ünün üç yıl içinde ödenmesi gerektiği yönünde karar alınmışken yönetim kurulu kararıyla vade belirlendiği ve müvekkilleri hakkında ıskat prosedürünün işletildiğini, yönetim kurulunun, esas sözleşmenin, sermayenin ödenmesi şekil ve şartlarının değiştirilmesi niteliğindeki kararının genel kurulun devredilemez yetkilerine aykırı olup, bu konuda alınmış yönetim kurulu kararının yok hükmünde olduğunu, davacılar adına karar verilmesinin eşit işlem ilkesine aykırı olup, bu nedenle de yönetim kurulu kararının batıl olduğunu, şirket esas sözleşmesi gereği, 27/05/2014 tarihine kadar ödenmesi mümkün olan .../... oranındaki sermayenin ödeme tarihinin yönetim kurulu kararıyla öne çekilmesinin esas sözleşmeye aykırılık teşkil edip iptalinin gerektiğini ileri sürerek davalı şirketin 08/.../2012 tarih 93 numaralı, ....09.2013 tarih 105 numaralı ve .../07/2013 tarih 104 numaralı yönetim kurulu kararının iptaline karar verilmesini talep etmiş, .../03/2014 tarihli dilekçesi ile dava konusu ettikleri kararların...
isteminin yerinde bulunmadığı; 28.03.2017 tarihli genel kurulda 9 no'lu karar ile yönetim kurulu üyesi sayısı 3'den 2'ye düşürülerek yönetim kurulu üyelerinin belirlendiği, karar alınırken yasal yükümlülüklere uyulduğu, kararı yeterli çoğunlukla alındığından davacının bu maddenin iptaline yönelik isteminin kabul edilmediği; davalı şirketin 21/04/2017 tarihli olağanüstü genel kurulunun Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği, ortaklara da yasal süresinde gündemi de belirtir çağrı davetiyesi gönderildiği, bu toplantının gündemi nazara alındığında da "bakanlık temsilcisi" bulundurma zorunluluğunun olmadığı, şirketin tek yönetim kurulu üyesi bulunmasının, şirketin kötü yönetilmesine sebep olacağı iddiasının ileri sürülüp dayanaklarının da ispat edilemediği olağanüstü genel kurulda alınan bu kararın da iptali isteminin yerinde olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir....
Davalı vekili; davalı şirketin kurucu ortağı ve yönetim kurulu üyesi olan davacının,sermaye taahhüt borcunu yerine getirmediğini, davacının harcama kalemleri ile ilgili belge sunmadığını, bu dönemde yönetim kurulu başkan ve üyelerinin huzur haklarının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiş, birleşen davada ise davalıya borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Mahkemece uyulan bozma sonrası yapılan yargılama iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı şirket yönetim kurulu başkanı ...'...
Asıl ve birleşen davada davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; sermaye artırımından önce sermayenin tamamının ödenmiş olduğunu, iç kaynaklardan karşılanan tutarın şirket bünyesinde gerçekten var olduğunun tespitinin yapıldığını, aksi durumda şirket esas sözleşmesinde yapılan değişiklik ile sermaye artırımının sicil tarafından tescil edilmesinin mümkün olmadığını, müvekkili şirket yönetim kurulunun TTK'nun 457. maddesindeki beyan verme yükümlülüğünü yerine getirdiğini, bilirkişi raporunda da bu hususun değerlendirildiğini, 26/08/2017 tarihli genel kurulda alınan sermaye artırım kararının 31/03/2017 tarihli bilançoyla yapıldığını, bu bilançonun sicil tarafından tasdik edildiğini, TTK'nun 462. maddesine aykırılık bulunmadığını, sermaye artırımına ilişkin kararın iptali yasaya aykırı olduğundan birleşen davada verilen kararında usul ve yasaya aykırı olduğunu, birleşen davada sermaye artırım kararının iptali hususunda hiçbir yasal dayanak bulunmadığı bildirerek ilk derece mahkemesi kararının...
Yeraltı Çarşısı Esnaf Yönetim Kurulu" olduğu, taşınmazın tapu kaydının bulunmadığı gibi, kat mülkiyeti hükümlerine de tabi olmadığı, Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevinin 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunundan kaynaklanan uyuşmazlıklarla sınırlı olduğu anlaşılmakla, Asliye Hukuk Mahkemesince işin esasına girilip karar verilmesi gerekirken görevsizlik kararı verilmiş olması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 15/11/2017 günü oy birliği ile karar verildi....
Yönetim Kurulu üyelerinin, sadece kendilerinin ibrasında değil hiçbir Yönetim Kurulu üyesinin ibrası esnasında oy kullanamayacaklarını, gündemin finansal tabloların okunması, görüşülmesi ve onaylanması maddesının görüşmesi esnasında, finansal tabloların onaylanmasının ibra anlamına geldiğinden, gündemde değişiklik talep edildiğini ancak azlık hakkı sahibinin müvekkilinin gündem değısıklık talebinin genel kurul onayına dahi sunulmadan toplantı başkanlığınca dikkate alınmadığını, müvekkilinin azlık hakkı pay sahibi olarak yaptığını, 28.09.2022 tarihli noter aracılığıyla genel kurula çağrı talebınde yönetim kurulunun azlini talep ettiğini olmasına rağmen gündem önerisinin dikkate alınmadığını, müvekkili tarafından talep edilen bağımsız denetim kuruluşlarına faaliyet raporlarının ve finansal tabloların incelettirilmesi talebinin, Sermaye Piyasası Kurulu kurumsal yönetim ilkeleri tebliğine aykırı olarak reddedildiğini, Sermaye Piyasası Kurulu Kurumsal Yönetim İlkeleri tebliğinin 1.6.3. maddesi...
in katıldığını, toplantıya herhangi bir denetçi katılmadığını, dışarıdan kaynak kullanımının, yönetim kurulu başkanına ödenecek primin hesabı sırasında gider olarak düşülmemesinin, bilançodaki net kar hesaplamasının mantığa aykırı olduğunu, şirketin zarar etmemesi durumunda bile yönetim kurulu başkanına prim ödenmesi anlamına geldiğini, şirket zarar etmemesine rağmen yönetim kurulu başkanının prim almasının şirket sermayesine zarar verecek nitelikte olduğunu, toplantı sırasında yönetim kurulu seçiminin ertelendiğini, bu nedenle yeni seçilen bir yönetim kurulunun bulunmadığını, kim olacağı belli olmayan yönetim kurulu üyelerine baştan izin verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ayrıca bu maddelerin görüşülmesi sırasında davalı şirketin yönetim kurulu üyesi olan ...'in de temsilcisi ve yönetim kurulu başkanı olduğu ......
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2015/171 Esas KARAR NO : 2018/576 DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 18/09/2015 KARAR TARİHİ : 25/09/2018 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; Dava Dışı ... A.Ş. ... tarihinde 200 Tl sermaye ile kurulduğunu daha sonra sermayesini 5.000 Tçl ye çıkardığını, ... yılında yapılan genel kurul ile şirket yönetim kurulu seçildiğini, ... yılına kadar yönetim kurulunun yetkileri devam ettiğini, ... ile ... yılları arasında şirket faaliyette gözükmediği halde davalılar ... tarihli gnel kurul ile şirketin yönetim kurulu üyeliri seçildiğini, Davalılardan ... ... tarihinde yönetim kurulu üyeleri tarafından 3 yıl süre ile yönetim kurulu başkanı olarak şirketi temsiye yetkili kılındığını, Dava dışı ......
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 18/04/2018 KARAR TARİHİ : 27/01/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 31/01/2022 Mahkememizde görülmekte olan Sermaye Piyasası İşlemlerinden Kaynaklanan (İtirazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı vekili dilekçesinde özetle; Ankara ...İcra müdürlüğüne ait 2018/4079 E sayılı icra dosyası ile davalı/borçlu firma aleyhine taraflar arasından imzalanan 09.09.2013 tarihli Sermaye Piyasası araçlar alım satım ve aracılık sözleşmesi ile 10.09.2013 tarihli portföy yönetim sözleşmesine aykırı olarak tesis edilen teyitsiz işlemler sebebi ile doğan ve 24.03.2014 tarihli ödeme talebi sebebi 01.04.2014 temerrüt tarihli, 77.956,85 TL alacağın geçmiş dönem avans faizi ile birlikte toplam 110.518,25 TL tahsilinin talep edildiği, davalı tarafından herhangi bir alacağının bulunmadığı takibe konu alacağın Ankara ...Asliye Ticaret mahkemesi dosya konu olduğu bahisle dosya alacağı ve ferilerine itiraz...
Öte yandan, bir şirketin devamını sürdürebilmesi ve ticari faaliyette bulunabilmesi için paraya ihtiyacı olduğundan ortakların şirkete karşı olan sermaye borçlarını yerine getirmemelerinin şirketi mutlak şekilde zarara uğrattığının kabulü gerekir. Bu itibarla, ortaklar yönünden şirkete karşı sermaye borcunu ödeme yükümlülüğü mevcut olduğu gibi bu tutarların tahsil edilmemesinde kusursuz olduklarını kanıtlayamamaları halinde yönetim ve denetim kurulu üyeleri de bundan dolayı sorumlu bulunmaktadır. Ayrıca yeni seçilen yönetim kurulunun apel borcunu tahsili yoluna gitmemesi önceki yönetim ve denetim kurulu üyelerini sorumluluktan kurtarmaz. O halde mahkemece, davalıların apel ödenmesine yönelik meydana gelen zarardaki sorumluluklarının tayin ve tespiti ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle kanuni halef ... yararına bozulması gerekmiştir. Ayrıca, grup şirketi Standart Elektrik Sanayi A.Ş.'...