Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili 22/10/2013 havale tarihli dilekçesiyle, taraflar arasında gerçekleştirilen işlemin faktoring işlemi olmadığının kabulü halinde sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde müvekkilinin alacağına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı ... vekili, öncelikle zamanaşımı itirazında bulunduklarını, bunun yanında takibe konu alacağın ne miktarda olduğu hususu ile alacağın ilgili yönetmelik maddelerine uygun bir alacak olup olmadığı hususlarının da belli olmadığını, ayrıca sebepsiz zenginleşme hükümlerinin uygulanamayacağını, zira zamanaşımının söz konusu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı ... vekili, dava konusu alacağın fatura veya benzeri belgelerle ispatının gerektiğini, ayrıca sebepsiz zenginleşme kurumuna ilişkin 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....

    Kendisine ödeme yapılan kişi de bu ödemeleri sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince geriye ödemek zorundadır. Adli yargıda açılması gereken bu davalarda kendisine ödeme yapılan davalı kişinin "ödeme koşullarını taşıdığı, iptal kararının doğru olmadığı, iyi niyetli olduğu, ödemenin geri istenmesinin yasal dayanağının bulunmadığı v.s." yolundaki savunmaları, ödemenin iptaline ilişkin işlemin (kararın) iptali için idari yargıda açacağı davada ileri sürülebilir. Adli yargıda sebepsiz zenginleşme nedeniyle kurumca açılan davalarda sonuca etkili olmadığı gibi idari bir işlemi (kararı) ortadan kaldıracak veya tesirini azaltacak sonuçları doğuracak iddia ve savunmaları adli yargının inceleme, yetki ve görevi de yoktur. Bu davalarda önemli olan, ödemenin iptaline ilişkin kamu kurumunca yapılan işlem (verilen karar) üzerine hangi tarihten itibaren ve hangi ödemelerin geri istenebileceğidir....

      Fazla ödemenin idarenin bir şart tasarrufuna dayanmadığı, salt hatalı ödemeden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.Türk Borçlar Kanunu'nun 77/1 madesi "Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi vermekle yükümlüdür." hükmünü içermekte olup, geri verme borcunun konusu ve kapsamı aynı Kanun'un 79 ve 80. maddelerinde "aynen geri verme ilkesi"ne göre düzenlenmiştir.Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır.Borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir....

        Geçersiz sözleşmede taraflar ancak sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre verdiklerini geri isteyebilirler ise de davacı davasını sebepsiz zenginleşme hükmüne dayandırmamıştır. Mahkememizce davacının talebinden fazla bir talebe ya da başka bir talebe karar verilemez. Kaldı ki, davacı davasını sebepsiz zenginleşme hükmüne dayandırsa bile davalı süresi içerisinde zamanaşımı itirazında bulunmuş olup, dava zamanaşımı süresinden sonra açılmıştır. Gerekçesiyle” davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Bir davada, maddi olayları ve vakıaları açıklamak tarafların, hukuki nitelendirmeyi ve davayı aydınlatmak görevi ve ilgili kanun maddesini bulup uygulamak ise hakimin görevidir. (HUMK.'nun 76.madde 6100 sayılı Yasanın 31.md.) Taraflar arasındaki uyuşmazlık; harici satış sözleşmesi ile satın alınan 14 nolu dairenin bedelinin, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tahsiline ilişkin bulunmaktadır....

          Mahkemece, keşide tarihinden itibaren 6 aylık sürenin geçtiği ve bankaya ibraz edilmeyen çekler nedeniyle sebepsiz zenginleşmeye dayalı takip yapıldığına dair açıklama bulunmadığı gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Karar taraflarca temyiz edilmiştir. Dava konusu hamiline yazılı çeklerde davacının hamil, davalının ise çek keşidecisi olduğu belirlenmiştir. Davacı dava dilekçesinin 3.bendinde sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayandığını açıkça belirtmiştir....

            in keşidecisi olduğu 21.02.2009 tarihli çekin de dava dışı ... tarafından müvekkile verilen ve vadesinde ödenmeyen çeklerden olduğunu, dava dışı ... ile birlikte davalı hakkında sözkonusu çeke dayalı yapılan takibe davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu, keşideci olan davalının sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre sorumlu olduğunu belirterek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, yetki itirazında bulunmuş, dava dilekçesinin sebepsiz zenginleşme esasına dayandığını, arada temel ilişki bulunmaması halinde sebepsiz zenginleşme hükmüne dayanılarak talepte bulunabileceğini, müvekkilin ise çek vasfını yitiren çekin karşılığını dava dışı ...'...

              Maddesi gereğince kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf sebepleriyle bağlı olarak yapılan inceleme sonunda; Taraflar arasındaki uyuşmazlık; yapıldığı iddia edilen fazla ödemenin hukuki nitelemesinin istirdat davası mı yoksa sebepsiz zenginleşme davası konusu mu olduğu, buradan varılacak sonuca göre davanın süresinde açılıp açılmadığına ilişkindir. Yerel mahkeme yapıldığı iddia edilen fazla ödemenin istirdat davası konusu olabileceğini, bu durumda da hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahisle davanın usulden reddine karar vermiştir. İstirdat ve sebepsiz zenginleşme arasında farklar vardır. İstirdat davası, borç olmayan bir şeyin icra takibi sonucunda ödenmesi durumunda, ödenen paranın geri alınması için açılan bir davadır. Sebepsiz zenginleşme davası ise, haklı bir sebep olmaksızın bir başkasının mal varlığından veya emeğinden zenginleşen kişiye karşı bu zenginleşmenin geri verilmesi için açılan bir davadır. Sebepsiz zenginleşmede, iradi olarak bir ödeme söz konusudur....

              Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının geçerli (haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır. Geçersiz satış sözleşmesi gereğince; diğerinin mal varlığına kayan değerlerin iadesi "Denkleştirici Adalet" düşüncesine dayanmaktadır. Denkleştirici Adalet İlkesi ise, haklı bir sebebe dayanmadan başkasının mal varlığından istifade ederek, kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği kazanımı geri verme zorunda olduğunu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğünü ifade eder....

                İade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tespit edilmesi gerekir. Sebepsiz zenginleşme borçlusunun, muhdesatın yapıldığı anda ekonomik açıdan zenginleştiği, yapanın ise o anda fakirleştiği ileri sürülmez. Zira, vücuda getiren tarafından kullanılan muhdesatın, taşınmaz malikine herhangi bir katkısı bulunmamaktadır. Bu nedenle, ekonomik yönden zenginleşme ve fakirleşmenin, satış suretiyle taşınmazdaki ortaklığın giderildiği anda gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Daha açık deyişle, sebepsiz zenginleşme, satışın yapılıp bedelinin ödendiği tarihte gerçekleşir. Bununla birlikte; davalının sebepsiz zenginleştiği miktar, satış bedelindeki hissesine düşen muhdesat oranı kadardır....

                  kredi borçlusuna karşı mevcudiyeti karşısında sebepsiz zenginleşme şartlarının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu