Aynı hükmün son fıkrası da "Sendika ve konfederasyonlar tüm nakdî gelirlerini bankalara yatırmak zorundadırlar. Zorunlu giderler için kasalarında tutacakları azamî nakit mevcudu tüzüklerinde gösterilir." şeklindedir. Diğer taraftan 4688 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesinin birinci fıkrasında da sendikaların, gelirlerini tüzüklerinde belirtilen amaçlar ve 4688 sayılı Kanun'da gösterilen faaliyetler dışında kullanamayacağı belirtilmiştir. Belirtmek gerekir ki sendika iktisadi işletmesinin, sendika tüzel kişiliğinden ayrı bir tüzel kişiliği bulunmamaktadır. Sendika iktisadi işletmesinin ticari faaliyet yürütemeyeceği de gözetildiğinde, hangi faaliyet veya gider için gerektiği belli olmaksızın avans verilmesini öngören uyuşmazlık konusu Tüzük hükmünün belirtilen yasal düzenlemelere aykırı olduğu açıktır....
tarafından kurulacağı, bir hizmet kolunda birden fazla sendika kurulabileceği, meslek veya işyeri esasına göre sendika kurulamayacağı; ''Sendika Üyeliğinin Kazanılması’’ başlıklı 14. maddesinde; sendikalara üye olmanın serbest olduğu, kamu görevlilerinin çalıştıkları işyerinin girdiği hizmet kolunda kurulu bir sendikaya üye olabilecekleri; ''Toplu Sözleşmenin Kapsamı’’ başlıklı 28. maddesinde; toplu sözleşmenin, kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarını düzenleyen mevcut mevzuat hükümleri dikkate alınarak kamu görevlilerine uygulanacak katsayı ve göstergeler, aylık ve ücretler, her türlü zam ve tazminatlar, ek ödeme, toplu sözleşme ikramiyesi, fazla çalışma ücreti, harcırah, ikramiye, doğum, ölüm ve aile yardımı ödenekleri, cenaze giderleri, yiyecek ve giyecek yardımları ve diğer mali ve sosyal hakları kapsayacağı, toplu sözleşme ikramiyesi hariç olmak üzere toplu sözleşme hükümlerinin uygulanmasında sendika üyesi olan ve sendika üyesi olmayan kamu görevlileri arasında ayrım...
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ''sendika üyesi olan 78 işçiden 47'sinin üye oldukları ay içerisinde sendika üyeliğinden istifa etmesinin ve sendika üyesi olmayan işçilerin bile üyelikten istifa etmelerinin, işçilerin işverence işsiz kalmakla tehdit edildiklerini gösterdiğini, bilirkişi ek raporunda sendika üyesi olmadığı halde sendika üyeliğinden istifa edenlerden hiç bahsedilmemişse de işçilerin durup dururken üye olmadıkları bir sendikadan istifa etme gereği duymalarının beklenemeyeceğini, istifaların işverenin yaptığı konuşmanın tüm işçiler üzerinde işsiz kalma korkusu yaratmasından kaynaklandığını, personel hareketleri tablosu incelendiğinde işten ayrılan ve nakil işlemi yapılmayan işçilerin, sendika üyeliği bulunan işçiler olduklarını, sendikalı işçilerin peyderpey işyerinden temizlendiğini gösterdiğini, T3 devrolan işçiler arasında da devam eden sendikal örgütlenme faaliyeti nedeniyle sendikaya üye olan işçiler olduğunu, bu işçileri de tespit eden işverenin sendikal baskı...
sendika açısından şahsi bir hak olmakla, sendikal özgürlüğe müdahale şeklinde yorumlanamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Sendika üyelerinin uğradığı tüm maddi kayıpların yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemine ilişkin kısmının 2577 sayılı Kanun'un 15/1-b maddesi uyarınca ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir....
kesilen ve bugüne kadar müvekkile ödenmeyen sendika üyelik ve dayanışma aidatlarının ay ve yıllar itibariyle tablolarının ve bu aidatların emanete alındığı emanet defterlerinin onaylı suretinin dosyaya gönderilmesinin istenilmesini talep ediyoruz, 6356 sayılı kanunun 18/3'üncü maddesi yasada belirlenen sürede ödenmeyen sendika aidatlarına bankalarca işletme kredilerine uygulanan en yüksek faizini işletilesi hükmünü havidir, kesilen aidatların hangi tarihte ödeneceğine ilişkin düzenlemeler kapanan T1 başkanlığı ile müvekkil sendika arasında bağıtlanmış bütün toplu iş sözleşmelerinde de toplu iş sözleşmelerine ve yasanın amir hükümlerine aykırı hareket etmek suretiyle borcunu ödemeyen davalı T1 ödenmeyen her ay aidatı için o ayı takip eden aydan itibaren temerrüde düşmüştür, faiz başlangıcına ve faiz türüne yönelik talebimizin dayanağı 6356 sayılı sendikalar ve toplu iş sözleşmesi kanunu ve kapanan T1 ile müvekkil sendika arasında bağıtlanmış bulunan toplu iş sözleşmeleridir, ayrıca müvekkil...
