Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Murisin yapmış olduğu hisse devri muvazaa yaptırımına tabi bulunsa da, hisse devri sonrası yapılan sermaye arttırım kararında yukarıda açıklandığı ve örneklendirildiği şekilde sermeye arttırımının butlanla malul olması sonucunu doğurmayacaktır Diğer yönüyle; sermaye arttırım kararı sonucu sermaye miktarı değişmiş ancak her bir ortağın pay adedi değişmemiştir. Davacı her ne kadar ...'ın sermaye arttırımı nedeniyle payının daha fazla olduğunu ileri sürmüş ve bu durumun batıl olduğunu bildirmişse de ... sermaye arttırımına arttırımı taahhüt edilen tutar kadar katılmak suretiyle karşılığını yerine getirmiştir. Davalının katıldığı bu kısmın batıl sayılarak muristen gelen hisselerin tamamının 4.000 pay karşılı 100.000,00 TL'lik kısmın mirasçılar eş ..., kızlar ..., ..., ... ve oğul ..... miras payları oranında paylaştırılması murisin katılamadığı ve fakat davalı ...'...

    de çalıştığı ve bu şirket yönünden de genel kurulların 2005 yılı hariç diğer yıllar için aynı tarihte yapıldığı, 2005 yılından 2011 yılına kadar süregelen aralıkta davacının genel kurul kararlarından hemen akabinde olmasa da belirlenen bu süreçte haberdar olmamasının olanaklı bulunmadığı, kaldı ki ortaklık dahil hiç kimsenin zararı söz konusu olmaksızın kararların uygulandığı, kâr payının sermaye artışında kullanılmasından davacının ne şekilde zarara uğradığının açıklanamadığı, işbu butlana dair tespit talebinin çok uzun bir süre maksatlı ve icapsız olarak geciktirilmesi suretiyle ileri sürülmesinin ve genel kurul kararları bilindiği halde menfaati gereği ses çıkarmayarak önceden öngörülemeyen sonuçların ortaya çıkması üzerine kararların butlanının talep edilmesinin açıkça hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu ve TMK'nın 2. maddede tanımlanan dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

      sermaye arttırımının öncelikle iç kaynaklardan karşılanabileceği, sermayenin artışının miktar itibari ile azınlık haklarının kaybolmasına yol açabileceği,sonraki genel kurulda yapılan sermaye artışının çoğunluk hisse sahibi ortak tarafından ödenmediği, sermaye artışında amacın dışına çıkıldığı belirtilmiştir....

        a yasal miras hakkı olandan daha fazla bir hisse satıldığı, 1985 yılındaki satış kök murisin hisselerini satış işlemlerinin gerçekte satış değil, bağış olduğu varsayılsa dahi, burada davacıların hakkını engelleyecek ya da mirastan daha az pay almasını sağlayacak bir işlemin bulunmadığı, bu itibarla bu satış yönünden davacıların muvazaa iddiasının yerinde olmadığı kanaatine ulaşıldığı, 1985 yılından sonraki pay değişikliklerinin tamamen şirketin işleyişi ile alakalı olan sermaye arttırımları ve sermaye arttırımına katılmalar ile bağlantılı olduğu gerekçesiyle subut bulmayan davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacılar vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur....

          Buna göre, yapılan 69 milyon TL'lik sermaye artışında davalı Şirketin yitirmiş olduğu sermayesinin bir kısmının karşılanabildiği dolayısıyla yapılan sermaye artışında azınlık hissesine sahip ortaklara zarar verme kastının bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacı Belediye'nin sermaye artırımının başka kaynaklardan sağlanabileceği ile ilgili beyanı ile ilgili bilirkişi tarafından yapılan incelemede, davalı Şirketin emisyon primi, kanuni yedekler ve geçmiş yıl karları gibi iç kaynaklardan sermaye artırımı yapabileceği bir mali tablosunun bulunmadığı tespit edilmiştir. Dolayısıyla gündemin 4. maddesi ile karar altına alınan sermaye artırımı kararında yasaya, ana sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına aykırılık, başka bir anlatımla butlanı ya da iptalini gerektirir herhangi bir husus bulunmamaktadır....

            Buna göre, yapılan 69 milyon TL'lik sermaye artışında davalı Şirketin yitirmiş olduğu sermayesinin bir kısmının karşılanabildiği dolayısıyla yapılan sermaye artışında azınlık hissesine sahip ortaklara zarar verme kastının bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacı Belediye'nin sermaye artırımının başka kaynaklardan sağlanabileceği ile ilgili beyanı ile ilgili bilirkişi tarafından yapılan incelemede, davalı Şirketin emisyon primi, kanuni yedekler ve geçmiş yıl karları gibi iç kaynaklardan sermaye artırımı yapabileceği bir mali tablosunun bulunmadığı tespit edilmiştir. Dolayısıyla gündemin 4. maddesi ile karar altına alınan sermaye artırımı kararında yasaya, ana sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına aykırılık, başka bir anlatımla butlanı ya da iptalini gerektirir herhangi bir husus bulunmamaktadır....

              - K A R A R - Konkordato talep eden vekili, inşaat sektöründe faaliyet gösteren müvekkili şirketin, ekonomik durgunluk, likit piyasasındaki daralma, girdi maliyetlerindeki artışlar, yeni yatırım maliyetleri gibi nedenlerle mali ve ekonomik yönden zor duruma düştüğünü, bu çerçevede alacaklıları ile uzlaşmak durumunda kaldığını, konkordato geçici ve kesin mühlet talebinin kabulü halinde borçların 24 ay vade ile yapılandırılacağını, şirket ortağının sermaye artışında bulunacağını, dışardan ortak ve kredi alınarak şirketin mali yapısının güçlendirileceğini ileri sürerek, İİK’nın 287. maddesi hükmü uyarınca geçici mühlet verilmesini ve İİK’nın 297/2. maddesinde sayılanlar da dahil olmak üzere şirket mal varlığının muhafazası için gerekli tüm tedbirlerin alınmasını, geçici bir konkordato komiseri tayin edilmesini ve nihayet İİK’nın 289. maddesi hükmü uyarınca kesin mühlet verilmesini istemiştir....

                Şti.ne muris ...’ü ortak ettiğini, murisin sermaye payını da kendisinin koyduğunu, kuruluşundan beri Şirketin bilfiil çalışanı olduğunu, Şirkete sürekli nakdi ve ayni sermaye koyan büyük ortağı bulunduğunu, sorumlu ve genel müdür olduğunu, Şirkette muris ...’ün bir defaya mahsus 2.500.000,00 TL nakdi sermaye ile katıldığını, bu bedelin de kendisi tarafından ödendiğini, bedelini ödeyerek Şirket payını satın aldığını, Şirketin sermayesinin belli olduğunu, Şirket hissesinin iptaline yönelik talebin dinlenemeyeceğini, iddiaların doğru olmadığını, ABD'de .... doktora yaptığını, 2002 yılına kadar araştırma görevlisi olarak çalışıp T.C.'...

                  nın da uygun görüşü alınmak suretiyle bakanlıkça hazırlanmış bulunan bu esas ve usuller 05.05.2004 tarih ve 25453 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir Somut olayda, davalının hizmet alım ihalesinin muvazaaya dayandığı yönündeki tespit nedeniyle taşeron işçisi olan davacının da ilave tediye alacağına hak kazandığı mahkemece kabul edilmiş ise de bu kabul hatalıdır. Davalı işverenin 2008-2010 yıllarını kapsayan hizmet alım sözleşmeleri hakkında kesinleşmiş bir muvazaa kararının varlığı tartışmasızdır. Ancak, davacının muvazaa tespiti yapılan dönemden sonra çalışmaya başladığı açık olup, davacının muvazaa iddiası ile ilgili herhangi bir araştırma yapılmadığı da görülmektedir....

                    nın da uygun görüşü alınmak suretiyle bakanlıkça hazırlanmış bulunan bu esas ve usuller 05.05.2004 tarih ve 25453 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir Somut olayda, davalının hizmet alım ihalesinin muvazaaya dayandığı yönündeki tespit nedeniyle taşeron işçisi olan davacının da ilave tediye alacağına hak kazandığı mahkemece kabul edilmiş ise de bu kabul hatalıdır. Davalı işverenin 2008-2010 yıllarını kapsayan hizmet alım sözleşmeleri hakkında kesinleşmiş bir muvazaa kararının varlığı tartışmasızdır. Ancak, davacının muvazaa tespiti yapılan dönemden sonra çalışmaya başladığı açık olup, davacının muvazaa iddiası ile ilgili herhangi bir araştırma yapılmadığı da görülmektedir....

                      UYAP Entegrasyonu