Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesinin 2004/2286 esas 2004/3026 karar sayılı ilamına ve bu ilama uyularak verilen karara göre adi ortaklık olmadığı, davacının sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre alacağını isteyebileceği belirtilerek arsa payı üzerinden ecrimisile hükmedildiğinden, kesinleşen bu duruma göre, dava sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı alacak ve ecrimisil davasıdır. Buna göre dosyanın temyiz incelemesini yapma görevi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ:Dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 10.3.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali tescil tazminat elatmanın önlenmesi ve yıkım K A R A R Dava; tapulu yere yönelik elatmanın önlenilmesi ve kal; birleşen davalar ise; haricen düzenlenmiş sözleşmeler uyarınca satın almaya dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde de sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca tazminat isteğine ilişkin olup, yargılama sonunda birleşen davaların davacılarının sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca talep ettiği tazminat isteğinin kabulüne karar verildiğine ve bileşen davaların davacıları tarafından tazminata hükmedildiği halde faize hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek hüküm sadece bu yönü ile temyiz edildiğine göre, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (13.)...

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ : İlk derece Mahkemesi tarafından; "Dosya bir bütün olarak incelendiğinde; davanın Kira Alacağından Kaynaklı Sebepsiz Zenginleşmeden kaynaklandığı görülmüştür. Borçlar Kanununa göre haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşme "sebepsiz zenginleşme" dir. Sebepsiz zenginleşme davasında yetkili mahkeme davalının ikametgahı olan yer mahkemesidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2014/22 E-2015/1664 K sayılı ilamı "...Sebepsiz zenginleşme davası, davalının ticari işlerini yürüttüğü bir yer varsa o yer; böyle bir yer yoksa davalının ikametgahının bulunduğu yer veya çekin düzenlendiği yer mahkemesinde açılabilir." şeklindedir....

      Sebepsiz zenginleşmede bir tarafın mal varlığının diğer tarafın malvarlığı aleyhinde çoğalması gerekir. Yani zenginleşme fakirleşmenin karşılığı olmalıdır. Başka bir anlatımla aralarında illiyet bağı bulunmalıdır. İade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tesbit edilmesi gerekir. Ekonomik yönden zenginleşmenin ve fakirleşmenin, taşınmazın şuyunun satış ücretiyle giderildiği anda gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Davacının, dava açtığı tarihte ortaklığın giderilmesi davası sonuçlanmamış, dava konusu taşınmaz satılıp davacının elinden alınmamıştır. Diğer bir anlatımla bu aşamada sebepsiz zenginleşme oluşmamıştır. Bu durumda, mahkemece; sebepsiz zenginleşme olgusu henüz gerçekleşmediğinden, davacının davasının temyiz eden davalılar yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne ilişkin hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir....

        Mahkemece zamanaşımına uğrayan dava konusu bonoların, yazılı delil başlangıcı niteliğinde olup, alacağın her türlü delil ile ispatının mümkün olduğu, davacının TTK.nun 644.maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde talepte bulunduğu, bu durumda ispat yükü üstünde olan davalı keşidecinin sebepsiz zenginleşmediğini kanıtlaması gerektiği, davalıların sebepsiz zenginleşmediklerini usulen kanıtlayamadıkları, hatırlatılan yemin teklif hakkını da kullanmadıkları gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 21.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Mahkemece zamanaşımına uğrayan dava konusu bonoların, yazılı delil başlangıcı niteliğinde olup, alacağın her türlü delil ile ispatının mümkün olduğu, davacının TTK.nun 644.maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde talepte bulunduğu, bu durumda ispat yükü üstünde olan davalı keşidecinin sebepsiz zenginleşmediğini kanıtlaması gerektiği, davalıların sebepsiz zenginleşmediklerini usulen kanıtlayamadıkları, hatırlatılan yemin teklif hakkını da kullanmadıkları gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 21.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            .- 1991/1 K.sayılı Yargıtay ....Kararında vurgulandığı gibi, iade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tespit edilmesi gerekir. Somut olayda olduğu gibi; sebepsiz zenginleşme,...61-66.maddeleri(TBK'nun 77-82.mad.) gereğince bir kimsenin mal varlığının geçerli (haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhinde çoğalması(zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zennginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun malvarlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ile zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmalıdır. Dava tarihinden önce yapılan ve davacı tarafından yararlanılan giderler nedeniyle, sebepsiz zenginleşme borçlusunun bu giderlerin yapıldığı tarihte ekonomik açıdan zenginleştiği, yapanın ise o anda fakirleştiği kabul edilemez....

              Uyuşmazlık konusu olayda olduğu gibi dava tarihinden çok önce yapılan ve davacı tarafından kullanılarak yararlanılan giderler nedeniyle, sebepsiz zenginleşme borçlusunun (davalının) sebepsiz zenginleşme nedeniyle iade isteminde bulunabilmek için bir tarafın malvarlığının diğer tarafın mal varlığı aleyhine çoğalması gerekir. Bu azalma ve çoğalmanın dava konusu taşınmazın davacı tarafından davalılara teslim edildiği tarihte gerçekleştiğinin kabulü zorunludur. Teslim şartı gerçekleşmemiş ise sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak davası da açılamaz. Yine, bu durumda zamanaşımı süresi de işlemeye başlamaz. Somut olayda, davacının dava konusu yeri hangi tarihte boşalttığı dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Ancak, davalı (29.11.2006 tarihli) karşılık dava dilekçesinde davacı karşılık davalının halen taşınmazı fiilen işgal ettiğini ileri sürerek geçmiş beş yıl için ecrimisil istemektedir....

                Başka bir deyişle davacı idarenin hataya düşmeseydi, davalıya edada bulunmayacağı anlamına gelmektedir.HGK'nun 5.12.1984 tarih, l982/13-387 E.- 1984/ 997 K. sayılı kararı ile; idarenin herhangi bir şart tasarrufuna dayanmayan, salt hatalı ödemelerin idare tarafından BK.nun sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri istenebileceği açıklanmıştır.Geçerli bir nedene dayanmaksızın, bir kişinin malvarlığından, diğerinin mal varlığına aktarılan değerlerin, eksiksiz iadesi amacıyla kanunda sebepsiz zenginleşme hükümleri konulmuştur. Böylece haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından yararlanarak kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği kazanımı geri vermesi yükümlülüğü getirilmiş, hukuksal sonuçların tamamlanması, düzeltilmesi amaçlanmıştır.O nedenle zenginleşme mal varlığının aktifinin artması, pasifinin azalması ya da fakirleşmekten kurtulma şeklinde gerçekleşebilir....

                  Somut olayda, dava konusu taşınmazda yeralan dükkân için yapılan imalat ve onarımların bedeli sebepsiz zenginleşme kurallarına göre diğer mirasçılar olan davalılardan talep edilmektedir. Uyuşmazlık, taşınmazın davacı tarafından dava tarihine kadar kullanılıp kullanılmadığı ve iade borcunun kapsamı noktasında toplanmaktadır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında (02.02.1991 tarihli, 1990/1 Esas; 1991/1 Karar) vurgulandığı gibi, iade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tespit edilmesi gerekir. Uyuşmazlık, konusu olayda olduğu gibi dava tarihinden çok önce yapılan ve davacı tarafından kullanılarak yararlanılan giderler nedeniyle, sebepsiz zenginleşme borçlularının (davalıların) bu giderlerin yapıldığı tarihte ekonomik açıdan zenginleştiği, yapanın ise o anda fakirleştiği kabul edilemez. Sebepsiz zenginleşme nedeni ile iade isteminde bulunabilmek için bir tarafın malvarlığının diğer tarafın malvarlığı aleyhine çoğalması gerekir....

                    UYAP Entegrasyonu