CEVAP; davalı vekilinin 04/05/2020 tarihli cevap dilekçesini özetle; davacının sunmuş olduğu banka dekontunda da görüleceği üzere 08.03.2016 tarihinde müvekkil hesabına 64.000 TL gönderdiği müvekkili tarafça inkar edilmediğini, nitekim davacının göndermiş olduğu bu bedel, yetkisiz icra dairesinde takip başlatılmasının ardından derhal iade edildiğini, ancak davacı her ne kadar dekontun açıklamasında "Ham madde bedelidir." şeklinde açıklama yazmışsa da taraflar arasında buna ilişkin bir akdi ilişki bulunmadığını, taraflar arasında herhangi bir sözleşme ilişkisi bulunmamasından dolayı, herhangi bir borcun karşılığı olmayarak veya sehven gönderilen bedel sebepsiz zenginleşme oluşturduğunu, bu haliyle takip konusu alacak 2 yıllık zaman aşımına tabi olduğunu, takip konusu bedel 08.03.2016 tarihinde gönderilmiş olup ilk takip tarihi 27.12.2019 olduğunu, bu haliyle takip konusu alacağın tamamı zamanaşımına uğradığını, zamanaşımına uğramış olmasına rağmen ödenen miktarı müvekkil tarafından iade...
Hadisede ticari müşteriliğin, bundan kaynaklı borçluluğun bulunmadığı, bu itibarla hadisenin iki taraf için de ticari iş mahiyetinde sayılamayacağı, davanın senet alacaklısı bankanın sehven senet borçlusuna verdiği yanlış senedin bedelinin iadesine müteallik açtığı sebepsiz zenginleşme davası olması ciheti ile davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması nedeni ile, davanın göreve ilişkin dava şartı bulunmadığından HMKnın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; "...davalı bankaya husumet yöneltilemeyeceği; paranın dava dışı borçlunun hesabına geçmesinden sonra, davalı bankanın artık hesabı üzerinde tasarruf yetkisi olmayan bu kişiye sehven gönderilen parayı onun adına davacıya iade etmesinin hukuken mümkün olmadığı; kendi adına iade etmesi halinde ise, dava dışı hesap sahibinden olan alacağının 10.000,00 TL'lik kısmını bu yolla tahsil etmiş olan davalı bankanın bu kişiye karşı olan alacak hakkını bu tutar kadar kaybederek zarara uğrayacağı; davacının hatasından dolayı davalı bankanın böyle bir zarara katlanma yükümlülüğünün bulunmadığı; davacının hatalı işleminden dolayı sebepsiz zenginleşen tarafın dava dışı takip borçlusu Ahmet Bildik olduğu ve davacının söz konusu tutarı ancak bu kişiden talep edebileceği anlaşılmakla husumet yönünden ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş; kısa kararda sehven sadece "ispatlanamayan davanın reddine" şeklinde belirtilmişse de yazım hatasından...
Bilindiği üzere, sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. 818 sayılı BK'nın konuya ilişkin 61 ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Somut olayda, dava dışı banka müşterisi borçlu ...'...
Böylece dava tarihi itibarıyla, davacının henüz kendisinin yaptığını iddia ettiği muhtesatı ve iyileştirmeyi davalı tarafa teslim etmediği, yani fakirleşmediği, davaya konu taşınmaz satılarak bedeli taraflar arasında paylaşılmadığı için davalı tarafın mal varlığında bir artış gerçekleşmiş olmayacağından, davacının henüz sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre yaptıklarının bedelini isteme hakkının doğmadığı açıktır. (22.02.1991 gün 1990/1- 1991/1 sayılı YİBK) Bu nedenle davacı tarafça yapıldığı iddia edilen faydalı işlerin varlığı ve davalının sebepsiz zenginleşmesine yol açıp açmadığı ve buna göre istenilmesi ancak satışın gerçekleşip bedelin paylaşılmasından sonra mümkündür. Eldeki dava tarihi itibarıyla henüz satış gerçekleşmediğine göre davalıdan sebepsiz zenginleşme nedeni ile talep hakkı da henüz doğmamıştır....
