Yasada tanımlanan geriye götürme işlemi sonucunda Türkiye sigortalılık başlangıcına esas alınan tarihten önceki bir tarihe ulaşılması halinde sigortalılık başlangıcının daha önceki bir tarih olarak belirlenmesi mümkün bulunmamaktadır. Davacının Alman Rant sigortasına giriş tarihi olan 01/08/1992 tarihinin Türkiye sigorta başlangıcı olarak esas alındığı, yurt dışında geçen sürelerinden 5825 günün borçlanılması nedeniyle geriye çekme işlemi ile bulunan tarih, rant sigortasına giriş tarihinden sonraki bir tarih olarak belirlenmiş olmaktadır. Bu durumda Rant sigortasına giriş tarihinin Türkiye sigortalılık başlangıç tarihine esas alınması gerekmekte olup bu yöndeki Kurum işleminin mevzuata uygun olduğu kanısına varılmıştır....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında, Tarım Bağ-Kur sigortalılığının yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Kanunda, bildirimsiz kalan sigortalılar için 506 sayılı Kanunun 79 ve 5510 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesinde öngörülen “hizmet tespiti” davasına koşut bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Anılan düzenlemede, kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takiben başlayacağının hükme bağlanmış olması karşısında, kayıt ve tescil ya da tescil yerine geçen iradi prim ödemesi veya prim tevkifatı öncesine isabet eden tarımsal faaliyet ve buna dayalı “Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti” söz konusu olamayacaktır. 506 sayılı Kanun'un 108 inci maddesi ve 5510 sayılı Kanun'un 38 inci maddesi değerlendirildiğinde sigorta başlangıcının yaşlılık aylığından yararlanma şartları arasında olan “sigortalılık süresini” doğrudan etkilediği görülmektedir....
Dava, 25.03.1998 tarihinin, davacının 1479 sayılı Yasa kapsamında Bağ-Kur sigortalılık başlangıcı olarak tespiti istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık öncelikli olarak; 1479 sayılı Kanun (Esnaf Bağ-Kur) kapsamında 25.03.1998 tarihinin davacı için sigorta başlangıcı sayılıp sayılmayacağı noktasında toplanmaktadır. Davaya konu uyuşmazlıktaki tespit istemi 1479 sayılı Kanun kapsamında sigorta başlangıcı kavramına dayalı olup, istemde hukuki yarar bulunup bulunmadığının irdelenmesi gereklidir. Sigortalılık başlangıç tarihi, talep eden açısından kanun kapsamında sigortalı sayılmasını gerektirecek biçimde ilk defa çalışmaya başladığı tarih olmakla birlikte, sigortalı açısından önemi "sigortalılık süresi" yönünden taşıdığı değerdir. Sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti davası bir (1) günlük çalışmanın tespiti niteliğinde olduğundan hizmet tespiti davasının bir türüdür....
sigortalılık başlangıcının 05.01.1976 tarihi olduğunun tespitine, dava tarihi itibari ile davacının yaşlılık almaya hak kazanmadığının tespitine, karar verilmiştir....
ev kadınlığı süreleri kadar geriye gidilerek sigortalılık başlangıcının belirlenmesine, aksine kurum işleminin iptaline, davacının 28.12.1993 tarihli ilk işe giriş tarihine istinaden 20 yıl 50 yaş 5675 prim günü üzerinden yaşlılık aylığına hak kazanacağına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Sigortalılık başlangıç tarihi, talep eden açısından Kanun kapsamında sigortalı sayılmasını gerektirecek biçimde ilk defa çalışmaya başladığı tarih olmakla birlikte, sigortalı açısından önemi "sigortalılık süresi" yönünden taşıdığı değerdir. Sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti davası bir (1) günlük çalışmanın tespiti niteliğinde olduğundan hizmet tespiti davasının bir türüdür. Bu dava türleri hizmet tespiti davaları gibi kamu düzenine ilişkindir. 506 sayılı Kanunun 108 inci maddesi ve 5510 sayılı Kanunun 38 inci maddesi değerlendirildiğinde sigorta başlangıcının yaşlılık aylığından yararlanma şartları arasında olan “sigortalılık süresini” doğrudan etkilediği görülmektedir....
Maddesi gözetilerek, yurtiçi çakışan sigortalılık durumu irdelenip, sonucuna göre kabul edilen sigortalılık başlangıcının 5510 sayılı Kanunun 4/1-a ya da 4/1-b maddesi kapsamında bir sigortalılık başlangıcı olup olmadığı tespit edilerek, karar verilmesi gerekir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli hüküm bozulmalıdır SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,17.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
geçmiş sayılacağının belirlenmesinde; Türkiye’de sigortalılıkları varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, sigortalılıkları yoksa aynı Kanunun 4'üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edilir.” hükmü getirilmiştir....
K A R A R Dava sigortalılık başlangıcının 01.11.1985 tarihi olarak tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 108.maddesinin 1.fıkrasında; "Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir" hükmü düzenlenmiştir. Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa'nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa'nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa'nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa'nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa'nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır....
Bu nedenle, mahkemece davacının sigortalılık başlangıcının 1.10.1977 olarak kabulü doğru ise de talep tarihinde tamamlaması gereken yaş itibarı ile yaşlılık aylığı koşulları oluşmamıştır. O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 16/02/2015 gününde oybirliği ile karar verildi....