Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili, davacı talebinin sebepsiz zenginleşme kuralları içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini, bu durumda talebin zamanaşımına uğradığını, talep edilen faizin fahiş olduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir....

    Dava, davacı-hamilin ibraz tarihinde bankaya ibraz edilmeyen 25.01.2010 keşide tarihli ve 25.000 TL.bedelli çek nedeniyle davalı -keşideciye karşı TTK'nın 644. md.gereği sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Somut olayda davacı takip dayanağı çekte hamil, davalı ise keşideci konumunda olup taraflar arasında temel ilişki bulunmadığından davacı davasını TTK'nın 644. md. gereği sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayandırmıştır. Bu durumda ispat yükü davalıda olup bu çekten dolayı sebepsiz zenginleşmediğini kanıtlama yükümlülüğü altındadır. Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin davacının ticari defterleri incelenmek suretiyle ispat yükünün tayininde yanılgıya düşülerek yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir....

      Asliye Ticaret Mahkemesince, davanın sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı alacak davası niteliğinde olduğu, taraflar arasında hiçbir ticari ilişki bulunmayıp davalının kendisini borçlu zannederek bonoya dayalı ödeme yaptığı, kambiyo hukukuna dayalı bir uyuşmazlık bulunmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, davanın konusunun bonoya dayalı sebepsiz zenginleşme davası olduğu, TTK'nın 4 ve 5. maddeleri gereğince davanın ticari dava olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK'nın 5/1. maddesi uyarınca, ticari davalara bakmak görevi, asliye ticaret mahkemesine aittir. Ticari davalar, mutlak ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılmaktadır. Nispi ticari davalar, TTK'nın 4/1. maddesinin ilk cümlesinde tarif edilmiş olup, her iki tarafın da "ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanan" hukuk davalarıdır....

        Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 26/06/2014 gün ve 2013/98-2014/372 sayılı hükmü onayan Dairemizin 23/11/2015 gün ve 2015/155-5944 sayılı ilâmı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, sebepsiz zenginleşme hükümlerince açılmış alacağın tahsiline karar verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; kararın davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizce onanmış, bu defa davalının karar düzeltme istemiyle dosya yeniden incelenmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık 29.09.2006 tarihinde davalıya yapılan 60.000,00 TL, 08.11.2006 tarihinde yine davalıya yapılan 20.000,00 TL ödemelerin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre istirdadı isteminden kaynaklanmaktadır....

          İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Asıl dava sebepsiz zenginleşmeden, birleşen dava ise ihtiyati haczin kaldırılmasına ilişkindir. İstinafa konu uyuşmazlık; davacının talebinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için, bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedeni dayalı olması gerekir. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veye tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır....

          Bölge adliye mahkemesince; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1)Dava konusu uyuşmazlık; davacının banka hesabından davalının banka hesabına gönderilen bir miktar paranın, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi istemine ilişkindir. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Türk Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 77 ve devamı maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir....

            - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin yetkili hamil, davalının da keşidecisi olduğu 26.09.2007 keşide tarihli 20.000 YTL. bedelli çeke ilişkin yasal süresi içerisinde kanuni yollara müracaat edilmediğini, bunun üzerine TTK’nun 644. maddesinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme hükmüne dayalı olarak davalı aleyhinde ilamsız icra takibi başlattıklarını, ancak davalının haksız itirazı sonucu takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, sebepsiz zenginleşme davasının zamanaşımına uğradığını, davacının temel ilişkiyi ve bu ilişki nedeniyle müvekkilinin borcunu ödemeyerek sebepsiz zenginleştiğini ispat etmesi gerektiğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Davacılar tarafı dava dilekçelerinde 266 ada 9 parsel sayılı taşınmazın hatalı olarak davalı adına tespit edildiğini ancak davalının taşınmazın adına tespit ve tescil işlemi sonunda taşınmazı ifraz ederek iyiniyetli üçüncü kişilere sattığını, bu hale göre 266 ada 9 parselin satışı nedeniyle davalı tarafından müvekkiller aleyhine gerçekleşen sebepsiz zenginleşmenin karşılığı olarak bir miktar tazminatın hüküm altına alınması istemi ile dava açmışlardı. Yine davacıların dava dilekçelerinde tapu kaydının iptali veya adlarına tescil istemi bulunmamaktadır. Yukarıdaki açıklamadan da anlaşılacağı üzere davacılar sebepsiz zenginleşme nedeni ile tazminat istemi ile dava açmışlar olup davacıların iddia ettiği sebepsiz zenginleşme tarihi kadastro tespiti tarihinden sonra olduğu gibi dayandıkları maddi vakada kadastro tespiti sonrası hatalı oluştuğunu iddia ettikleri tapu kaydının ifrazı ile üçüncü kişilere satış işlemidir....

                Hemen belirtilmelidir ki, sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Somut olaya gelince, davalının da kat irtifakı sahibi bulunduğu taşınmazın ortak alanlarına ait elektrik, su kanalizasyon vb. temel eksiklerin davacılar tarafından tamamlandığı, ancak davacının bunlara ilişkin üzerine düşen ödemeleri yapmadığı diğer bir ifade ile sebepsiz zenginleştiği iddia edilmektedir....

                  Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır.Somut olayda; davacı tarafından iadesi talep edilen ecrimisil bedeline ilişkin, mahkeme kararı ile adlarına tescil edilen üçüncü kişilere ayrıca bir ödeme yapmadığı hususu dikkate alındığında sebepsiz zenginleşme koşulları oluşmadığından, davacının ödemiş olduğu bedeli davalıdan talep etme hakkı bulunmamaktadır. Diğer anlatım ile somut olayda sebepsiz zenginleşmenin koşulları oluşmamıştır. Mahkemece, anılan nedenler ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde verilen kararın bozulması gerekmiştir.”gerekçesi ile bozulmuş, bozma ilamına karşı davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur. 4721 sayılı TMK'nın 705.maddesinde “Miras, mahkeme kararı, cebri icra, işgal, kamulaştırma halleri ile kanunda öngörülen diğer hallerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır....

                    UYAP Entegrasyonu