas alınan paylaşımların ise, 657 sayılı Kanun'un 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (b) alt bendinde yer alan "yasaklanmış her türlü yayını veya siyasi veya ideolojik amaçlı bildiri, afiş, pankart, bant ve benzerlerini basmak, çoğaltmak, dağıtmak veya bunları kurumların herhangi bir yerine asmak veya teşhir etmek" fiili kapsamında bulunmadığı gibi, anılan fiilin, ceza hukukunda olduğu gibi disiplin hukukunun...