Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde; öncelikle zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazlarını ileri sürerek, dava konusu ödemenin yapıldığı tarihte yürürlükte olan ve sebepsiz zenginleşme davalarında zamanaşımını düzenleyen 818 sayılı B.K'nun 66. maddesine göre davanın zamanaşımı sebebiyle, aksi takdirde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda, İstanbul 12 Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2012/1172 esas sayılı dosyasında davacı şirket temsilcisi hakkında beraat kararı veril- diği, bu kararın 09/07/2014 tarihinde kesinleştiği, kesinleşme tarihinin davacının sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre dava açma hakkının olduğunu öğrendiği son tarih olduğu, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre dava açma süresinin 1 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, davacının davasını 18/12/ 2015 tarihinde açtığı, buna göre dava zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesi ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir....

Esaslı dosyasında başlatılan icra takibinde borçlu olmadığı, ancak haciz tehdidi altında olması nedeniyle takip konusu borcu ödediğini beyan ettiği, icra takibinde borcunun tasfiyesi amacıyla yapılan ödemelerin alacaklı yönünden borca mahsuben ödenmiş sayılacağı, borcun ödenmesi sebebiyle takip alacaklısının alacağına kavuştuğu ve takip alacaklısı açısından sebepsiz zenginleşmeden bahsedilemeyeceği, sebepsiz zenginleşen tarafın malvarlığının azalması gerekirken haklı bir sebebe dayanmadan azalmayıp mevcut durumunu muhafaza eden takip borçlusu olduğu bu itibarla sebepsiz zenginleşme ve bedel iadesi talebinin dava dışı takip borçlusuna yöneltilmesi gerekirken yanılgı sonucu takip alacaklısına yöneltildiği" gerekçesiyle pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir....

    Limited Şirketi'nin ise 3. kişi konumunda olduğu, istirdat davasını ancak icra takip borçlusunun açabileceği, üçüncü şahıslar tarafından bu davaların açılamayacağı anlaşılmaktadır. Ayrıca davacı her ne kadar icra dosyasındaki borcu cebri icra tehdidi altında ödediğini ileri sürse de eldeki davayı icra takip alacaklısına karşı açmış olduğu nazara alındığında; alacaklının alacağını tahsil etmesinden dolayı sebepsiz zenginleşmediği yani istirdat davası yönünden davacının aktif husumet, sebepsiz zenginleşme davası yönünden pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Belirtilen bu nedenlerle davacı olan 3. kişinin takip alacaklısına karşı, takip borçlusuna ait borcun ödenmesinden dolayı istirdat davası açamayacağı kanaatine varılmakla davanın husumet nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

      Buna göre takip dosyasının tarafı olmayan davacı üçüncü kişilerin ödediği bedeli sebepsiz zenginleşme kurallarına göre takip dosyası borçlusundan geri isteme hakkı bulunmakla birlikte, somut dava yönünden davalı takip alacaklısı sebepsiz zenginleşen konumunda değildir. Ayrıca İİK'nun 72.maddesi uyarınca istirdat davasını da ancak takip borçlusu açabilecektir. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde davacının icra takip dosyasına ödediği bedeli davalıdan geri isteme hakkı bulunmamaktadır (Bakınız. Yargıtay 4.HD 2015/16289 E. 2016/3744 K. , Yargıtay 19.HD 2013/11618 E. 2014/8909 K. , Yargıtay 11.HD 2020/3425 E. 2020/5455 K.). Buna göre ilk derece mahkemesinin davacının aktif husumetinin bulunmaması nedeniyle davanın reddine dair kararı yerinde olmakla davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir....

        Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının geçerli (haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için, borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. TBK'nın77/1 maddesine göre; zenginleşen başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır....

        Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının geçerli (haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için, borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. TBK'nın77/1 maddesine göre; zenginleşen başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır....

          Bu durumda zenginleşmeye esas teşkil eden hukuki işlemin geçersizliği nedeniyle ortadan kaldırılmasından sonra taraflar aldıklarını iade ile yükümlüdür (Eren, Fikret: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Ankara 2017, s. 900). 16. Sebepsiz zenginleşmenin söz konusu olduğu bir diğer hâl ise zenginleşmenin gerçekleşmemiş bir sebebe dayalı olmasıdır. Bir edimin ifası, gelecekteki bir olayın gerçekleşme ihtimaline binaen yapılmışsa ve bu ifadan sonra şart gerçekleşmezse edimi ifa eden aleyhine sebepsiz zenginleşme meydana gelmiş olur. Bu durum özellikle koşula bağlı sözleşmelerde karşımıza çıkmaktadır. Zira koşula bağlı alacağın koşul gerçekleşmeden önce ödenmesi durumunda koşul gerçekleşmezse fakirleşen zenginleşmenin iadesini isteyebilir (Eren, s. 901). 17. Hukuki sebebin ortadan kalkmış olması hâlinde de sebepsiz zenginleşme söz konusu olmaktadır....

            Esas sayılı dosya ile başlatılan icra takibi neticesinde sebepsiz olarak zenginleştiğini, davalının ... Asliye Ceza Mahkemesinin .../......

              Bu durumda zenginleşmeye esas teşkil eden hukuki işlemin geçersizliği nedeniyle ortadan kaldırılmasından sonra taraflar aldıklarını iade ile yükümlüdür (Eren, Fikret: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Ankara 2017, s. 900). 17. Sebepsiz zenginleşmenin söz konusu olduğu bir diğer hâl ise zenginleşmenin gerçekleşmemiş bir sebebe dayalı olmasıdır. Bir edimin ifası, gelecekteki bir olayın gerçekleşme ihtimaline binaen yapılmışsa ve bu ifadan sonra şart gerçekleşmezse edimi ifa eden aleyhine sebepsiz zenginleşme meydana gelmiş olur. Bu durum özellikle koşula bağlı sözleşmelerde karşımıza çıkmaktadır. Zira koşula bağlı alacağın koşul gerçekleşmeden önce ödenmesi durumunda koşul gerçekleşmezse fakirleşen zenginleşmenin iadesini isteyebilir (Eren, s. 901). 18. Hukuki sebebin ortadan kalkmış olması hâlinde de sebepsiz zenginleşme söz konusu olmaktadır....

                ın kazanın oluşunda %100 kusurlu olduğunun sabit bulunduğu, bu nedenle davacının ödemiş olduğu sigorta tazminatının sebepsiz olarak ödendiği ve davalı tarafta sebepsiz zenginleşme meydana getirdiği görülmekle; davacı tazmin zorunluluğu olmamasına rağmen ödediği ve karşı tarafta sebepsiz zenginleşme yaratan tazminat bedelinin geri ödenmesini isteyebileceğinden davanın kabulüne, 30.000,00 TL'nin davalı taraf usulüne uygun temerrüde düşürülmediğinden tazmin tarihinden değil de, dava tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu