Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, davalı Sendika tarafından alınan üyelikten çıkarma kararının usul ve yasaya uygun olduğunu beyan ederek mahkemenin kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ilk derece Mahkemesi kararının istinaf edilebilir olup olmadığı noktasındadır. Somut olayda davacı tarafın iddiasının, davalı tarafın cevabının, taraflarca ibraz edilen ve mahkemece celp edilen kayıt ve belgelerin bir bütün halinde Dairemizce dosya üzerinden yapılan incelemesi sonucunda, dava; sendika üyeliğinden kesin çıkarılmaya yönelik sendika merkez genel kurul kararının iptali talebine ilişkindir....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, davalı Sendika tarafından alınan üyelikten çıkarma kararının usul ve yasaya uygun olduğunu beyan ederek mahkemenin kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ilk derece Mahkemesi kararının istinaf edilebilir olup olmadığı noktasındadır. Somut olayda davacı tarafın iddiasının, davalı tarafın cevabının, taraflarca ibraz edilen ve mahkemece celp edilen kayıt ve belgelerin bir bütün halinde Dairemizce dosya üzerinden yapılan incelemesi sonucunda, dava; sendika üyeliğinden kesin çıkarılmaya yönelik sendika merkez genel kurul kararının iptali talebine ilişkindir....
Kaldı ki, aynı yasanın genel kurulların oluşmasını düzenleyen 10/1 fıkrasında “ İşçi sendika şubesi genel kurulu üyelerden oluşur" kuralına yer verildikten sonra 2. fıkrasında üyelerin çok sayıda olması halinde, genel kurulun delegelerle toplanacağı kurala bağlanmıştır. Şube genel kurul delegesi olma, üyelik hakkından kaynaklanmaktadır. Şube genel kurul delegesi iken üyelik sıfatını yitiren bir işçinin delegeliğinin varlığından söz edilemez. Ayrıca bu maddede delege veya üye olarak genel kurula katılmak için fiilen işyerinde çalışır olma koşulu aranmamaktadır. Hatta sendika üyesi işçinin delege adayı olması değil, doğrudan şube veya sendika organlarında görev almak için aday olması da mümkündür. Aynı yasa hükmünün son fıkrasında “ Sendika tüzüklerinde delege seçilmeyi engelleyici hükümler konamaz.” Şeklindeki düzenleme ile yasa koyucu sendika organlarında görev almayı dolayısıyla sendika içi demokrasiyi sağlamayı amaçlamıştır....
Sendika şubelerinin genel kurul faaliyetleri de dahil faaliyet ve işleyişleri aynen sendikalarda olduğu gibi demokratik ve hür sendikacılığın ilkelerine ve hukuk devletinin esaslarına uygun olmalıdır.Kanuni ve hukuka uygunluk birlikte aranmalıdır.( .. DEMOKRATĐKLĐK VE HUKUKA UYGUNLUK ACISINDAN SENDiKA SUBE GENEL KURULLARI Kamu-is; C: 9, S: 1/2007, s . 26) Sendikalar hukukunda, tüzel kişiliğin sadece sendika genel merkezlerine ait olması ve sendika şubelerinin tüzel kişiliğinin bulunmaması sebebiyle, sendika şubelerine dava yöneltilemeyeceği söylenilebilirse de, şube genel kurulunun iptali davaları söz konusu olduğunda konuya ihtiyatla yaklaşmakta zaruret bulunmaktadır. Nitekim sendika şubelerinin, merkez ile menfaat çatışması bulunması durumunda anılan davada taraf olarak yer almaması, şubelerin haklarını yeterince savunamama sonucuna yol açabilmektedir....
"İçtihat Metni" Davacı,... ile davalı ... aralarındaki Genel Kurul Kararının iptali davası hakkında Uşak İş Mahkemesinden verilen 24.4.2008 gün ve 868-376 sayılı hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: K A R A R Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin İş Bölümü alanı, özel Kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı taktirde,"Yargıtay Kanunu"nun 14'ncü maddesiyle sınırlıdır. Anılan madde hükmünde ise, Dairemizin hasren 506 ve 1479 sayılı Yasalardan doğan uyuşmazlıklara ilişkin olarak İş Mahkemelerinden verilen hüküm ve kararları inceleyeceği öngörülmüştür. İncele konusu karar, sendika genel kurul kararının iptali istemine ilişkin olup, belirgin şekilde 14'ncü maddenin kapsamı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin işbölümü alanı içine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü dava dosyasının Yargıtay 9.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 29.5.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
10- 14 maddelerinde yer alan düzenlemeler göz önüne alındığında, şube genel kurullarının 4 yıl dolmadan ve merkez genel kurullarından en az iki ay önce bitirilmesi zorunlu olduğunu, şube genel kurullarının sendika merkez genel kurullarından önce yapılması gerekliliğinin sendikaların iç işleyişlerinde demokratik ilkelere uygun hareket etme zorunluluğunun bir gereği olduğunu, şube genel kurullarının şubeye bağlı üyelerce seçilen delegelerden, merkez genel kurullarının ise, şube genel kurullarında seçilen üst kurul delegelerinden oluşmakta olduğunu, bu durumun sendika ana tüzüğünün 15. maddesindeki “sendika genel merkez genel kurulu, sendikanın en yüksek ve yetkili organı olup, bağlı şubelerin genel kurullarında üye sayılarına oranla seçilecek 200 delege ile, sendika genel merkez yönetim ve denetleme kurulları asil üyelerinden oluşur.” şeklindeki düzenlemeyle açık olarak belirtildiğini beyan ederek şube genel kurulları gerçekleştirilmeden , tüzüğe aykırı olarak delege yeter sayısı oluşmadan...
