bedeli alındığını, davacı tarafın bu davayı açma sebebi de alınan 30.000 TL'lik kapora bedelinin iadesine yönelik olduğunu, taraflar arasında yapılan simsarlık sözleşmesi geçerli bir şekilde kurulduğunu, müvekkil üzerine düşen sorumlulukları yerine getirdiğini, bunun sonucunda kapora bedelinin iadesi mümkün değilken kaldı ki bu 30.000 TL'lik bedeli müvekkilimiz T3 gayrimenkul sahipleri olan Tarık Karaerik'e ve İbrahim Ekici'ye teslim ettiğini, taraflar arasında oluşabilecek muhtemel bir ihtilaf durumunda Remax Via Gayrimenkul ve T3'den herhangi bir maddi-manevi hak talep edilemeyeceği, bu kapora bedelinin doğurabileceği herhangi muhtemel zarardan dolayı Remax Via Gayrimenkul ve T3'ün etkilenmesi durumunda ise bu zararı, satıcılar Tarık Karaerik ve İbrahim Ekinci karşılayacağı yazıldığını ve altını müvekkil T3 ve satıcılar imzaladığını, davanın açılma sebebinin 30.000 TL tutarındaki bedelin iadesi olduğunu ve davacı tarafın bu bedeli müvekkilininden istediğini, teslim tutanağında yazıldığı...
Grup Ltd.Şti) ile davalı şirket arasında düzenlenen 19.01.2012 tarihli harici Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi gereğince davalıya ait arazi ve fabrikanın 2.300.000 TL ye satılması konusunda anlaşma yapıldığı, sözleşmenin 2. maddesinde satıcının .. Bankası hesabına 58.000 TL kapora bedelinin 19.01.2012 tarihinde ödenmesi gerektiğinin kararlaştırıldığı, davacının 19.01.2012 tarihli banka dekontu ile .. Grup-H.. K.. tarafından .. Ltd. Şti adına 58.800 TL nin ödendiği, yargılama sırasında davaya ihbar olunan fer'i müdahil .. Ltd. Şti. nin beyanına göre, kapora bedelinin davacının şahsi mal varlığından yapıldığını ve dava açma hakkının davacıda olduğunu kabul ettikleri anlaşılmaktadır. Davada, geçersiz (harici) satım sözleşmesi gereğince ödenen kapora bedelenin iadesi talep edilmektedir. TBK nun 77-82.(BK'nun 61-66.) maddeleri gereğince sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geçersiz sözleşme ile ödenen bedelin iade edilmesi gerekir....
sözleşmesi olduğunu ve sözleşme uyarınca alıcı ile satıcı arasında kapora adı altında verilen para açısından müvekkilininin sorumlu tutulamayacağı hususunu maalesef değerlendirmediğini, dosyaya sunmuş oldukları sözleşmenin Simsarlık sözleşmesi olup TBK m. 520/I'de; "Simsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir." şeklinde tanımlandığını, sözleşmede imzası bulunan müvekkili T1 emlak komisyoncusu yani simsar olduğunu, T3'in taşınmaz satın almak isteyen alıcı tarafın, İsmail Çavuş'un ise taşınmazını satmak isteyen satıcı taraf olduğunu, söz konusu sözleşmenin başlığı ne olursa olsun; müvekkilinin kanuna göre ücret hak edebilmesi adına tarafları bir araya getirdiğini kanıtlamak adına düzenlemesi şart olan simsarlık sözleşmesi olduğunu, müvekkilinin söz konusu sözleşmenin taraflarca imzalanması üzerine simsarlık yaptığı taşınmaz...
sözleşmesi olduğunu ve sözleşme uyarınca alıcı ile satıcı arasında kapora adı altında verilen para açısından müvekkilininin sorumlu tutulamayacağı hususunu maalesef değerlendirmediğini, dosyaya sunmuş oldukları sözleşmenin Simsarlık sözleşmesi olup TBK m. 520/I'de; "Simsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir." şeklinde tanımlandığını, sözleşmede imzası bulunan müvekkili T1 emlak komisyoncusu yani simsar olduğunu, T3'in taşınmaz satın almak isteyen alıcı tarafın, İsmail Çavuş'un ise taşınmazını satmak isteyen satıcı taraf olduğunu, söz konusu sözleşmenin başlığı ne olursa olsun; müvekkilinin kanuna göre ücret hak edebilmesi adına tarafları bir araya getirdiğini kanıtlamak adına düzenlemesi şart olan simsarlık sözleşmesi olduğunu, müvekkilinin söz konusu sözleşmenin taraflarca imzalanması üzerine simsarlık yaptığı taşınmaz...
