Dava tarihinden önce sendika tarafından işverenin temerrüde düşürülmesi söz konusu değil ise dava ve ıslah tarihi temerrüt tarihini oluşturmaktadır. Davacı sendika ile davalı işveren arasında imzalanan Toplu İş Sözleşmelerinde sendika aidatlarının ne şekilde ve hangi sürede davacı sendika adına yatırılacağı ayrıntılı ve açık şekilde düzenlenmiştir. Ancak dosya kapsamından; davacı sendikanın her toplu iş sözleşmesi döneminde yasa ve toplu iş sözleşmeleri uyarınca üyesi olan işçilerin listesi ve banka hesap numarasını davalı işverene gönderip göndermediği anlaşılamamaktadır. Ayrıca 2821 Sayılı Sendikalar Kanunun madde 61/2. fıkrasında sendika üyelik aidatının bir ay içerisinde sendikaya gönderilmesi öngörülmüş ise de yukarıda açıklandığı şekilde kanunda işverene bir aylık ödeme süresi öngörülmesi temerrüt için yeterli görülmemiş , işverenin ayrıca temerrüde düşürülmesi gerektiği kabul edilmiştir....
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sendika aidat alacaklarına uygulanacak faiz başlangıç tarihinin hangi tarih olduğu noktasında toplanmaktadır. 2821 Sayılı Sendikalar Kanunu’nun 23. maddesinde, “Faaliyeti durdurulmayan sendika ve konfederasyonlara üyelerince ödenecek aidatın miktarı tüzüklerinde belirtilir. İşçi sendikasına işçinin ödeyeceği aylık üyelik aidatı tutarı, bir günlük çıplak ücretini geçemez. İşveren sendikasına işverenin ödeyeceği aylık üyelik aidatı tutarı, işyerinde işçilere ödediği bir günlük çıplak ücretleri toplamını geçemez. Sendika tüzüklerine, üyelik aidatı dışında, üyelerden başka bir aidat alınacağına ilişkin hükümler konamaz.” hükmüne yer verilmiştir....
Somut uyuşmazlıkta dava konusu Genel Merkez Yönetim Kurulunun 09.12.2022 tarihli ve 88 ... kararı ile; davacının üyelikten kesin çıkarılması talebinin Genel Kurula sunulmasına ve davacının sendika üyeliğinin Genel Kurul kararına kadar askıya alınmasına karar verilmiştir. 3. 4688 ... Kanun'un 16 ncı maddesinin dördüncü fıkrasında açık bir şekilde düzenlendiği üzere; üyenin, sendikadan çıkarılma kararı sadece sendika merkez genel kurulunca alınabilecektir. Çıkarma kararına karşı sendika üyesinin görevli ... mahkemesine itiraz imkânı bulunduğundan, karara itiraz edilmesi durumunda mahkemece iki ay içinde kesin bir şekilde karar verilecektir. Bununla birlikte sendika üyeliği, çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam edecektir. 4. Görüldüğü üzere sendika genel kurulu tarafından üyelikten çıkarılma kararı verilmesi ihtimalinde dahi sendika üyeliği, çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar sürecektir....
Davacı sendika tarafından, 15.01.2008, 07.01.2010, 22.02.2011 ve 25.01.2013 tarihlerinde aidat bedellerin ödenmesinin talep edildiği yazı ve ekinde sendika üyesi işçi listesinin belediyeye gönderildiğine dair yazı suretleri sunulmuş ise de, sadece 07.01.2010 tarihli bildirime dair tebliğ mazbatası sunulmuş, diğer bildirimlerin belediyeye tebliğ edildiğine dair herhangi bir delil sunulmamıştır. Açıklanan maddi ve hukuki olgular karşısında, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma eksik ve hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece, öncelikle sendika üyesi işçilere ait üye kayıt fişleri getirtilmeli, davacı sendikanın yetki belgesi aldığı tarih tespit edilmeli, sendika tarafından aidat bedellerin ödenmesinin talep edildiği yazı ve ekinde sendika üyesi işçi listesinin belediyeye tebliğ edildiği ilk tarihten itibaren üyelik ve dayanışma aidatı kesme yükümlülüğü doğacağı gözetilerek hüküm altına alınacak miktar tespit edilmelidir....
Belediye Başkanlığının, müvekkili sendikanın yıllardır örgütlü olduğu bir işyeri olduğunu, müvekkili sendikaya üye olan işçilerin sendika ana tüzüğüne göre üyelik aidatı ödemeleri gerektiğini, ......