10- 14 maddelerinde yer alan düzenlemeler göz önüne alındığında, şube genel kurullarının 4 yıl dolmadan ve merkez genel kurullarından en az iki ay önce bitirilmesi zorunlu olduğunu, şube genel kurullarının sendika merkez genel kurullarından önce yapılması gerekliliğinin sendikaların iç işleyişlerinde demokratik ilkelere uygun hareket etme zorunluluğunun bir gereği olduğunu, şube genel kurullarının şubeye bağlı üyelerce seçilen delegelerden, merkez genel kurullarının ise, şube genel kurullarında seçilen üst kurul delegelerinden oluşmakta olduğunu, bu durumun sendika ana tüzüğünün 15. maddesindeki “sendika genel merkez genel kurulu, sendikanın en yüksek ve yetkili organı olup, bağlı şubelerin genel kurullarında üye sayılarına oranla seçilecek 200 delege ile, sendika genel merkez yönetim ve denetleme kurulları asil üyelerinden oluşur.” şeklindeki düzenlemeyle açık olarak belirtildiğini beyan ederek şube genel kurulları gerçekleştirilmeden , tüzüğe aykırı olarak delege yeter sayısı oluşmadan...
Sendika şubesi genel kurulları ve üye sayısı bini aşan sendikaların genel kurulları delegelerle yapılabilir. Delegeler üyeler tarafından gizli oy, açık sayım ve döküm esasına ve sendika tüzüğündeki hükümlere göre seçilir....Sendika şubeleri ile sendika ve konfederasyonların yönetim ve denetleme kurulu üyeleri bu sıfatla kendi genel kurullarına delege olarak katılırlar. Delege sıfatı, müteakip olağan genel kurul için yapılacak delege seçimine kadar sürer. Tüzüklere delege seçilmeyi engelleyici hükümler konulamaz.” Sendika tüzüğünün “Sendika Genel Kurulunun Oluşması” başlıklı 14. maddesinde yer alan düzenlemelere göre de “Sendikanın genel kurulu, sendikanın en yüksek ve yetkili organıdır. Sendika genel kurulu delegelerden oluşur, Genel kurul tüzük hükümlerine göre şube genel kurullarından gizli oy, açık sayım ve döküm esasına uyularak seçilen 200 (iki yüz) delegenin şubelere dağılımı aşağıda belirtilen esaslara göre yapılır...”...
Olağan genel kurul, kanunda ve daha kısa bir süre belirlenmesi koşuluyla tüzükte öngörülen sürelerde düzenli olarak yapılmak zorunda olunan ve yapılması için herhangi bir sebebin ortaya çıkması gerekli olmayan genel kuruldur. Olağanüstü genel kurul ise ancak genel kurulun olağanüstü toplanmasını gerektirir nitelikte objektif ve ciddi sebeplerin bulunması halinde söz konusu olan istisnai nitelikteki genel kuruldur. 6356 sayılı Kanun'un 12. maddesinin ikinci fıkrasına göre “Olağan genel kurul en geç dört yılda bir toplanır.” 4688 sayılı Kanun'un 10. maddesinin ikinci fıkrası da aynı yöndedir. Sendika tüzüğünün 36. maddesinde de, şube genel kurulunun dört yılda bir, şube yönetim kurulu kararı ve genel yönetim kurulunun onayı ile toplanacağı belirtilmiştir. Bu genel açıklamalardan sonra belirtmek gerekir ki, mahkemece “... Sen Sendikası......
Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, sendika genel merkez yönetim kurulu kararına karşı iptal davasının bir aylık hak düşürücü süre içinde açılması ve bu konuda mülga 743 sayılı Türk Kanuni Medenisi'nin 68’inci maddesinin uygulanması gerektiğini ifade etmiştir (YHGK., 2000/9-54 esası, 2000/43 sayılı kararı). Bu genel açıklamalar ışığında temyiz itirazlarının değerlendirilmesi gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta davalı sendika genel yönetim kurulunun 30/03/2018 tarih ve 337 sayılı kararının ikinci bendinin iptali talep edilmektedir. Dava konusu genel yönetim kurulu kararı 02/04/2018 tarihinde sendika ...Şubesi’ne tebliğ edilmekle birlikte, davacı ...Şube başkanı tarafından 01/06/2018 tarihinde dava açıldığından, somut uyuşmazlıkta davanın açılabilmesi için bir aylık hak düşürücü süre geçmiş durumdadır. Diğer taraftan dava konusu genel yönetim kurulu kararının yok hükmünde olması yahut mutlak butlanla hükümsüz sayılmasını gerektiren bir durum da söz konusu değildir....