E) Gerekçe: Taraflar arasındaki iş ilişkinin “bozma sözleşmesi” yoluyla sona erip ermediği hususu uyuşmazlık konusudur. Bozma sözleşmesi (ikale) yasalarımızda düzenlenmiş değildir. Sözleşme özgürlüğünün bir sonucu olarak daha önce kabul edilen bir hukuki ilişkinin, sözleşmenin taraflarınca sona erdirilmesi mümkündür. Sözleşmenin, doğal yollar dışında tarafların ortak iradesiyle sona erdirilmesi yönündeki işlem ikale olarak adlandırılır. İş Kanununda bu fesih türü yer almasa da, taraflardan birinin karşı tarafa ilettiği iş sözleşmesinin karşılıklı feshine dair sözleşme yapılmasını içeren bir açıklama (icap), ardından diğer tarafın da bunu kabulü ile bozma sözleşmesi (ikale) kurulmuş olur. Bozma sözleşmesinde icapta, iş ilişkisi karşı tarafın uygun irade beyanı ile anlaşmak suretiyle sona erdirmeye yönelmiştir. Bu sebeple, ikale sözleşmesi akdetmeye yönelik icap, fesih olarak değerlendirilip, feshe tahvil edilemez....
Sözleşme özgürlüğünün bir sonucu olarak daha önce kabul edilen bir hukuki ilişkinin, sözleşmenin taraflarınca sona erdirilmesi mümkündür. Sözleşmenin, doğal yollar dışında tarafların ortak iradesiyle sona erdirilmesi yönündeki işlem ikale olarak adlandırılır. İş Kanununda bu fesih türü yer almasa da, taraflardan birinin karşı tarafa ilettiği iş sözleşmesinin karşılıklı feshine dair sözleşme yapılmasını içeren bir açıklama (icap), ardından diğer tarafın da bunu kabulü ile bozma sözleşmesi (ikale) kurulmuş olur. Bozma sözleşmesinde icapta, iş ilişkisi karşı tarafın uygun irade beyanı ile anlaşmak suretiyle sona erdirmeye yönelmiştir. Bu sebeple, ikale sözleşmesi akdetmeye yönelik icap, fesih olarak değerlendirilip, feshe tahvil edilemez. Bu anlamda bozma sözleşmesinin şekli, yapılması, kapsam ve geçerliliği Borçlar Kanunu hükümlerine göre saptanacaktır....
nedeniyle sorumlu tutulması gerektiği, önceki dönemlerde kullanılan sahte faturalar nedeniyle hesaplanan vergi ve cezalar ile gecikme faizlerine ilişkin kısımlar yönünden davacının sorumluluğuna gidilmesinin mümkün olmadığı ve sorumluluk dönemi dışındaki kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı, yargı harçlarına ilişkin kısım yönünden ise; davacının 07/05/2013 tarihinde şirketin kanuni temsilciliği görevinin sona erdiği, asıl borçlu şirket adına yapılan cezalı tarhiyatlara karşı davacının kanuni temsilcilik görevi sona erdikten sonra dava açıldığı, davacının kanuni temsilciliğinin sona erdiği tarihten sonra şirket tüzel kişiliği adına açılan davalarda hükmedilen yargı harçlarından, diğer bir deyişle, amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gereken tarihte kanuni temsilci olmayan davacının sorumlu tutulamayacağı açık olup, dava konusu ödeme emri içeriği yargı harçlarına ilişkin kısmında da hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır....
yerel mahkeme kararının bozularak ortadan kaldırılmasını istemiştir....
bakmakla görevli mahkemeye başvurabileceği; sendika veya üst kuruluşun tüzel kişilik kazanması aşamasında, valiliğin, sendika kuruluş başvurusunu kabul etmeme gibi bir yetki ve görevinin bulunmadığı, … Sendikasının, kuruluşuna ait dilekçenin 15.4.2004 tarihinde … Valiliğine verildiği, davalı idarece bu başvuru üzerine 2821 sayılı Yasada belirtilen bilgi ve belgeler tamamlattırılarak sendika kuruluş işlemi yapılması gerekirken, aksi yönde kuruluş başvurusunun geçersiz sayılmasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali yolunda verilen kararın, temyizen incelenip bozulması davalı idare tarafından istenilmektedir....
Davacı istinaf dilekçesinde özetle, istifa dilekçesinin Şubat 2018 ayında meydana gelen olaylar karşısında konfederasyon başkanına verildiğini, istifa dilekçesinin işleme konulmayarak görevine devam ettiğini, Ali Yalçın tarafından elinde tutulan istifa dilekçesinin 31.10.2018 tarihinde kötü niyetle sendika genel merkezine getirip verdiğini, müvekkilinin istifa iradesi olmadığınına dair dilekçe verdiğini, buna rağmen gerçek iradesini yansıtmayan ve 3. bir şahıs tarafından sendikaya teslim edilen istifa dilekçesinin geçerli olmadığını beyan ederek mahkemenin kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini, ayrıca sendika yönetim kurulunun 31.10.2018 tarih ve 101 sayılı kararının tedbiren durdurulmasını talep etmiştir....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, fabrikada çamaşır kurutucusu imal edildiğini, üretimde beklenmeyen siparişler nedeniyle belirli süreli işçi alımı yapıldığını, iş akdinin işin bitimi sebebiyle kendiliğinden sona erdiğini, bu nedenle yazılı bir fesih bildiriminin olmadığını ve davacının iş güvencesinden yararlanma hakkının bulunmadığını, iş akdini yenilenmesi sebebiyle belirli süreli kabul edilemeyeceği gerekçesinin kabul edilemez olduğunu, işçinin sendika üyesi olup ücret ve diğer sosyal haklarının belirsiz süreli iş akdi ile çalışan işçilerden farklı olmadığını, sözleşme süresinin bitiminde kendiliğinden sona erdiği için fesihten söz edilemeyeceğini, bu konuda Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 2015/15770 Esas sayılı kararının emsal olduğunu, tüm alacaklarının sendika üyesi işçi olarak tam ödendiğini beyan ederek mahkemenin kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, fabrikada çamaşır kurutucusu imal edildiğini, üretimde beklenmeyen siparişler nedeniyle belirli süreli işçi alımı yapıldığını, iş akdinin işin bitimi sebebiyle kendiliğinden sona erdiğini, bu nedenle yazılı bir fesih bildiriminin olmadığını ve davacının iş güvencesinden yararlanma hakkının bulunmadığını, iş akdini yenilenmesi sebebiyle belirli süreli kabul edilemeyeceği gerekçesinin kabul edilemez olduğunu, işçinin sendika üyesi olup ücret ve diğer sosyal haklarının belirsiz süreli iş akdi ile çalışan işçilerden farklı olmadığını, sözleşme süresinin bitiminde kendiliğinden sona erdiği için fesihten söz edilemeyeceğini, bu konuda Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 2015/15770 Esas sayılı kararının emsal olduğunu, tüm alacaklarının sendika üyesi işçi olarak tam ödendiğini beyan ederek mahkemenin kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Somut olayda istifanın, şirket açısından da bağlayıcılığı gözetildiğinde davacının istifa tarihi itibariyle müdürlük görevinin sona erdiğinin tespitine ve ayrıca tescil- ilanına karar verilmesi gerekmiştir.Yukarıda açıklanan sebeplerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı hakkında verilen tedbir kararının disiplin soruşturması sona erdiği için kendiliğinden kalktığını, müvekkili Sendika Genel Yönetim Kurulu tarafından yöneticilikten uzaklaştırmaya dair tedbir kararının kaldırıldığını, davanın tamamen konusuz kaldığını, disiplin soruşturmasının Yönetmelik gereği 45 gün sürebileceğini, dolayısıyla davacının en fazla 45 gün süre ile görevden uzaklaştırıldığını, davacı hakkında başlatılan soruşturmanın etkili bir şekilde yürütülmesi için görevden uzaklaştırılmasına ilişkin tedbir kararı alındığını belirterek davanın reddini istemiştir. III....