Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı tarafından gönderilen paranın sermaye koyma borcu olmadığı, davacının şirkete ödenmesi gereken her hangi bir borcunun da olmadığı nazara alındığında gönderilen paranın belli bir amaç doğrultusunda (şirket işlerinde) harcanmak şartı ile gönderilen para olduğu anlaşılmaktadır. Davacı vekili dava dilekçesinde gönderilen paranın tamamını değil 26.620 Euro'luk kısmının iadesini istemiştir....

    na ait olduğunu, müvekkilince açılan şirketin tasfiyesine ilişkin davanın devam ettiğini, diğer ortağın şirketteki bir kısım payını eşine devrettiğini, 28.11.2006 tarihli kararla da müvekkilin ortaklıktan çıkarılmasına karar verildiğini, ancak diğer ortağın genel kurulu toplantıya çağırma yetkisinin bulunmadığını, müvekkiline usulüne uygun çağrı yapılmadığını ileri sürerek anılan genel kurul kararının ve hukuka aykırı tüm kararların iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davacıya gönderilen ihtarnamelerde sermaye koyma borcunun yerine getirilmemesi halinde ortaklıktan çıkma kararı verileceğinin belirtilmediği, ihtar şartının yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı şirketin, davacının ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin kararın iptaline karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

      şirketine daha ucuz olan başka yerden bağırsak almaya başladığını, müvekkilinin mezbahadan bağırsak alımını durduran ve işletmenin faaliyete geçtiği zamandan beri de kar payı ödemesi almadığını, davalı şirketten ortaklıktan kendisine düşen kar payının ödenmesini talep etmesine rağmen ödeme yapılmadığını, davalı şirket ortaklarının müvekkilinin işletme için ortaya koyduğu aracın geri teslimi ve 138.000,00 TL'yi geri vermek sureti ile ortaklıktan çıkarmaya kalkıştıklarını, taraflar arasında herhangi bir anlaşmaya varılamadığını beyanla ortaklığın feshini ve tasfiyesini, ortaklık konusu kamyonetin değerine karşılık gelen 82.000,00 TL'nin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte, nakdi sermaye olarak koymuş olduğu 138.000,00 TL'nin, dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte, geçmişe dönük ödenmeyen kar payının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL'nin dava tarihinden...

      Davalı karşı davacı cevap dilekçesi ile davacının sermaye koyma borcunu dahi yerine getirmediğini, şirkete zarar verici eylemlerde bulunduğunu, şirket çalışanlarını ayarttığını yeni bir iş kuracakları vaadiyle onları yönlendirdiğini, davacının amacının şirket ile İsraildeki tedarikçi arasındaki sözleşmeyi bozmak olduğunu belirtmiş asıl davanın reddi ile karşı davalarının kabulüne karar verilerek davacının şirketten çıkarılmasını talep etmiştir. Bilirkişi heyetinden alınan rapora göre davacının iddia ettiği kayıt dışı ödemelere ilişkin şirket defterlerinde bir kayıt olmadığı davacının çıkma bedelinin 27.689,77 TL olduğunun bildirildiği görülmüştür....

        e iletilmiş olup bu yönde Kurula iadenin yapıldığına ilişkin bir bildirimde de bulunulmadığı anlaşılmıştır. Açıklanan bu durum karşısında Sermaye Piyasası Kanunun 94. maddesi uyarınca Sermaye Piyasası Kurulu 'nun kanundan aldığı yetkiye istinaden açmış bulunduğu zararın tahsili istemli talebin yerinde olduğu, 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunun 94.maddesi uyarınca ... İç ve Dış Tic AŞ ve ...'e aktarılan 20.000.000TL ile kanuni faizinin ....Asliye Ticaret Mahkemesinin ... esas ... karar 11/10/2018 tarihli kesinleşmiş kararıyla saklı tutulmuş 19.980.000TLsinin mal varlığı azaltılan ... AŞ'ye iadesine ilişkin ek dava olduğu da dikkate alındığında, davacının davasının kabulü ile 19.980.000,00TLsinin dava tarihi olan 09/07/2019 tarihinden itibaren davalılar ...ile davalı ...'ten tahsilde mükerrer olmamak şartıyla müteselsilen tahsili ile dava dışı ... A.Ş'ye iadesine, kararın infazı için davacı ... Kuruluna yetki verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur....