Bu sebeple üye ve delegeler tarafından yapılacak olağanüstü genel kurul isteklerinin “iyi niyet kuralına” uygun haklı veya geçerli bir sebebe dayandırılması veya olağanüstü genel kurul isteminin olağan genel kurul ile çözülemeyecek bir sorunu çözmeye yönelik olması aranmıştır” şeklinde ifade edilmiştir. 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu'nun “Genel Kurulların Oluşması” başlıklı dokuzuncu maddesine göre de “Sendika ve sendika şubesi genel kurulları üyelerden oluşur. Sendika şubesi genel kurulları ve üye sayısı bini aşan sendikaların genel kurulları delegelerle yapılabilir. Delegeler üyeler tarafından gizli oy, açık sayım ve döküm esasına ve sendika tüzüğündeki hükümlere göre seçilir....Sendika şubeleri ile sendika ve konfederasyonların yönetim ve denetleme kurulu üyeleri bu sıfatla kendi genel kurullarına delege olarak katılırlar. Delege sıfatı, müteakip olağan genel kurul için yapılacak delege seçimine kadar sürer....
Davacı konumunda olup da sendika üyesi olmayan ve ... ödeneği ile arazi ödeneği ödenen işçi olmadığı da bilirkişi raporu ile sabittir. Bu itibarla sendika üyesi olan ve işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinden yararlanan davacı işçinin salt sendika üyesi olmayan özel güvenlik görevlilerine ödenen ... ve arazi ödeneğinden yararlanması söz konusu olmaz. Toplu iş sözleşmesinin ilgili hükmü aynı unvanda görev yapan ve üye olan ya da olmayan işçiler açısından kıyaslama yapılmasına imkan vermektedir. Bu itibarla ikinci bilirkişi heyet raporunda ifade edildiği gibi, davalı işveren, sadece güvenlik görevlilerinden sendika üyesi olmayanlara ... ve arazi ödeneği ödenmesi sebebiyle, bu hak aynı şekilde çalışan sendika üyesi olan diğer güvenlik görevlilerine sağlanmalıdır....
Bu durumda yapılacak iş; emsal işçilerin sendika üyesi oldukları ya da dayanışma aidatı ödedikleri tarihleri belirleyerek TİS de düzenlenen bu alacakları almalarının sendika üyeliğinden kaynaklanıp kaynaklanmadığını tespit etmek; işçilerin sendika üyesi olması ya da dayanışma aidatı ödemesi nedeniyle bu ödemeleri TİS’den yararlanarak aldıklarının anlaşılması halinde, davacının sendika üyesi olmadan TİS den yararlanamayacağı gözetilerek sendika üyesi olmaması nedeniyle taleplerin reddine karar vermek; Emsal işçilerin sendika üyesi olmamasına veya dayanışma aidatı ödememesine rağmen işyeri uygulaması nedeniyle bu alacakların ödendiğinin tespiti durumunda ise şimdiki gibi karar verilmesi gerekirken, bu hususlar açıklığa kavuşturulmadan yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır....
Bu durumda yapılacak iş; emsal işçilerin sendika üyesi oldukları ya da dayanışma aidatı ödedikleri tarihleri belirleyerek TİS de düzenlenen bu alacakları almalarının sendika üyeliğinden kaynaklanıp kaynaklanmadığını tespit etmek; işçilerin sendika üyesi olması ya da dayanışma aidatı ödemesi nedeniyle bu ödemeleri TİS’den yararlanarak aldıklarının anlaşılması halinde, davacının sendika üyesi olmadan TİS den yararlanamayacağı gözetilerek sendika üyesi olmaması nedeniyle taleplerin reddine karar vermek; Emsal işçilerin sendika üyesi olmamasına veya dayanışma aidatı ödememesine rağmen işyeri uygulaması nedeniyle bu alacakların ödendiğinin tespiti durumunda ise şimdiki gibi karar verilmesi gerekirken, bu hususlar açıklığa kavuşturulmadan yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır....