Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyasına hacizlerin kaldırılması için ödenen 16.000,00 TL bedelin 03/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca davalı taraftan tahsiline ilişkindir. Mahkemece; Davanın hukuksal niteliği itibariyle, cebri icra tehdidi altında haksız olarak ödendiği iddia olunan bedellerin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca iadesi istemine ilişkin olduğu, Davacı şirketin takip dosyasının tarafı olmadığı, 3. kişi konumunda olduğu, davacı tarafından dava dışı borçlunun borcunun tasfiyesi amacıyla yapmış olduğu ödemelerin alacaklı yönünden borca mahsuben ödenmiş sayılmakla birlikte alacaklının sebepsiz zenginleştiğinin düşünülemeyeceği, takip borçlusu dava dışı firmanın borçtan kurtulma yoluyla sebepsiz zenginleştiği, sebepsiz zenginleşme ve bedel iadesi talebinin dava dışı borçluya yöneltilmesi gerekiğinden, yanlış kişiye dava açıldığından pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir....

    Sebepsiz zenginleşmeden bahsedilebilmesi için diğer şartların yanında en önemlisi zenginleşenin mal varlığında meydana gelen artışın haklı bir sebebe dayanmamasıdır. Zira zenginleşmeyi doğuran sebep, kazandırma veya zenginleşenin müdahalesi ya da umulmayan bir olay olabilir. Zenginleşme bu olaylardan hangisinden kaynaklanırsa kaynaklansın mutlaka haklı bir sebebe dayanması gerekir. Aksi hâlde sebepsiz zenginleşme söz konusu olacaktır. Bu itibarla 818 sayılı BK’nin 61. maddesinde özellikle “haklı bir sebep olmaksızın” ifadesine yer verilmiş ve haklı olmayan sebep teşkil edecek hususlar örnek olarak sayılmıştır. Buna göre kazandırmaya (edime) dayanan sebepsiz zenginleşme; “geçerli olmayan sebebe” veya “gerçekleşmemiş sebebe” veyahut da “sona ermiş sebebe” dayalı olarak gerçekleşebilir. Ayrıca 818 sayılı BK’nin 62. maddesinde haklı bir sebebe dayanmayan özel bir sebepsiz zenginleşme hâli olarak “borç olmayan şeyin tediyesi” ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. 16....

      Sebepsiz zenginleşme,bir kimsenin mal varlığının haklı bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalmasıdır.Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığında, bir başkasının aleyhine bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. Geri verme borcunun konusu ve kapsamı; "Aynen Geri Verme İlkesi"ne göre düzenlenmiştir....

        Zira; bir davada ileri sürülen olguları kanıtlamak taraflara, bu olgulara dayalı olarak uyuşmazlığı nitelemek, uygulanacak yasa maddelerini arayıp bulmak ve doğru olarak uygulamak doğrudan hakime ait bir görevidir. ( HMK 33. madde) Sebepsiz zenginleşmenin borç doğurmasının nedeni, kişinin iradesi dışında malvarlığında bir eksilmenin meydana gelmesidir. Taraflar arasında malvarlıklarının değişimi bir sözleşmeye dayanır ise sebepsiz zenginleşmeden sözedilemez. Sebepsiz zenginleşme alacaklıya ikinci derecede (tali nitelikte) bir dava hakkı temin eder. Malvarlığındaki azalmanın başka asli nitelikteki davalarla önlenmesi mümkün ise, sebepsiz zenginleşme davası gündeme gelmez. Bunun bir sonucu olarak da, sözleşmeden doğan bir hukuki ilişkinin bulunduğu hallerde tarafların sebepsiz zenginleşmeye dayanan bir talepte bulunması olanaklı değildir. (HGK 13.06.2007 tarih, 2007/18-330 E.; 2007/350 K.; 17.02.2010 tarih, 2010/13-93 E.; 2010/88 K.)...

          Davacı (alıcı) ancak ödediği satış bedelini sebepsiz zenginleşme kuralları gereğince geri isteyebilir. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 61 ve ardından gelen maddelerindeki (TBK'nın 77 ve ardından gelen maddelerindeki) düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşme, resmi biçimde yapılmadığından, hukuken geçersizdir (TMK'nun md.706, BK.md.213, Tapu Kanunu md.26 ve Noterlik Kanunu md.60)....

            Sebepsiz zenginleşme, ortaklığın giderilmesi yoluyla satışın yapıldığı ve bina dahil satış bedelinin ödendiği tarihte gerçekleşir. Kural olarak davacı, taşınmaz üzerinde yaptığı muhtesat ve faydalı giderler (bina) nedeniyle taşınmazın satış bedelinde bir artış olmuş ise, bu artan değeri davalılardan (paylarına isabet eden miktarı) sebepsiz zenginleşme kuralları uyarınca isteyebilir....

              Sebepsiz zenginleşme için, bir taraf zenginleşirken diğer tarafın fakirleşmesi, zenginleşme ile fakirleşme arasında nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Sebepsiz zenginleşmeden söz edebilmek, için öncelikle, davalının mal varlığında bir çoğalmanın meydana gelmesi gerekir. Bu zenginleşme, mal varlığının artması şeklinde olabileceği gibi, azalmasının önlenmesi şeklinde de olabilir. Zenginleşmenin miktarı istenebilecek alacağın da üst sınırını oluşturur. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan, tahakkuk etmemiş veya varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hata sonucu verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır....

                Bu nedenle; davalılara yapılan bu ödeme, davalılar tarafından açılan davada verilmiş olan mahkeme kararına dayanmakla, ödeme anında davalıların sebepsiz zenginleşmesinden, davacıların da sebepsiz yoksullaşmasından söz edilemeyeceği gibi davalıların dava dışı sigorta şirketinden almış olduğu tazminatın davalılar lehine sebepsiz zenginleşme olarak nitelendirilmesi olanağı da bulunmamaktadır. Şu durumda; mahkemece, davaya konu olayda sebepsiz zenginleşme şartları oluşmadığı gözetilerek davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle davalılar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacıların temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 20/10/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi....

                  Dava, sonuç itibariyle bir " sebepsiz zenginleşme" davası olup, bu tür davalar HUMK.nun 10.maddesindeki yetki kuralına dayalı olarak açılamaz. Buna göre, ... bu davanın genel yetki kuralı uyarınca davalı müvekkili şirketin merkez adresinin bağlı bulunduğu Beyoğlu Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğini ... sürerek; yetki itirazında bulunmuştur. Ayrıca, husumet ve zamanaşımı itirazında bulunmuş, esası bakımından da tarafların 1 adet fotoğraf tab makinası satışı için anlaştıklarını ve davacının müvekkili şirkete "Kapora" olarak dava konusu 2.000,00-TL.yi verdiğini belirterek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece; "Dosyadaki tüm belgeler incelendiğinde; dava, sebepsiz zenginleşme davasıdır. HUMK.Madde 10 hükmü sözleşmeden ... davalar içindir. Bu nedenle, kanundan ve sebepsiz iktisaptan ... davalar (borçlar) için HUMK.Madde 10 hükmü uygulanamaz....

                    Somut olayda, davacı taşınmazın kendisine devredileceği inancı ile yapmış olduğu tüm harcamaların bedelini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talep etmektir. Bu nokta, 02.02.1991 gün, 1990/1 E.-1991/1 K.sayılı Yargıtay içtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı gibi, iade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tespit edilmesi gerekir. Uyuşmazlık konusu olayda olduğu gibi dava tarihinden çok önce yapılan ve davacı tarafından kullanılarak yararlanılan giderler nedeniyle, sebepsiz zenginleşme borçlusu davalı ...'in bu giderlerin yapıldığı tarihte ekonomik açıdan zenginleştiği, yapanın ise o anda fakirleştiği kabul edilemez. Sebepsiz zenginleşme nedeniyle iade isteminde bulunabilmek için bir tarafın malvarlığının diğer tarafın mal varlığı aleyhine çoğalması gerekir. Davada ise bu azalma ve çoğalmanın dava konusu taşınmazın davalı ... tarafından diğer davalı ...'...

                      UYAP Entegrasyonu