WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Öngörülen istisnaları dışında 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe gire 5510 sayılı Yasa'nın 50. maddesinde isteğe bağlı sigortalılık şartları düzenlendikten sonra 51. maddede isteğe bağlı sigortalılığın, isteğe bağlı sigortalılığını sona erdirme talebinde bulunanların, primi ödenmiş son günü takip eden günden, aylık talebinde bulunanların, aylığa hak kazanmış olmak şartıyla talep tarihinden veya ölen sigortalının ölüm tarihinden itibaren sona ereceği hüküm altına alınmış, 52. maddenin 3. fıkrasında da “Ait olduğu aydan itibaren en geç 12 ay içinde 89'uncu maddenin ikinci fıkrasına göre hesaplanacak gecikme cezası ve gecikme zammıyla birlikte primi ödenmeyen süreler, sigortalılık süresinden sayılmaz.” hükmüne yer verilmiştir....

    Davacının ölüm aylığı istemi yönünden ise, 1479 sayılı Yasa'nın 43. maddesinde, sigortalının ölümde hak sahibi kimselerine bağlanacak aylıkların, ölümle aylığa hak kazandıkları tarihten sonraki aybaşından başlayacağı hükmü öngörülmüş; aynı yasanın 41. maddesinde “...sigorta primi ödemiş olan...” sigortalının hak sahibi kimselerine aylık bağlanacağı belirtilmiş ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 32/2-a Maddesinde; “... 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanların hak sahiplerine aylık bağlanabilmesi için ölen sigortalının genel sağlık sigortası primi dahil kendi sigortalılığından dolayı prim ve prime ilişkin her türlü borcunun olmaması veya ödenmesi şarttır.” hükmü getirilmiştir. ./. -2- Somut olayda, 23.03.2006 tarihinde ölen davacı murisinin, 1.800,00.-TL olan prim borcu 07.04.2009 tarihinde davacı tarafından ödenmiştir....

      Sigortalının ölüm tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Yasa'nın 12. maddesinde sigortalının iş kazası sonucu ölümü halinde hak sahiplerine gelir bağlanacağı, bildirilmiş 506 sayılı Yasa'nın 24. maddesinde " geçimi sigortalı tarafından sağlandığı belgelenen ana ve babasına" ibareleri 29.7.2003 tarihli 06.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4958 sayılı Yasa'nın 35. maddesi ile değiştirilerek " sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi çalışmayan veya 2022 sayılı Yasa'ya göre bağlanan aylık hariç olmak üzere bunlardan her ne ad altında olursa olsun gelir veya aylık almayan ana ve babasına" ibareleri getirilmiştir. Bu tür yasaların yürürlüğe girmeleri ile birlikte derhal tesirini husule getireceği tartışmasızdır. Bu gibi durumlarda kanunların geriye yürümesi değil ani etkisi söz konusudur. H.G.K.'...

        Diğer taraftan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren ve “Ölüm aylığının hak sahiplerine paylaştırılması” başlığını taşıyan 34. maddesinde, sigortalının evli olmayan, boşanan, dul kalan kızlarına ölüm aylığı bağlanabilmesi, bu Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmama veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olma koşullarına bağlanmış, “Aylık ve gelirlerin birleşmesi” başlıklı 54. maddede ise bu Kanuna göre bağlanacak aylık ve gelirlerin birleşmesi durumunda, hem eşinden, hem de ana ve/veya babasından ölüm aylığına hak kazananlara, tercihine göre eşinden ya da ana ve/veya babasından bağlanacak aylığının bağlanacağı hüküm altına alınmıştır....

          Diğer taraftan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren ve “Ölüm aylığının hak sahiplerine paylaştırılması” başlığını taşıyan 34. maddesinde, sigortalının evli olmayan, boşanan, dul kalan kızlarına ölüm aylığı bağlanabilmesi, bu Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmama veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olma koşullarına bağlanmış, “Aylık ve gelirlerin birleşmesi” başlıklı 54. maddede ise bu Kanuna göre bağlanacak aylık ve gelirlerin birleşmesi durumunda, hem eşinden, hem de ana ve/veya babasından ölüm aylığına hak kazananlara, tercihine göre eşinden ya da ana ve/veya babasından bağlanacak aylığının bağlanacağı hüküm altına alınmıştır....

            Diğer taraftan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren ve “Ölüm aylığının hak sahiplerine paylaştırılması” başlığını taşıyan 34. maddesinde, sigortalının evli olmayan, boşanan, dul kalan kızlarına ölüm aylığı bağlanabilmesi, bu Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmama veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olma koşullarına bağlanmış, “Aylık ve gelirlerin birleşmesi” başlıklı 54. maddede ise bu Kanuna göre bağlanacak aylık ve gelirlerin birleşmesi durumunda, hem eşinden, hem de ana ve/veya babasından ölüm aylığına hak kazananlara, tercihine göre eşinden ya da ana ve/veya babasından bağlanacak aylığının bağlanacağı hüküm altına alınmıştır....

              Hukuk Dairesinin 26.11.2018 tarih ve 2017/3288 Esas ve 2018/8645 karar sayılı ilamında ise, "5510 sayılı Yasa'nın 54.maddesinin somut olayda uygulanabilmesi için hak sahibi sıfatı ile ölüm aylığı talep edilebilecek her iki sigortalının ölüm tarihinin de 01.10.2008 tarihinden sonra olması gerektiği açıktır. Dolayısıyla, somut olayda davacının eşi ile babasının sigortalılık statüleri farklı olduğundan aylığa hak kazandığı açıktır." denilmiştir. Aynı konuya ilişkin uyuşmazlıklar yönünden aksi yönde çözüm getiren içtihatlar arasında sosyal güvenlik hakkının özüne ve Anayasal eşitlik ilkesine uygun bir yaklaşımla tercih yapılması gereği dikkate alınarak sonuca varılması gerekmiştir. Anayasa Mahkemesi'nin birçok kararında içtihat farklılıklarının adil yargılanma hakkı üzerindeki etkisi irdelenmiştir. (Yaşar Çoban [GK], B. No: 2014/6673, 25/7/2017, § 54). Adil yargılanma hakkı, uyuşmazlıkların çözümlenmesinde hukuk devleti ilkesinin gözetilmesini gerektirmektedir....

              Şüphesiz Mahkemece verilecek kararda davacının menfi tespit istemi hakkında yukarıda anlatılan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde ve 01.05.2012 tarihinden itibaren aylığa hak kazanıldığına dair verilen kararı temyiz etmediği de göz önünde tutulmalıdır. O halde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları nazara alınmalı ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 23.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                aylığının bağlanacağı hüküm altına alınmıştır. 3.Belirtilen açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, babası üzerinden aylık alma açısından hakkı doğuran olay eşinin vefat ettiği tarih olacağından, söz konusu tarihteki ilgili mevzuatın yukarıda belirtilen maddeleri uyarınca davacının çift aylığa hak kazanamadığı belirgindir....

                  ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03/11/2020 NUMARASI : 2018/155 ESAS, 2020/463 KARAR DAVA KONUSU : İş (Sigortalının Aylığa Hak Sahipliğinin Belirlenmesi İstemli) KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket nezdinde 01/02/2009- 30/11/2010 tarihleri arasında kesintisiz olarak çalıştığını, emeklilik şartlarını sağlaması üzerine ilgili kuruma başvuru yaptığını, yapılan incelemede yasal şartları taşıdığının tespiti üzerine tarafına emekli aylığı bağlandığını, daha sonra kurum tarafın yapılan denetimler neticesinde 09/02/2018 günlü borç bildirim yazısının tarafına bildirildiğini, tarafına 72.275,39- TL borç aslı, 14.636,32- TL faiz olmak üzere toplam 86.911,71- TL borç çıkarıldığını, itiraz dilekçesi verdiğini, yapılan incelemede sigorta hizmet dökümünde 25/08/2010- 30/11/2010 günleri arasında Du-Su yapı İnşaat Akaryakıt Nak....

                  UYAP Entegrasyonu