Sebepsiz iktisapta iktisap edenin faydalanmaya diğer ikinci derecedeki sonuçlar ile aynen veya değerinin tazmini şeklinde geri verilmesi amaçlanmaktadır. Hakkın meydana gelmesinde esas bir sözleşme veya haksız eylem değildir. Nedensiz zenginleşmeden doğan geri isteme davaları nesnel (ayni) değil, kişisel (şahsi)'dir. Önemle belirtmek gerekir ki, burada bir istihkak davası değil, olağan bir para, tazminat davasıdır. Böylece; birşeyin sebepsiz zenginleşme teşkil ettiğini bildiği halde onu alan bir üçüncü kişiye karşı sebepsiz iktisap davası ileri sürülemez. Sözleşme ilişkisinin bulunduğu dava dışı .... ile davacı arasındaki ilişki yerine sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı davanın açılmasının mümkün olmayacağı açıktır. Hemen belirtelim ki, sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir....
Davalı istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketin şahsına ait Kuveyt Türk Bankası hesabına sehven 70,000,00 TL havale işlemi yapıldığı gerekçesiyle sebepsiz zenginleşme hükümleri gereği işbu davayı açmış bulunduklarını, ancak şahsının yapılan bu işlemde hiçbir kusuru ve ihmali bulunmadığından davanın reddi gerektiğini, davaya konu olan yanlış havale işleminin 22/04/2021 tarihinde şahsının hiç kullanmadığı bir hesaba yapıldığını, şahsının bu işlemden haberdar olmasının mümkün olmadığını, söz konusu hesabın atıl ve hiç kullanılmadığı için şahsı tarafindan kapatıldığını, hesap hareketlerim incelendiği takdirde hesabı aktif olarak kullanmadığını ve tarafına gönderilen meblağı kullanmadığım görüleceğini, üstelik havalenin yapıldığı tarihte ve sonrasında COVID -19 şüphesiyle karantina altında olduğunu, bu durumda dışarı çıkıp parayı iade etmesinin mümkün olmadığını, buna ilişkin raporu sunduğunu, hatalı işlemin yapılmasından 4 gün sonra şahsına resmi yollarla ulaşılmadan işbu davanın...
Dava konusu uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacağın tahsili talebine ilişkindir. Muaccel bir borcun borçlusu, ancak alacaklının ihtarıyla mütemerrid olur. Davacının dava tarihinden önce davalıya gönderdiği ihtarı olup olmadığı sorulup, saptanarak varsa faiz alacağını bu ihtarname doğrultusunda, aksi durumda dava tarihinden geçerli hüküm kurulması gerekir. Faiz alacağından ibaret hüküm altına alınan alacağa ayrıca faiz yürütülemez. Sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre borçludan faiz talep edilebilmesi için zenginleşenin iyiniyetli ya da kötüniyetli olduğuna bakılmadan temerrüde düşürülmesi halinde muaccel bir borç için tayin ve taktiri gerekir. BK'nun 101.maddesine göre gecikme faizinin işlemesi için borçluya ihtarname gönderilmek suretiyle temerrüde düşürülmelidir. İade talebinde bulunulmadan temerrüt faizinin işlemeyeceği açıktır. Dosyanın incelenmesinden, dava konusu alacağın ödenmesi hususunda davalıya ihtar yazısı gönderildiği anlaşılmaktadır....
Davalı ise, davacı ile aralarında vekalet sözleşmesinin olmadığını, belirtilen davalarda davacının vekilliğini yürütmesi için bir anlaşmanın bulunmadığını, davacıdan avukatlık hizmeti kapsamında para almadığını, gönderilen paranın davacının sitesinden satın aldığı dairenin devri gerçekleşmeyince davacıya verdiği paranın iadesi olduğunu savunmuştur. Mahkemece, davalının iddiasını ispatlayamadığı, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalının parayı iade etmesi gerektiği gerekçe gösterilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmişse de, havale bir ödeme vasıtası olup, var olan bir borcun ödendiğini gösterir. Bu karinenin aksini havaleyi gönderen şahsın ispat etmesi gerekir. Davalı savunmasında, vekalet ilişkisini kabul etmemiş ve gerekçeli inkarda bulunmuştur. Öte yandan havale makbuzlarında gönderilen paranın vekalet ücreti kapsamında verildiğine dair herhangi bir şerhin bulunmadığı anlaşılmaktadır....
KARAR Davacı, davalıya ait 603 ada 2 parsel numaralı taşınmazı ihale sonucu 10.7.1997 tarihli Encümen kararı ile satın aldığını, tapunun 31.7.1997 tarihinde kendisine devredildiğini, daha sonra davalının Encümenin yaptığı satışın geçersiz olduğu iddiasıyla Sarayönü Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/101 esas sayılı dosyası ile tapu iptali ve tescil davası açtığını, 17.5.2007 tarihinde kesinleşen kararla tapunun iptali ile davalı ... adına tesciline karar verildiğini, taşınmaz üzerine çok büyük yatırımlar yaptığını, binlerce ağaç diktiğini, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalının iade tarihindeki muhdesat değerlerini iade etmesi gerektiğini, ayrıca ödenen bedelin iade kapsamında taşınmazın rayiç bedelinin iadesi ile maddi ve manevi tazminat ödemesi gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000.000TL sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak, 200.000TL maddi ve 100.000TL manevi tazminatın faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir....
Açılan davada davacının talebi de anılan bedeli yasal bir nedene dayanmaksızın hesabında tutan davalının bu bedeli sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davacıya iade etmesine ilişkindir. Taraflar arasındaki çekişmenin kooperatif ile bir ilgisinin bulunmadığı gibi; 6102 sayılı TTK. 4.maddesi ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 99.maddesi karşısında davanın ticari dava sayılması da mümkün değildir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 3476 sayılı Kanun ile değişik 18.maddesine göre "beyyine vesikası hükmüne havi" ortaklık senedine bağlı olarak bir isteminin olmamasına, kooperatif payı ve kooperatif üyeliğine dayalı bir ödemenin istirdat şeklinde de açılan bir iddiaya yönelik bulunmamasına göre, dava Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmelidir. Ayrıca, kooperatif tüzel kişiliğinin davalı olmaması sebebiyle dava görevli mahkemede açılmış olup; işbölümü-gönderme-kararı niteliğindeki değerlendirmenin de yapılamayacağı açıktır....
Dava konusu uyuşmazlık; taraflar arasındaki adi yazılı taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklı alacağın, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre, iadesi talebine ilişkindir. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Türk Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 77. ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır....
Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Sebepsiz zenginleşmede iade borcunun kapsamını ve iade sırasında hangi masrafların istenebileceğini düzenleyen BK'nın 63. ve 64. maddeleri, zenginleşenin iyiniyetli sayılıp sayılmamasına göre farklı hükümler içermektedir. BK'nın 63/.... maddesine göre iyiniyetli zenginleşen iade zamanında elinde kalanla sorumlu olacağı halde, aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca kötü niyetli zenginleşen kural olarak bu şekilde zenginleşmenin azaldığı savunmasını yapamayacaktır. Yine, BK'nın 64. maddesi hükmüne göre, iyiniyetli zenginleşen yaptığı faydalı masrafları daima isteyebilecek iken, kötüniyetli zenginleşen bunları iade anında değer fazlalığı oranında isteyebilecektir. Sebepsiz zenginleşen ister iyiniyetli ister kötüniyetli olsun, kendisinden iade talep edilmeden önce temerrüde düşmüş sayılması mümkün olabilecek midir?...
Dava konusu uyuşmazlık; davacının, tapudan satın aldığı taşınmaza yaptığı iyileştirme bedellerinin, açılan dava sonucunda taşınmazın elinden çıkması nedeni ile, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalıdan tahsili istemine ilişkin icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkindir. Sebepsiz zenginleşme; haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından veya emeğinden yararlanma olarak tanımlanmakta olup iki mal varlığı arasındaki sebepsiz değer kaymasının geri döndürülmesi ile giderilmektedir. Aynen iade veya ikame şeyin iadesi mümkün değilse, zenginleşen, zenginleşme değerini geri vermekle yükümlüdür. Buna göre sebepsiz zenginleşen, halihazırdaki malvarlığı ile sebepsiz zenginleşme olmasaydı malvarlığının bulunacağı farazi durum arasındaki farkı iade ile yükümlüdür. Bu bağlamda sebepsiz zenginleşme davası, hukuksal bir neden olmaksızın malvarlığında kazanım meydana gelen kişi aleyhine açılır....
ün talimatıyla masraf kesintileri yapıldıktan sonra kalan 88.800 TL'nin ... hesabına havale edildiğini, İş Bankasına ödenmesi gereken tutarın da sehven davalıya ödenmiş olduğunu, bunun farkında olan davalının İş Bankasına ödeme yapmadığı gibi fazla aldığı tutarı da iade etmediğini, ipotek kaldırılmadığı için müvekkili bankanın teminatının tehlikeye girdiğini, ipoteğin kaldırılması için İş Bankasına haricen 36.670.00 TL ödenerek ipoteğin fek edilmesinin sağlandığını, davalının sebepsiz olarak zenginleştiğini ve müvekkili bankanın zararının doğmuş olduğunu ileri sürülerek 36.670,00 TL'nin 07/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte istirdaten tahsilini dava ve talep edilmiştir. Davalı vekili; yasal sürede cevap dilekçesi sunmamış, ancak dosyadaki beyanları ile kendisine fazla ödeme yapılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı ...'ın bizzat ipoteği bilerek taşınmazı ...'...