ne dava dışı Matsen Damian Bargiel tarafından 01/05/2016 tarihinde gönderilen 3.150,00 Euro 'nun T1 memurları tarafından yapılan bir hata sonucu" İBAN " no ları karıştırılarak aynı şubede Euro hesabı bulunmayan davalının hesabına alacak kaydedildiği, onun da hesabına kaydedilen meblağı üç kalemde tahsil ettiği, durumun anlaşılması üzerine davacı banka tarafından ödemenin geri istendiği, geri ödeme yapılmaması üzerine ihtarname keşide edilerek borcun bu defa ihtarname ile geri ödenmesinin ihtar edildiği, borcun ödenmemesi üzerine alacağın tahsili için icra takibi yapıldığı, davalı yanın hesabına sehven geçtiği anlaşılan 3.150,00 Euro'nun dava dışı asıl havale gelen banka tarafindan ödendiği, davacı banka personelinin yaptığı hatalı işlem nedeniyle davalının sebepsiz olarak zenginleştiği, davacı bankanın dava dışı kişiye ödediği bu bedeli sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalıdan talep edebileceği, takipten önce borçlunun temerrüdü ispatlanamadığından faiz talebinin yerinde olmadığı...
Sayılı Yargıtay İBK'na göre, taraflar satışın kanıtlanması durumunda verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca isteyebilirler. Bu sözleşmeler geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmaz.Herkes aldığını iade etmekle yükümlüdür. Bu iade yükümlülüğünde de denkleştirici adalet kuralı göz ardı edilmemelidir. Davacı, davalı Yaşar'a ait taşınmazın satışı konusunda anlaştıklarını ve taşınmaz malikinin isteği üzerine 30.000,00 TL kaparo bedelinin diğer davalı Fikret Can'ın banka hesabına gönderildiğini ileri sürmüş ancak herhangi bir yazılı sözleşme yerine sadece banka dekontu ibraz edilmiştir. Davalı Yaşar vekili, cevap dilekçesinde taraflar arasında taşınmaz satışı konusunda sözlü anlaşma bulunduğunu kabul etmiş,anlaşmaya göre 30.000,00 TL'nin peşinat olarak gönderileceği konusunda tarafların mutabık kaldıklarını beyan etmiştir....
Hukuk Dairesi'nin 21.04.2015 tarihli ve E.2015/4731-K.2015/4391 sayılı kararı ile, “ Mahkemece, davacı tarafından hem tescil hem de sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre ...... talep edilmesinin çelişkili olduğu kabul edilmek sureti ile ...... talebinin reddine karar verilmiş ise de mahkemenin kabulü dosya kapsamına uygun değildir. Davacı aynı anda tescil ve ...... talebinde bulunmamış; çekişmeli taşınmazı davalı ......den satın aldığını iddia ettiğinden, tescil talebinin kabul olunmaması halinde davalı ......ye ödediğini iddia ettiği taşınmaz bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince ...... olarak iadesini talep etmiştir. Bu şekilde ileri sürülen seçimlik talebin birbiri ile çeliştiğinden söz edilemez. Hal böyle olunca mahkemece ...... talebi yönünden de işin esasına girilerek, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda bildirecekleri deliller toplanıp sonucuna göre karar verilmelidir....
Anılan karar 16.Hukuk Dairesi'nin 02.03.2015 tarihli ve E.2014/13082-K.2015/1545 sayılı kararı ile, “ Mahkemece, davacı tarafından hem tescil hem de sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre ...... talep edilmesinin çelişkili olduğu kabul edilmek sureti ile ...... talebinin reddine karar verilmiş ise de mahkemenin kabulü dosya kapsamına uygun değildir. Davacı aynı anda tescil ve ...... talebinde bulunmamış; çekişmeli taşınmazı davalı ...den satın aldığını iddia ettiğinden, tescil talebinin kabul olunmaması halinde davalı ...ye ödediğini iddia ettiği taşınmaz bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince ...... olarak iadesini talep etmiştir. Bu şekilde ileri sürülen seçimlik talebin birbiri ile çeliştiğinden söz edilemez. Hal böyle olunca mahkemece ...... talebi yönünden de işin esasına girilerek, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda bildirecekleri deliller toplanıp sonucuna göre karar verilmelidir....
Ancak bu durumda taraflar, geçersiz sözleşmeye dayalı olarak karşı tarafa ödedikleri bedeli sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri isteyebilir. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için,bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olması gerekir. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. İade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tespit edilmesi gerekir....