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davalı sendika tarafından kurulan sendika isminin “...” olarak tescil ettirilmesinin, kanun ve yerleşik Yargıtay içtihatlarına aykırı olup müvekkili sendikanın isim hakkının ihlali niteliğinde bulunduğunu, müvekkili sendikanın ticari bir işletme olmadığını, sendikaların ticari faaliyette bulunamayacağından hareketle, davalı sendika tarafından müvekkili sendikanın marka/isim hakkının kullanımının marka hakkının ihlali ve haksız rekabet sayılmayacağı yönündeki değerlendirmenin yerinde olmadığını, “... ... markasının müvekkili sendika adına tescil ettirildiğini, davalı sendika kurucu ve yöneticileri tarafından, müvekkili sendikanın ulusal ve uluslararası kamuoyu ile işçiler nezdindeki tanınırlığından faydalanmak, iltibas oluşturma amacıyla kullanıldığını, 41 yıldan bu yana kullandığı ve tanınır hale getirdiğini “...” isminin kullanılarak, aynı iş kolunda sendika kurulduğunu, davalı eyleminin haksız rekabet teşkil...
Somut olayda; davacı sendika tarafından somutlaştırılmaksızın yaklaşık 10.000 çalışanın davalı sendika üyesi olmamasına rağmen üye olarak gösterildiği, bunun yaklaşan yetki sürecini etkileyeceği iddia edilirken bu kişilerin kendi üyeleri olduğu ise ileri sürülmemiştir....
İdare Mahkemesince; sendika şubesinin üye sayısının şube kurulması için öngörülen 400 üye sayısının altına düşmesi hâinde sendika şubelerinin, şube olma vasfını kendiliğinden yitirmediği, sendika şubesinin; ancak genel kurul kararıyla veya verilen yetkiye dayanılarak yönetim kurulu kararıyla kapatılabildiği göz önüne alınarak, henüz düzenlemede belirlenen usûle uygun şekilde kapatılmamış bir sendika şubesinin yöneticilerinin sendika şubesi kapatılana kadar izin hakkından yararlandırılmaları gerektiğinin açık olduğu, nitekim, Devlet Personel Başkanlığının bir rektörlükte çalışan sendika şube yönetim kurulu üyelerinin izin haklarına yönelik sendika şubesi kurulması için öngörülen üye sayısı olan 400 üye sayısı ile ilgili olarak yapılan ... tarih ve ... sayılı görüş talebine vermiş olduğu 318 numaralı görüşünün de bu yönde olduğu gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir....
İncelemeler : A-Başvuru dilekçesindeki itirazlar gözetilerek belirlenen uyuşmazlık konusu hususlar, teker teker aşağıda irdelenmiştir: İstinaf yoluna başvuran davacı yönünden anlaşmazlık konusu hususların incelenmesi: 1- Sendika temsilcisini değiştirme yetkisi tüzükte herhengi bir şarta bağlanmamış ise, bu yetkinin görevi devam eden temsilci yönünden keyfi olarak kullanılabileceği anlamına gelmez. Sendika tüzüğünde gerekli görüldüğü takdirde bu yetkinin kullanılabileceğinin düzenlendiğinden sendikaca gerekli görülen hallerin ortaya konulup ispatlanması gerekir. Sendikalar niteliği gereği demokratik bir kuruluştur. Sendika yönetim kurulu veya şube yönetim kurullarının aldıkları kararın demokratik toplum niteliklerine uygun olması elzemdir. Bu da yönetim kurulu kararının keyfi olmaktan uzak olmasıyla, hukuka uygunluğunun denetlenebilir olmasıyla sağlanır. Nitekim davalı sendika da davacının sendika yöneticilerine hakaret ettiği gerekçesi ile görevden alındığını savunmuştur....
Olağan Büyük Kurultayında Partinin Merkez Yürütme Kurulu asil üyeliğine seçilmesi sonrasında görevli bulunduğu Sendika Genel Merkezinden gönderilen yazı ile sendika yönetim kurulu üyeliğinin 12.11.2009 tarihinde kendiliğinden son bulduğunun belirtildiğini , Mevzuatta sendika yönetim kurulu üyeliğinin kendiliğinden sona ereceğine ilişkin hiçbir hüküm bulunmadığını , 2821 sayılı Sendikalar Kanunu'nun 37. Maddesi ve 4688 sayılı kanunun 20. Maddesindeki hükümlerin benzerlik gösterdiğini , 37....