Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Erteleme talep eden şirketin sermayesi 750.000 YTL olup, 100.000 YTL ödenmemiş sermaye vardır. Sermaye koyma borcunu tam olarak yerine getirmeyen şirketin iyileştirme projesi ciddi ve inandırıcı kabul edilemez. Mahkemece bu yönler gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmediği gibi hüküm fıkrasının (4) nolu bendi İİK’ nun 179/b maddesine aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 01.05.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    nin ortakları olduklarını, 2000 yılından itibaren şirket yönetim kurulu üyesi olarak da görev yapan davalıların ortaklardan talep etmeleri gereken sermaye taahhüdünü talep etmeyi kasten ihmal ettiklerini ve kendilerinin de sermaye koyma borcunu yerine getirmediklerini, birikmiş faiz ile ödenmemiş sermaye miktarının 399.405.397.500 TL olduğunu ileri sürerek, şimdilik 83.468.750.000 TL'nin temerrüt faiziyle tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile dava konusu meblağın davalılardan tahsili ile şirket sermayesi olarak şirket hesabına yatırılmasını istemiştir. Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalılar ..., ... ve ...vekili ile davalı ...'ın temyiz istemi üzerine Dairemizin 26.05.2014 tarihli kararı ile davalı O. Uğur Akın yararına bozulmuştur. Davalılar ..., ... ve ... vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur....

      Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2009/321 Esas sayılı dosyasında müvekkilinin 2.691.768,98 TL sermaye taahhüt borcunun 02/08/1999 tarihi itibariyle....’ün cari hesabına devredildiğinin ve bunun ödenmemiş hisse bedeli olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin dava dışı şirketlerdeki payının büyük bir bölümünü devrederek sermaye koyma borcunu ödediğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalının 2.691.768,98 TL sermaye taahhüdünün bulunduğu, davalının ödeme ve diğer itirazlarının yerinde olmadığı gerekçesiyle davalının icra dosyasına vaki itirazının iptaline ve takibin devamına, %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Mahkemenin kararı davalı vekili tarafından süresinde adli yardım talepli olarak temyiz edilmiş, davacının adli yardım talebi Dairemizin 12.05.2015 tarihli ilamı ile reddedilmiş ve temyiz harç ve masraflarının yatırılması için dosya mahalli mahkemeye iade edilmiştir....

        . - 2018/8094 K. sayılı kararı aleyhinde asıl davada davalı-birleşen davada davacı ...Ş. vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü: Davacı vekili; davacının davalı şirketin A grubu 4200 adet hisse karşılığı 105.000.000.000 TL sermaye taahhüdü ile kurucu ortağı olduğunu, ana sözleşme ile üç yıllığına yönetim kurulu üyeliğine getirildiğini, sermaye taahhüt borcuna karşılık 07.06.1999 tarihine kadar 200.000 DM ödeme yaptığını ancak, 327 hisse karşılığı 8.175.000.000 TL sermaye ile şirkete ortak kaydedilmiş olduğunu, 327 payın karşılığı 65.400 DM olup, 134.600 DM alacaklı olduğunu ileri sürerek, 134.600 DM'nin faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, birleşen davada davacının hukuki yararı bulunmadığından davanın...

          Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı şirketin sermaye taahhüdünü yerine getirmeyen davalı ile ilgili olarak ıskat yolunu tercih etmeyerek davalıdan taahhüt ettiği sermayeyi ödemesini istediği, gönderilen ihtarname içeriklerinden davacının, davalının şirket payından mahrum bırakıldığı şeklinde bir iradesinin varlığından söz edilemeyeceği, davalının halen davacı şirketin ortağı olduğu, davalının katıldığı ve oy birliği ile alınan sermaye artırım kararı ve buna dayalı sermaye koyma taahhüdüne ve ödeme konusunda kendisine gönderilen ihtarnamelere rağmen taahhüt ettiği miktarı ödemediği gerekçesiyle davanın kabulü ile 105.000,00 TL'nin 21/06/2009 tarihinden itibaren, 315.000,00 TL'nin 20/03/2012 tarihinden itibaren reeskont faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....

            yerine getirip getirmediklerinin diğer bir deyimle sermayenin tamamının ödenmiş olup olmadığının tespiti yönünden davacının korunmaya değer bir güncel menfaati bulunmadığı, şirket ortaklarına ait olan sermaye koyma borcunun şirket tüzel kişiliğine karşı bir borç olduğu, şirketin iflâs ve tasfiyesi halinde öncelikle şirket alacaklarının tahsil edileceği, daha sonra şirket borçlarının alacaklılara ödeneceği, söz konusu sermaye koyma borcunun davalı şirket bakımından iflâs veya buna benzer bir sebeple tasfiye halinde öncelikle tahsili gereken alacaklardan olduğu; bunun yanında, davalı şirket, her ne kadar iflâsa tâbi kimselerden ise de alacaklılar tarafından iflâs yoluyla takip edilmese, genel haciz yoluyla takip edilse dahi 2004 sayılı İİK m.89 hükmü gereği üçüncü kişilerdeki hak ve alacakların haczi kapsamında şirkete ödenmemiş sermaye koyma borcu kapsamında şirket ortaklarına haciz ihbarnamesi gönderilerek alacağın takip ve tahsilinin mümkün olduğu, tüm bu açıklamalar çerçevesinde; davacının...

              Alınan tapu kayıtlarında tüm taşınmazların .... .... adına kayıtlı olduğu anlaşılmakla birlikte bu taşınmazların ayni sermaye olarak konulması amacıyla değerinin tespiti talebi ... ... tarafından yapılmamış, sermaye konulmak istenen şirket tarafından talep edilmiştir. Sermaye koyma ortağa ait bir sorumluluk olup taşınmazların şirkete ayni sermaye konulması hususunda ortağın iradesi ve talebi belirleyicidir. Somut davada talebin taşınmaz sahibi ortak tarafından mahkememize iletilmediği, bu talep yönünden şirketin aktif husumetinin bulunmadığı anlaşılmakla talebin usulden reddine karar vermek gerekmiştir. HMK’nın 320’nci maddesinin açık düzenlemesi karşısında mahkeme, basit yargılama usulüne tabi dava ve işlerde, dava şartları yoksa davayı usulden reddedebilir; ilk itirazlar hakkında ya da dilekçelere eklenen deliller yeterli görülürse davanın esası hakkında karar da verebilir....

                Katılım Bankası AŞ'den aldıkları kredinin teminatı olarak verildiğini, kredinin ödenmesinden sonra davalı şirketin teminat icin verdiği bonoları bankadan iade alıp elinde tuttuğunu, bu arada davalı şirketin 2007 ve 2008 olağan genel kurulunda sermayenin arttırılmasına karar verildiği, müvekkilinin genel kurul toplantılarına katılmadığı ve sermaye artırımına iştirak etmediğinden rüçhan hakkını kullanmadığı ve iştirak taahhütnamesini imzalamadığı halde şirket avukatı 11.04.2008 tarihli mektup ile 16.03.2008 tarihli genel kurulda alınan sermayenin artırılmasına yönelik karar gereğince şirkete ödenmesi gereken sermaye borcuna karşılık verilen senet bedelinin ödenmesi, aksi halde müvekkili hakkında icra takibi yapılacağını ihtar ettiğini, takip konusu bononun sermaye artırımı ile hiçbir ilgisinin olmadığını ileri sürmüştür....

                  Katılım Bankası AŞ'den aldıkları kredinin teminatı olarak verildiğini, kredinin ödenmesinden sonra davalı şirketin teminat icin verdiği bonoları bankadan iade alıp elinde tuttuğunu, bu arada davalı şirketin 2007 ve 2008 olağan genel kurulunda sermayenin arttırılmasına karar verildiği, müvekkilinin genel kurul toplantılarına katılmadığı ve sermaye artırımına iştirak etmediğinden rüçhan hakkını kullanmadığı ve iştirak taahhütnamesini imzalamadığı halde şirket avukatının, 11.04.2008 tarihli mektup ile 16.03.2008 tarihli genel kurulda alınan sermayenin artırılmasına yönelik karar gereğince şirkete ödenmesi gereken sermaye borcuna karşılık verilen senet bedelinin ödenmesi, aksi halde müvekkili hakkında icra takibi yapılacağını ihtar ettiğini, takip konusu bononun sermaye artırımı ile hiçbir ilgisinin olmadığını ileri sürmüştür....

                    Katılım Bankası AŞ'den aldıkları kredinin teminatı olarak verildiğini, kredinin ödenmesinden sonra davalı şirketin teminat icin verdiği bonoları bankadan iade alıp elinde tuttuğunu, bu arada davalı şirketin 2007 ve 2008 olağan genel kurulunda sermayenin arttırılmasına karar verildiği, müvekkilinin genel kurul toplantılarına katılmadığı ve sermaye artırımına iştirak etmediğinden rüçhan hakkını kullanmadığı ve iştirak taahhütnamesini imzalamadığı halde şirket avukatı 11.04.2008 tarihli mektup ile 16.03.2008 tarihli genel kurulda alınan sermayenin artırılmasına yönelik karar gereğince şirkete ödenmesi gereken sermaye borcuna karşılık verilen senet bedelinin ödenmesi, aksi halde müvekkili hakkında icra takibi yapılacağını ihtar ettiğini, takip konusu bononun sermaye artırımı ile hiçbir ilgisinin olmadığını ileri sürmüştür....

                      UYAP Entegrasyonu