DAVALI - KARŞI DAVACI VEKİLİ İSTİNAF DİLEKÇESİNDE; Dava, kapora olarak verilen paranın iadesi, karşı dava ise simsarlık ücretinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dosya kapsamının incelenmesinde davacının taşınmaz satın almak istediği, davalının simsar olduğu, sözleşmeye konu taşınmazın satışının yapılmadığı, taşınmazın dava dışı 3. Bir kişiye devredildiği, davacının davalıya kapora olarak 23.650,00 Euro teslim ettiği anlaşılmaktadır. Simsarlık sözleşmesine konu taşınmazın davacıya satışı gerçekleşmemiştir. Davalı tarafından satıştan davacının caydığına dair bir delil ibraz edilmediğine göre davalı vekilinin kaporanın iadesine ilişkin istinaf sebepleri yerinde değildir....
-TL kapora ödendiği, davalının sözleşme şartlarını yerine getirmemesi sonucunda sözleşmeden dönüldüğü, ödenen kısmî komisyonun davalıdan tahsili amacıyla yaptıkları icra takibine davalının itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline karar verilmesi istemiyle dava açtığına göre, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kalmayan uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 23/02/2016 gününde oy birliği ile karar verildi....
Simsarlık sözleşmesinin geçerliliği bir şekle bağlı değildir; ne var ki 6098 sayılı TBK’nın 520/3. maddesi (mülga 818 sayılı BK m. 404/3) taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi için bir geçerlilik şekli kabul etmiştir. Buna göre, taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli değildir. Simsarlık sözleşmesi vekâlet sözleşmesinin, konusu belirli (akit yapma hususunda aracılık faaliyetinde bulunma) ve simsarın her zaman ücrete hak kazandığı özel bir çeşididir. Bu sebeple TBK’nın 520/2. maddesinde (BK m. 404/2) "simsarlık sözleşmesine, kural olarak vekâlete ilişkin hükümler uygulanır" denilmiştir. Simsarlığın önem ve yararı şu şekilde açıklanmaktadır: Bir akdin yapılması için tarafların birbirleriyle buluşmaları lazımdır. Fakat bu buluşma her zaman kolay bir şekilde olmaz; hatta çoğu zaman bazı zorluklarla karşılaşılabilir....
Simsarlık sözleşmesinin geçerliliği bir şekle bağlı değildir; ne var ki 6098 sayılı TBK’nın 520/3. maddesi (mülga 818 sayılı BK m. 404/3) taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi için bir geçerlilik şekli kabul etmiştir. Buna göre, taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli değildir. Simsarlık sözleşmesi vekâlet sözleşmesinin, konusu belirli (akit yapma hususunda aracılık faaliyetinde bulunma) ve simsarın her zaman ücrete hak kazandığı özel bir çeşididir. Bu sebeple TBK’nın 520/2. maddesinde (BK m. 404/2) "simsarlık sözleşmesine, kural olarak vekâlete ilişkin hükümler uygulanır" denilmiştir. Simsarlığın önem ve yararı şu şekilde açıklanmaktadır: Bir akdin yapılması için tarafların birbirleriyle buluşmaları lazımdır. Fakat bu buluşma her zaman kolay bir şekilde olmaz; hatta çoğu zaman bazı zorluklarla karşılaşılabilir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; somut olayda tüketici hakem heyetine başvurulmadan açılmış bir icra takibi ve takibe yaptıkları itiraz sebebiyle davacı tarafından itirazın iptali davası açıldığı, davacı hakem heyetine başvuru yapıp sonrasında çıkan karara göre bir dava açması gerekseydi eğer arabuluculuğa başvurmasına lüzum olmazken doğrudan icra takibi başlatması sebebiyle arabuluculuk zorunlu bir dava şartı niteliğinde olduğunu, davacının taraflar arasında akdedilen sözleşmenin taşınmaz satış sözleşmesi olduğunu iddia ettiği, oysa ki taraflar arasında akdedilen taşınmaz simsarlık sözleşmesi olup 1340 ada 11 parsel 184 bağımsız bölüm numaralı taşınmazın 294.000- TL bedelle satın alınacağına ilişkin bir simsarlık sözleşmesi mevcut olduğu, davacı T1 simsarlık sözleşmesinden caymış olup simsarlık sözleşmesi 3. maddesinde belirtilen cayma ücreti dahi kendisinden alınmadığı, davacı tarafın dava dilekçesinde ödediğini belirttiği tutar cayma parası niteliği haiz kapora ücreti olup...
Asliye Hukuk Mahkemesinin 18/03/2021 tarihli ve 2020/71 Esas, 2021/168 Karar sayılı KARARININ KALDIRILARAK ESAS HAKKINDA AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE YENİDEN KARAR VERİLMESİNE, 1- DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE; 3.000,00 TL kapora bedelinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, -Fazlaya ilişkin talebin reddine 2- Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 204,93 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin olarak alınan 170,78 TL harcın düşülmesi ile bakiye 34,15 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, -Davacı tarafından peşin olarak ödenen 170,78 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine 3- Davacı tarafından yapılan 31,40 TL başvuru harcı ve 138,00 TL sair yargılama gideri olmak üzere toplam 169,40 TL yargılama giderinden, davanın kabul ret oranına göre hesap edilen 50,80 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, arta kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, -Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine...