Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin tescil istemine yönelik temyiz itirazları yerinde değildir. Davacı vekilinin tazminat istemine gelince; davacı taraf dava dilekçesi ile 1974 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında taşlık olması nedeniyle tespit harici bırakılan taşınmazı, davalı belediyeden encümen kararı ile satın alındığını iddia edilerek adına tescilini talep etmiş; yargılama sırasında tescil talebinin kabul edilmemesi halinde davalı belediyeye ödediği arsa bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümleri nedeniyle davalı ...’nden tahsili isteminde bulunarak davasını ıslah etmiştir. Mahkemece, davacı tarafından hem tescil hem de sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tazminat talep edilmesinin çelişkili olduğu kabul edilmek sureti ile tazminat talebinin reddine karar verilmiş ise de mahkemenin kabulü dosya kapsamına uygun değildir....
Bu açıklamalar doğrultusunda, her şeyden önce sebepsiz zenginleşmenin oluşması için, davacı ... tarafından, annesi olan diğer davacı ...'a banka aracılığıyla havale yoluyla gönderilen paranın, hem davacı ... tarafından çekildiğinin, hem de davacı ...'a bu paranın iade edildiğinin, davalı alacaklı tarafça usulünce ispatlanması gerekmektedir. Davacı ... tarafından söz konusu paranın bankadan çekildiği hususunda, taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ancak, dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, bu bedelin davacı ...'un banka hesabına iade edildiği ve davacı ... tarafından bu paranın iade alındığı hususunda davalı alacaklı tarafından herhangi bir kayıt ve belge dosyaya sunulabilmiş değildir. Yerel mahkemece bu havale tutarının, davacı ... tarafından çekildiği iddiasına bir itirazın dosyada mevcut olmadığı yönündeki gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir. Fakat, bu kabul dosya kapsamına ve delil durumuna uygun düşmemektedir....
TBK'nın 77/1. maddesine göre, zenginleşen başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır. Geri verme borcunun konusu ve kapsamı; TBK'nın 79 ve 80. maddelerde "aynen geri verme ilkesi"ne göre düzenlenmiştir. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. Borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir. Yanlışlık eda ile ilgili olup, edada bulunan da bağışlama irade ve arzusunun bulunmadığını gösteren bir yanılmadır....
A.Ş. tarafından keşide edilen 07.07.2001 tarihli 2.500 TL bedelli ve 30.06.2001 tarihli 2.500 TL bedelli çeklerin karşılıksız iken 29.08.2002 tarihinde alacaklısına ödenerek bankaya iade olunduğunu, ceza mahkemesindeki hükmün müvekkili bilgisi dışında kesinleştiğini, davalı vekiline şikayetten vazgeçmesi için başvurulduğunu ancak 4.000 TL para karşılığında davalı tarafça feragat dilekçesi verildiğini, bu paranın çekler karşılığı olmadığının miktarından belli olduğunu, sonrasında ihtarname keşide edilerek ödenen paranın sebepsiz zenginleşme nedeni ile iadesinin talep olunduğunu, bu şekilde ödemenin mükerrer yapıldığını ileri sürerek 4.000 TL alacağın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalıdan ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir....
Bu nedenle, yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. 2)Sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre borçludan faiz talep edilebilmesi için temerrüde düşürülmesi gerekir. BK'nun 101. (TBK 117. mad.) maddesine göre gecikme faizinin işlemesi için borçluya ihtarname gönderilmek suretiyle temerrüde düşürülmelidir. İade talebinde bulunulmadan temerrüt faizinin işlemeyeceği açıktır. Somut olayda; davacı tarafından, davalının dava tarihinden önce temerrüde düşürüldüğünü gösteren bir belge sunulmamıştır. Bu nedenle, temerrüt tarihinin dava tarihi olarak kabulü, talep edilen faizin işlemeye başlayacağı tarihin de dava tarihi olması gerekir. Bu nedenle faize ifanın imkânsız hale geldiği tarih olan 01.11.2001 tarihinden itibaren hükmedilmesi yasaya uygun değildir. Ayrıca kabule göre de, ıslah ile artırılan miktara ıslah tarihinden itibaren yasal oranda faiz yürütülmesi gerekir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili 16/06/2020 tarihli istinaf dilekçesinde: Davacı kurumun, söz konusu bedel ile ilgili olarak müvekkiline karşı değil, ancak Çukurova Belediyesi'ne karşı dava açması gerektiğini, buna benzer davalarda kurumlar arası ihtilaflar için kurumların kendi aralarında dava açtığını, söz konusu davanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre müvekkilinden istenmesinin mümkün olmadığını, sebepsiz zenginleşmenin hangi hallerde olacağının yasalarda düzenlendiğini ve buna ilişkin Yargıtay içtihatları ve doktrinde çok kapsamlı incelemeler ve tartışmaların bulunduğunu, bu kararlar incelendiğinde alacağın, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre müvekkilinden talep edilmesinin mümkün olmadığını belirterek, Sonuç itibariyle: Yerel mahkemece verilen kararın istinaf incelemesi ile kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemelerince (İş Mahkemesi sıfatıyla) ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, sebepsiz zenginleşme nedenine dayalı alacak istemine ilişkindir. Salihli 2. Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın işçilik alacağından kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Salihli 1....
Dava;sebepsiz zenginleşmeye dayanan alacak davasıdır. Davada, davalıya yersiz ödendiği iddia olunan bedelin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalıdan tahsili istenilmiştir. Sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre borçludan faiz talep edilebilmesi için zenginleşenin iyiniyetli ya da kötüniyetli olduğuna bakılmadan bir ihtar ile ya da aleyhine bir dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir. Borçlunun temerrüdü, borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğinden veya ihtarnamede ödeme için süre verilmişse bu sürenin bitiminden itibaren oluşur. İade talebinde bulunulmadan temerrüt faizi işlemez. O halde somut olayda, davalı için keşide olunan bir ihtarname bulunup bulunmadığı araştırılıp, davalının temerrüdü yoksa dava tarihinden itibaren davalının temerrüde düştüğü kabul edilmek suretiyle faiz yönünden karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile ödeme tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir....
Bankası AŞ takasa odası aracılığıyla elektronik ortamda ibraz edilen çek bedeli olan 45.000 TL'nin sehven ödendiği iddiasıyla davalının sehven ödendiği belirtilen bu bedeli iade etmemesi sebebiyle sebepsiz zenginleştiğinden bahisle işbu davayı açtığı, söz konusu çek bedelinin 02/11/2017 tarihinde davalı tarafından takasa ibraz edilerek ödendiğinin ... Bankasının 22/03/2019 tarihli yazı cevabından anlaşıldığı, davacı vekili 11/10/2021 tarihli beyan dilekçesinde davalıya ödenen çek bedeli olan 45.000 TL'nin çek hesabı sahibi ...'in müvekkili banka nezdindeki ... numaralı hesabına iade edildiğini belirtmiş olup buna göre davacı bankanın fakirleşmesine sebebiyet veren hususun sehven ödendiği belirtilen çek bedelinin müşterisi olan dava dışı çek hesabı sahibi ...'...
nun 77- 82.maddelerinde) göre sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının geçerli (haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığında bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır. 22.02.1991 gün, 1990/1 E.- 1991/1 K.sayılı YİBK'nda da vurgulandığı gibi; iade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tespit edilmesi gerekir. Bu kapsamda; davalı avukat ile davacı arasındaki vekalet ilişkisinin 23.03.2015 tarihli azilname ile sona erdiği; davalının vekilliği sırasında İstanbul Anadolu 1. İcra Müdürlüğü 2015/16501E....