İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "Davalının genel kurulun yapılması kararının alındığı yönetim kurulu toplantıya çağrısının usulüne uygun olmadığı, zira genel kurulu toplantıya çağırma yetkisinin TTK 390 maddesi uyarınca yönetim kurulunun devredilmez yetkilerinden olduğu ve toplantı kararında yönetim kurulunda 5 kişi olmasına ve toplantının bu 5 kişiden 3'ünün katılımı ve en az ikisinin olumlu oyu ile karara bağlanması gerekirken, bu lazimeye uyulmadığından toplantıya çağrının usulüne uygun olmadığına kanaat getirilmiştir....
SONUÇ VE GEREKÇE : Tüm dosya kapsamına göre; birden fazla parsel üzerinde kurulu olup, toplu yapı yönetimine geçilmeyen sitede, 23/05/2018 ve 05/08/2019 tarihli kat malikleri kurulunda alınan kararlarının ve site yönetiminin yok hükmünde olduğunun tespiti talebiyle açılan davanın yapılan yargılaması sonunda; iki ayrı parselden oluşan sitede, her parselin ayrı ayrı yönetim planı bulunduğu, bu palanlarda parsellerin birlikte yönetileceğine ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmadığı, tüm siteyi oluşturan parsellerin birlikte oybirliği ile kabul edilip imzalanmış yönetim planı bulunmadığı ve bu nedenle parsellerin fiilen birlikte yönetimi uygulamasına dair 23/05/2018 ve 05/08/2019 tarihli kat malikleri genel kurul toplantısında kararlarının davacı için bağlayıcı olmadığı ve iptali talebinin yerinde olduğu kabul edilerek, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olması isabetli olduğundan, davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin 6100 sayılı HMK'nın 353/(1)-b/1 maddesi gereğince...
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, kat mülkiyetli ana taşınmazdaki ortak yerlerin davalı adına olan tapu kaydının iptali ile ortak yer olarak tapuya şerh verilmesi istemine ilişkindir. Tuzla Sulh Hukuk Mahkemesince, dava konusu beş adet taşınmazın değeri gözönünde bulundurularak Sulh Hukuk Mahkemesinin görev sınırını aştığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Tuzla 2. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, Kat Mülkiyeti Kanunundan kaynaklanan uyuşmazlıkların değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesinde görüleceği, dava konusu ortak yerlere ilişkin davalarda da Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. ....
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketlerin yönetim kurullarının 18/11/2019 tarihli kararları ile 09/12/2019 tarihinde ve ayrıca müvekkili .... nin 25/11/2019 tarihli yönetim kurulu kararı ile ayrıca 16/12/2019 tarihinde genel kurul toplantılarının yapılmasına karar verildiğini, davacının şirketlerin ortağı olduğunu ancak yönetim kurulu üyesi olmadığını, yönetim kurulu kararlarının iptali ile ilgili TTK da ve ilgili mevzuatta herhangi bir düzenleme olmadığını, genel kurul kararlarının iptalinin hukuken mümkün olduğunu, TTK nun 391. maddesinde yönetim kurulu kararlarının butlanının/yokluğunun tespitinin düzenlendiğini, bunların da sınırlı sayıda olduğunu ve dava konusu iddiaların butlan kapsamında olmayan hususlar olduğunu, Sermaye Piyasası Kanununun 12/6. maddesinde iptal edilebilecek yönetim kurulu kararının münferit bir duruma özgü olduğunu, davamızda böyle bir durumunda söz konusu olmadığını, yönetim kurulu kararı ile bir sonuç ortaya çıkmıyorsa yönetim kurulu...
Şirketinin 27/01/2023 tarihinde yapılması kararı verilen 05/01/2023 tarihli yönetim kurulu kararının iptali istemine ilişkindir. e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı Dava dilekçesi incelendiğinde; davacı taraf davalı şirketin 05/01/2023 tarihinde yaptığı yönetim kurulu sonucunda ... karar numarası ile aldığı yönetim kurulu kararının iptalini istemektedir. Söz konusu kararda 27/01/2023 tarihinde davalı şirketin olağanüstü olarak toplanmasına karar verildiği ve gündemin belirlendiği görülmektedir. Dava dilekçesinde bu kararın kötü niyetli olarak alındığı, TTK nın 391/3.maddesine aykırılık teşkil ettiği, zira daha önce alınan ve sermaye artışını öngören iki genel kurul kararının mahkememizce iptal edildiği belirtilmiştir....