          "İçtihat Metni"El koyma kararı verilmesi talebine ilişkin olarak yapılan yargılama sırasında; Elbistan Ağır Ceza Mahkemesiyle Elbistan Sulh Ceza Hakimliği arasında oluşan olumlu görev uyuşmazlığının giderilmesi ve yargı yerinin belirlenmesi istemiyle gönderilen dosya Yargıtay C.Başsavcılığından tebliğname ile daireye verilmekle incelenerek gereği düşünüldü: Elbistan Ağır Ceza Mahkemesinin 28/07/2015 günlü el koyma kararına vaki itiraz üzerine merci Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesince el koyma kararı verme görevinin Sulh Ceza Hakimliğinin görevi kapsamında bulunduğu gerekçesiyle itirazın kabulüne ve dosyanın yetkili ve görevli Elbistan Sulh Ceza Hakimliğine görderilmesine karar verildiği, Elbistan Sulh Ceza Hakimliğince de 08/09/2015 tarihinde el koyma kararı verildiği, bu kararı da itirazen inceleyen Malatya 2....

            yönünden şirkete karşı taahhüt ettiği sermaye koyma borcunu yerine getirip getirmediği araştırılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 2- Tazminat talebine yönelik olarak kurulan hükmün temyiz incelemesi sonunda; Müşteki vekili şikayet dilekçesinde sanıkların İİK'nun 89/4.maddesi uyarınca tazminata da mahkum edilmesini talep ettiği halde bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi isabetsiz olup, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle, hükmün istem gibi BOZULMASINA, 27.06.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              nın 553'üncü maddesi uyarınca sermaye koyma borcunu yerine getirmediğinden kâr payı talep edemeyeceğini, kâr payı ödenmesi için ortaklar kurulu kararı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, kâr payı dağıtıldığına ilişkin bir karar bulunmamadığı ancak kâr payı dağıtılmasının koşullarının oluştuğu ve kâr payı dağıtılmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle, 7.985,82 TL kâr payının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, kâr payı alacağının tahsili istemine ilişkindir. 6762 sayılı ...'nın 539'uncu maddesi hükmüne göre safi kârın kullanma biçimi ortaklar kuruluna aittir. Ortaklar kurulu kâr dağıtımı için bir karar vermedikçe bir ortağın dava açarak kendisine ait kârı istemesi olanaksızdır....

                Şöyle ki; 1-Davacı idarenin kamulaştırılan dava konusu taşınmazla ilgili olan 2010 tarihli acele el konulmasına ilişkin kararının açılan dava sonunda Danıştay tarafından iptal edilmesi nedeniyle idarece kamulaştırma işleminden vazgeçildiğnin bildirilmesi üzerine açılan ilk kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasının konusuz kaldığından davanın reddine karar verildiği ve daha sonra davacı idarece yeni bir kamulaştırma kararı alınarak eldeki davanın açıldığı gözetildiğinde önceki kamulaştırma nedeniyle açılan acele el koyma dosyasında bloke edilen bedelin bu dosyada belirlenen bedelden mahsup edilemeyeceğinin düşünülmemesi, 2-Sulu tarım arazisi niteliğindeki taşınmazın değeri belirlenirken Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre % 4 oranında kapitalizasyon faizi uygulanması gerekirken, bu oranın % 5 olarak kabulü ile az bedel tespiti 3-Taşınmazın değeri belirlenirken, bilirkişi raporunda sermaye faizi ve genel idare giderlerinin, üretim masraflarına dahil edilmek suretiyle...

                  Şöyle ki; 1-Davacı idarenin kamulaştırılan dava konusu taşınmazla ilgili olan 2010 tarihli acele el konulmasına ilişkin kararının açılan dava sonunda Danıştay tarafından iptal edilmesi nedeniyle idarece kamulaştırma işleminden vazgeçildiğnin bildirilmesi üzerine açılan ilk kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasının konusuz kaldığından davanın reddine karar verildiği ve daha sonra davacı idarece yeni bir kamulaştırma kararı alınarak eldeki davanın açıldığı gözetildiğinde önceki kamulaştırma nedeniyle açılan acele el koyma dosyasında bloke edilen bedelin bu dosyada belirlenen bedelden mahsup edilemeyeceğinin düşünülmemesi, 2-Sulu tarım arazisi niteliğindeki taşınmazın değeri belirlenirken Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre % 4 oranında kapitalizasyon faizi uygulanması gerekirken, bu oranın % 5 olarak kabulü ile az bedel tespiti 3-Taşınmazın değeri belirlenirken, bilirkişi raporunda sermaye faizi ve genel idare giderlerinin, üretim masraflarına dahil edilmek suretiyle...

                    UYAP Entegrasyonu