Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince davacının taşınmaz bedelini davalı ......'den talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Sebepsiz zenginleşme, haklı bir sebep olmaksızın bir başkasının malvarlığından ya da emeğinden yararlanma olarak tanımlanır. Sebepsiz zenginleşme için, bir taraf zenginleşirken diğer tarafın fakirleşmesi, zenginleşme ile fakirleşme arasında nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Sebepsiz zenginleşme kurumunun temel özelliklerinden biri "şahsilik" prensibidir. Bu ilke gereğince kime karşı ödeme yapılmış ise sadece o kişiden talepte bulunulmalıdır. Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacı ile davalı ...... arasında bir sözleşme olmadığı anlaşılmaktadır....

    Sebepsiz zenginleşme kurumunun amacı, haksız değer kaymalarının önlenmesi olup, tam bir eski hale getirme özelliği taşımaktadır. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene "ya da" borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. Sebepsiz zenginleşme kurumunun en önemli temel özelliği ise, "şahsilik" prensibidir. Buna göre, kime karşı zengileşme olduysa ona karşı talepte bulunulması gerekmektedir....

      Mahkemece, dosya kapsamına ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne, dava konusu alacakların temerrüt faizi olması nedeniyle tekrar temerrüt faizi yürütülmesi istemlerinin istirdat davaları bakımından reddine karar verilmiştir. Kararı, taraflar vekilleri temyiz etmiştir. 1-Asıl dava İle birleşen 7 dava istirdat; birleşen bir dava (2001/446 Esas), menfi tesbit istemine İlişkindir....

        Davalı vekili; huzurdaki davanın sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak açılmış bir dava olduğunu, zamanaşımına uğramış olduğundan reddi gerektiğini, sebepsiz zenginleşme koşullarının bulunmadığını, davanın usul ve esastan reddini talep etmiştir. Uyuşmazlık; sigorta şirketinin sigortalısı ve kendisi ile ilgisi olmayan bir kaza nedeniyle davalıya tazminat ödemek durumunda kalması sonucu uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Haklı bir neden olmaksızın başkasının mal varlığından veya emeğinden zenginleşmeye "sebepsiz zenginleşme" denir. TBK'nın 77/I.madde ve fıkrası uyarınca sebepsiz zenginleşen kimse, bu zenginleşmeyi aleyhine zenginleştiği kişiye geri vermek zorundadır. Belirtmek gerekir ki haksız fiil ile nedensiz zenginleşmenin güttükleri amaç birbirlerinden faklıdır....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; "...Dava, eser sözleşmesine uygun edim olmamasına rağmen cebri icra yolu ile ödenen bedelin sebepsiz zenginleşme sebebiyle istirdadına ilişkindir. Somut olayda; taraflar arasında sözleşmeden kaynaklanan borç-alacak ve icra takibi ilişkisi olduğundan İİK'nun 72/7. Maddesinin uygulanması gerekir. İstirdat davası ödeme tarihinden itibaren bir yıl içinde açılması gerekir. Davalının zamanaşımı savunması karşısında 21.1.2021 tarihinde açılan işbu istirdat davasının süresinde açılmaması sebebiyle reddine karar verilmesi gerekmiştir. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2006/17022E-17203K)..." gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

          Ancak, davada; mevzuat esaslarına aykırı olarak kursiyerlerden para toplandığı ve sınav yürütme kurulunda görev alan davalıya fazladan para ödendiği iddia olunarak, fazladan ödenen paranın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre istirdadı talep edilmiştir. Bilindiği üzere, sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olması gerekir. Borçlar Kanununun konuya ilişkin 61 ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır....

            Sebepsiz zenginleşme; bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 06.04.2011 tarih ve 2010/3-727 E. ve 2011/75 K; Dairemizin 12.03.2014 gün ve 2013/8037 E., 2014/1827 K.; 07.09.2015 tarih ve 2014/9969 E., 2015/5634 K; 19.10.2015 tarih ve 2014/9196 E., 2015/6667 K. sayılı ilamlarında açıklandığı üzere; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ve 818 sayılı Borçlar Kanunu'ndaki sebepsiz zenginleşmeye ilişkin maddelerdeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır....

              Mahkemece, davacının cirosunun tahsil cirosu olduğunu, bu sebeple çekten dolayı sorumlu olmadığını iddia ettiği, tahsil cirosunda, bunun açıkça belirtilmesi gerektiği, ancak dava konusu cironun beyaza ciro olduğu, tahsil cirosu niteliğinde olmadığı,bu nedenle davacının iddiasının yerinde olmadığı, ancak dava konusu çekin ibraz müddeti içerisinde muhatap bankaya ibraz edilmediği gibi keşide tarihi dikkate alındığında, 10/02/2008 tarihi itibari ile zamanaşımına uğrayarak kambiyo senedi niteliğini kaybettiği, yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu, kambiyo senedi niteliğini yitirmiş olan çekte lehtarın takip edebileceği iki yol bulunduğu, ya sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak keşideciye yönelik takip yapması veya dava açması ya da lehtar ile son ciranta arasındaki temel ilişkiye dayanarak alacak iddiasında bulunması gerektiği, aradaki ciranta ile temel ilişki olmadığı için ona yönelik talepte bulunamayacağı, sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanılarak da sadece keşideciye müracaat...

                Mahkemece, taraflar arasındaki uyuşmazlığın sebepsiz zenginleşmeye dayanan istirdat (geri alma) davası olduğu, Borçlar Yasasının 66. maddesinde haksız (sebepsiz) zenginleşmeden kaynaklanan davalarda bir ve on yıllık zamanaşımının öngörüldüğü, buna göre davacının borcunu öğrenip ödediği 14.04.2003 tarihinden itibaren bir yıllık zamanaşımı süresi içinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

                  nun 72.maddesinde yer alan istirdat talebi olduğu, buna göre ödeme tarihinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle reddine, manevi tazminat yönünden ise davalı ... hakkında zamanaşımından, diğer davalılar yönünden davanın esastan reddine karar verilmiş, hükmü davacı temyiz etmiştir. Dosya kapsamından, davacının 1992 yılında abone olduğu taşınmazı 1993 yılında tahliye etmesine rağmen, davalı...'a dilekçe ile abone kaydının silinmesi için yaptığı başvuru talebine olumlu yanıt gelmemesi ve kaydının silinmemesi nedeniyle davalı eski malik ... ile yeni malik davalı ... ve taşınmazda kiracı olarak oturan davalı ...'nin elektriği kullanmaya devam ettiği, davalı... tarafından açılan icra takipleri sonucunda davacının elektrik bedelini ödediği anlaşılmaktadır. Davada, davacının kullanmadığı ancak abone kaydı olması nedeniyle ödemek zorunda olduğu elektrik bedelinin sebepsiz zenginleşme kurallarına göre rücuan tahsili talep edilmektedir....

                    UYAP Entegrasyonu