A.Ş tarafından ödenen hedef performans priminin %10'u kadarının yönetim kurulu üyelerine dağıtılması yönünde alınan kararın eşitlik ve dürüstlük kuralına aykırı olduğu,şirketin faaliyeti için gerekli sermayenin kaybedilmiş olacağını belirterek, yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı ve hedef performans priminin %10'u oranında ödeme yapılmasına dair genel kurul kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Buna göre, 1-4857 sayılı İş Kanunu'nun 65. maddesinde yer alan kısa çalışma ödeneği ve primleri ile anılan kanunun 33. maddesi uyarınca hükme bağlanan ücret garanti fonu primleri ile ilgili uyuşmazlıklara ilişkin davaların, 2-Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından açılan rücuan tazminat davalarının. 3-5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunundan kaynaklanan davalarla; ilgili diğer kanunlarda yer alan. sosyal güvenlik hakkının yaşama geçirilmesine ilişkin düzenlemelerden kaynaklanan davaların, 4-506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunundan kaynaklanan davaların, 5-5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunundan kaynaklanan ve idari yargının görev alanı dışında kalan davaların, 6-1479 sayılı (Bağ Kur) Ksnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunundan kaynaklanan davaların 7-2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanunundan kaynaklanan davaların, 8-2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunundan...
Asıl davada davalı vekili, 26.01.2017 tarihli Yönetim Kurulu Kararı'nın TTK ve Şirket ana sözleşmesine uygun alındığını, sermaye azaltımına ilişkin Yönetim Kurulu Raporu'nun TTK uyarınca hazırlanan zorunlu/usulü işlem olduğunu ve butlan yaptırımına tabi bir işlem olmadığını, sermaye azaltımına ilişkin olağanüstü genel kurul kararının bilanço zararının (açığının) kapatılması amacıyla alındığını ve TTK ve şirket ana sözleşmesine uygun olduğunu, eşit işlem yapma borcu açısından bakıldığında gerek sermaye azaltımı gerekse de sermaye artırımı sürecinde tüm pay sahiplerinin eşit işleme tabi tutulduğunu,birleşen davada ise; 07.04.2017 tarihli sermaye artırımına ilişkin olağanüstü genel kurul kararları küçük pay sahipleri de dahil olmak üzere davacı dışındaki diğer tüm pay sahiplerinin olumlu oyu (%90) ile alındığını, Şirketin mali durumuda nazara alınarak yapılan sermaye artırımınında usulsüzlük olmadığı, davalı şirket pay sahiplerinin zarara uğratıldığı yönünde davacının iddiası dışında bir...
D A N I Ş T A Y ONUNCU DAİRE Esas No : 1994/6006 Karar No : 1996/1625 Temyiz Eden (Davacı) : … Vekili : … Karşı Taraf (Davalı) : Sermaye Piyasası Kurulu Başkanlığı Vekili : … İstemin Özeti : Davacı bankanın, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Yönetim Kurulunun 15.12.1989 tarih ve 212 sayılı kararına yaptığı itirazı reddeden Sermaye Piyasası Kurulunun 25.1.1990 tarih ve 5/64 sayılı kararının iptali istemiyle açılan dava sonucunda, ......
Asıl ve birleşen davada davalı vekili; davaların yönetim kurulu tarafından açılması gerektiği halde tek başına yönetim kurulu başkanının açtığını, davalının sermaye taahhüdünü yerine getirme koşulu ile üyeliğe kabul edildiğini, bu koşulun yerine getirilip sermaye ödemesi yapılmadığı için üyeliğin düştüğünü, davacı kooperatifin kurucularından .... başka bir kooperatifin daha üyesi olmaları nedeni ile davalı birliğe üye olma koşullarını da taşımadıklarını, genel kurulda alınan kararların usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, asıl ve birleşen davaların reddini istemiştir....