Davalı - karşı davacı vekili istinaf sebepleri olarak özetle; davalı- karşı davacı şirketin bir yatırım kuruluşu olduğunu, davacının, 17.06.2015 tarihinden itibaren müzekkili şirketin merkez şubesinde çalışmakta olup, davacının 13.04.2017 tarihine dek görevinin Kaldıraçlı İşlemler müşteri temsilciliği olduğunu zira davacı ile akdedilen 17.06.2015 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesinde davacının görevinin müşteri temsilcisi olduğunun açıkça belirtildiğini, davacıya tebliğ edilmiş bulunan görev tanımında da görevinin müşteri temsilciliği olduğunun belirtildiğini, davalı şirketin yine merkez şubesinde bulunan "Türev Piyasalar Müşteri Temsilciliği Pozisyonu"nda personel ihtiyacı hasıl olması ve muhatabın Türev Piyasalar Müşteri Temsilciliği konusunda yasal lisansının da bulunması göz önüne alınarak davacı personelin, 13.04.2017 tarihinden itibaren bu pozisyonda görevlendirildiğini, bu değişiklikten ötürü davacının iş şartlarında her hangi bir ağırlaşma söz konusu olmadığını ve bu itibarla...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, bağımsız bölüm mülkiyetinin tespiti, tahliye ve kat irtifakının sona erdirilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde; tapu kütüğünde 12 bağımsız bölümlü olarak kayıtlı olan ve onaylı mimari projesine aykırı inşa edilmesinden dolayı 11 bağımsız bölüm içeren kat irtifaklı anayapıda, kayden bağımsız bölüm maliki olduğu halde fiilen kullandığı bağımsız bölüm bulunmayan müvekkilinin, 7 numaralı bağımsız bölümün maliki olduğunun tespitini, bu bağımsız bölümü kullanan kişinin tahliyesi ve boş olarak teslimini, bunun mümkün olmaması halinde anataşınmazdaki kat irtifakının sona erdirilmesi ile paylı mülkiyete dönüştürülmesini istemiştir....
Sözleşme özgürlüğünün bir sonucu olarak daha önce kabul edilen bir hukuki ilişkinin, sözleşmenin taraflarınca sona erdirilmesi de mümkündür. Sözleşmenin doğal yollar dışında tarafların ortak iradesiyle sona erdirilmesi yönündeki işlem ikale olarak değerlendirilmelidir. İşçi ve işveren iradelerin fesih konusunda birleşmesi, bir taraf feshi niteliğinde değildir. 4857 sayılı İş Kanunu'nda bu fesih türü yer almasa da, taraflardan birinin karşı tarafa ilettiği iş sözleşmesinin karşılıklı feshine dair sözleşme yapılmasını içeren bir açıklamanın (icap) ardından diğer tarafın da bunu kabulü ile bozma sözleşmesi (ikale) kurulmuş olur. Bu anlamda bozma sözleşmesinin şekli, yapılması, kapsam ve geçerliliği Borçlar Kanunu hükümlerine göre saptanacaktır....
Davalı vekili, müvekkili şirket ile davacı işçi arasında düzenlenen 25.12.2008 tarihli fesih protokolü ile iş sözleşmesinin sona erdirildiğini, davacının görev yaptığı pozisyonun satış hedeflerinin sürekli düşüş gösterdiğini, davacının görev yaptığı bölümün cirosunun şirketin genel cirosuna göre oranının çok düşük kaldığını, iş sözleşmesinin sona erdirilmesi konusunda taraflar arasında mutabık kalındığını ve fesih protokolü kapsamında feshe bağlı alacaklarının işçiye ödendiğini, ayrıca işçiye fesih mutabakatı karşılığı ayrıca ödeme yapıldığını savunarak davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davacının iş sözleşmesinin ikale suretiyle sona erdirmesinde makul yararın bulunmadığı, esasen iş sözleşmesinin işverenlik tarafından sona erdirildiği dosya kapsamından iş sözleşmesinin geçerli nedene dayalı olarak sona erdirildiği hususunun işverence kanıtlanmadığı gerekçesiyle işe iadeye karar verilmiştir. Hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
A.Ş'nin ihyasına karar verilerek şirket tasfiye memuru olarak tarafının atandığını, yaşının gereği görevi gerçekleştiremeyeceğini mahkemeye bildirmiş olmasına rağmen karar düzenlenmediğini, işbu nedenlerle TTK'nın 537/2 maddesi uyarınca tasfiye memuru görevinin sona erdirilmesini, yeni tasfiye memuru olarak şirket ortaklarından ... veya diğer ortaklardan birinin atanmasını, işbu hususun tescil ve ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dava, tasfiye memurunun görevinin sona erdirilmesi ve şirkete yeni tasfiye memuru atanması istemine ilişkindir. Tasfiye memuru ... 'nun yaşı nedeniyle ileri sürdüğün mazeretin salgın döneminde olduğumuz da dikkate alındığında geçerli bir mazeret olarak mahkememizce değerlendirilmiş ve talebinin kabulüyle .... ATM'nin 2018/... esas 2018/ ... karar sayılı ilamı ile atanan tasfiye memurunun değiştirilerek ... nun ... sicil nosuna kayıtlı ... San. Tic. A.Ş'nin .... İcra Müdürlüğünün 2008/......
Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacının, kanuni temsilciliği sona erdikten sonra, ödeme emri içeriği borçların asıl borçlu şirket tarafından yapılandırıldığı, bu nedenle sorumluluğunun bulunmadığı iddiasıyla kararın bozulması istenilmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir. DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: İleri sürülen iddialar temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz istemlerinin reddine ve kararın onanmasına, temyiz isteminde bulunandan 375,10-TL maktu harç alınmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, kat irtifakının sona erdirilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir....
Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, davacının işyeri değişikliğinin esaslı değişiklik taşıdığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının sendika iş yeri baş temsilcisi olarak iş sözleşmesinin feshinin geçersizliğinin tespiti ile davalı iş yerindeki işe iadesine, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 25. maddesinin 4. fıkrasına göre davacıya ödenmesi gereken bir yıllık ücreti karşılığı sendikal tazminatın kabulüne karar verilmiştir. Temyiz: Davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Gerekçe: 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 24. maddesinin 4. fıkrasına göre işveren, yazılı rızası alınmadıkça işyeri sendika temsilcisinin işyerini değiştiremez veya işinde esaslı değişiklik yapamaz. Aksi halde değişiklik geçersiz sayılır. Somut olayda dava dışı ......
Hukuk Dairesinin 20.10.2016 gün ve 2015/14395 E. -2016/11493 K. sayılı ilamı ile “kat mülkiyetinin sona erdirilmesi talebi bakımından, yasanın aradığı şartlar oluşmadığı halde mahkemece Kat Mülkiyeti Kanununun 49. maddesi uyarınca dava konusu taşınmazda kat mülkiyetinin sona erdirilerek tapu kütüğündeki buna ilişkin kaydın silinmesine, davacının arsa paylarının düzeltilmesi talebi bakımından ise herhangi bir araştırma yapılmadan reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
İş Mahkemesi'nin E:2016/194 sayılı dosyasında açılan davada, sendika yönetim kurulu kararının iptaline karar verildiğini, bu kararın, Yargıtay onamasından geçerek kesinleştiğini; 01.10.2016 tarihinde gerçekleşen genel kurula katılmayarak, davadaki sendikadaki görevinin sona erdiğini; 5510 sayılı kanunun 4/1- a bendi gereği, sendika şube başkanı ve yönetim kuruluna seçilenlerin sigortalı sayıldığını, yaklaşık 8,5 ay yatırılmayan ve hak kazanılmış SGK primlerinin davalı tarafından tamamlanması gerektiğini; 15.01.2016- 01.10.2016 tarihleri arasındaki ücret ve benzeri haklarının davacıya ödenmiş olduğunu, ancak primlerinin yatırılmadığını belirterek, davacının 15.01.201601.10.2016 tarihleri arasındaki 8,5 aylık süreçte geçen hizmetinin ve bu döneme ait prime esas ücretinin tespiti ile SGK primlerinin tamamlanmasına, kayıtların bu tespite göre düzeltilerek davacının Sigorta hizmetlerinden faydalandırılmasına, bu dönemlere ait primlerin davalı tarafından yatırılmasına, hizmet sürelerinin birleştirilmesine...