Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın konusu itibariyle sebepsiz zenginleşme değil menfi tespit- ödeme olan kısmı için istirdat davası olduğunu, davacı yanın, banka kredi sözleşmesindeki kefalet ilişkisine dayanmakta olduğundan bahisle davanın borca ve kefalet ilişkisine ilişkin menfi tespit davası olduğunu, istirdata dönüşen menfi tespit davasında davanın ödemeden sonra 1 yıllık süre içerisinde açılması gerektiğinden bahisle hem zaman aşımı hem de hak düşürücü süre yönünden itiraz ettiklerini , Bursa 1 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/783 esas sayılı dava dosyası ile eldeki davanın konusunun aynı olmasından bahisle birleştirme talebinde bulunduğunu ancak davacı tarafın 2017/783 Esas sayılı davada davasını ispat edemediğinin yargılama safhasında ispat edemediğini ve bu davayı işbu davayı sebepsiz zenginleşme hükümlerine açmış olduklarını , bu sebeple derdestlik itirazında bulunduklarını, davanın daha önce açılan dava ile aynı olması nedeniyle ve davayı açmada hukuki yarar...

    Yerleşmiş Yargıtay kararları uyarınca istirdat davası koşullarının oluştuğu durumlarda, dava sebepsiz zenginleşme olarak görülemez, davaya istirdat davası olarak bakılması gerekir. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/17619 Esas, 2017/3930 Karar; 2015/1355 Esas, 2015/11705 Karar; 2016/3867 Esas, 2016/15577 Karar) Davacı taraf taleplerinin sebepsiz zenginleşme kapsamında itirazın iptali olduğunu ileri sürmüş ise de HMK 33/1 maddesi gereğince hukuki tasnifi yapmak hakimin görevi olduğundan ve istirdat davasının koşullarının oluşması halinde davaya istirdat davası olarak bakılması gerektiğinden, mahkemenin davayı istirdat davası olarak nitelendirmesinde hukuka aykırılık mevcut değildir. İstirdat davaları, İİK 72/7. maddesi gereğince ödemenin yapıldığı tarihten itibaren bir sene içinde, açılması gerekip, yasa maddesinde belirtilen süre hak düşürücü süre niteliğinde olduğu gibi, istirdat davasında yasada belirtildiği gibi umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurulması gerekmektedir....

      Yerleşmiş Yargıtay kararları uyarınca istirdat davası koşullarının oluştuğu durumlarda, dava sebepsiz zenginleşme olarak görülemez, davaya istirdat davası olarak bakılması gerekir. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/17619 Esas, 2017/3930 Karar; 2015/1355 Esas, 2015/11705 Karar; 2016/3867 Esas, 2016/15577 Karar) Davacı taraf taleplerinin sebepsiz zenginleşme kapsamında itirazın iptali olduğunu ileri sürmüş ise de HMK 33/1 maddesi gereğince hukuki tasnifi yapmak hakimin görevi olduğundan ve istirdat davasının koşullarının oluşması halinde davaya istirdat davası olarak bakılması gerektiğinden, mahkemenin davayı istirdat davası olarak nitelendirmesinde hukuka aykırılık mevcut değildir. İstirdat davaları, İİK 72/7. maddesi gereğince ödemenin yapıldığı tarihten itibaren bir sene içinde, açılması gerekip, yasa maddesinde belirtilen süre hak düşürücü süre niteliğinde olduğu gibi, istirdat davasında yasada belirtildiği gibi umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurulması gerekmektedir....

      Mahkemece, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, taraflar arasındaki sözleşmenin feshi nedeniyle nedensiz kalan bir şekilde davalılara ait borcun kendileri tarafından ödenmiş olduğunu ileri sürerek oluşan zararların tazmini istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, dava konusu alacağın sebepsiz zenginleşme hükümlerine istinaden dava konusu yapıldığı, taraflar arasında akdedilen ... 27. Noterliği'nin 18.08.2011 tarih ve 18159 yevmiye sayılı Düzenleme Şeklinde Miras Payının Devri Sözleşmesi uyarınca davalı ...'...

        yokken ödeme yapması durumunda yapılan bu ödemenin icra tehdidi altında gerçekleştiğinin kabulünün mümkün olmadığını, davacı menfi tespit davası açma yahut çekin iptali davası açma imkanına sahipken bu imkanlarını kullanmadığını, Kabul anlamına gelmemekle birlikte, icra takibi yapılmadan önce hatalı bir şekilde ödeme yapan davacının ödediği bu bedeli istirdat davası ile değil genel hükümlere göre sebepsiz zenginleşme davası yoluyla talep etmesi gerektiğini, ancak bu davadaki uyuşmazlığın sebepsiz zenginleşme davasına ilişkin olmayıp İİK m. 72 hükmüne göre istirdat davası kapsamında bedelin iadesi talebine ilişkin olduğunu, dolayısıyla davacı taleplerinin istirdat davası kapsamında değerlendirilemeyeceği gözetilerek davanın usulen reddine karar verilmesi gerektiğini, Ayrıca müvekkilinin sorumlu tutulamayacağı bir ödeme sebebiyle faiz ödemeye mahkum edilmiş olmasının da hatalı olduğunu, davacı taraf dava dilekçesinde dava tarihinden itibaren faiz işletilmesini talep etmiş olduğu halde ödeme...

          Madde kapsamında açıldığı, davacıların icra takibinde borçlu bulunmamaları nedeniyle, borçlu tarafından açılabilecek bu davada davacıların aktif husumetinin bulunmadığı, davacıların ancak borçluya karşı genel mahkemede sebepsiz zenginleşme veya menfi tespit davası açabilecekleri gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.Maddi vakıaların anlatımı taraflara ait olup, hukuki nitelendirmeyi yapma görevinin hakime ait olduğu, mahkemece davanın İİK'nun 72.maddesine dayalı olarak açılmış menfi tespit ve istirdat davası olarak nitelendirilmesinin hatalı olduğu kanaatine varılmıştır. İstirdat davası esasen sebepsiz zenginleşme iddiasına dayanan bir eda davası olup İİK 72/7 maddesinde düzenlendiğinden, davanın icra takibine dayanması dava şartıdır. Bununla birlikte, 6100 Sayılı HMK 106....

            Mahkemece, davacının ıslah yolu ile sebepsiz zenginleşme iddiasını ileri sürmüş ise de; davacının dayanabileceği icra ödemesi nedeniyle hukuki sebebin İİK 72 de düzenlenen istirdat davası olduğu, bu nedenle sebepsiz zenginleşmeye ilişkin ıslah talebinin mahkemece göz önüne alınmadığı gerekçesiyle , davanın hakdüşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararı istinaf eden davacı tarafça, istinaf karar harcını yatırmadığı anlaşılmakla Dairemizin 09/12/2020 tarihli kararı ile bu eksikliğin ikmalini sağlamak üzere, dosyanın mahkemesine geri gönderilmesi üzerine eksik harcın yatırıldığı anlaşılmıştır....

            Geçersiz sözleşmelere göre verilenlerin iadesi sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri istenir. Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının haklı (geçerli) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zenginleşmenin borç doğurmasının sebebi zarar değil, alacaklının (davacının) mal varlığında meydana gelen eksilmedir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığında bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır. Geçersiz sözleşme gereğince, diğerinin mal varlığına kayan değerlerin iadesi "Denkleştirici Adalet" düşüncesine dayanmaktadır....

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince Dairemizin 2020/373 E- 2021/652 K.sayılı kaldırma kararı doğrultusunda yapılan yargılama sonucunda; alınan bilirkişi raporunda 04/03/2014 tarihli makbuz içeriğinden dava konusu çekin keşideci tarafından davacıya verildiği, davalı temlik eden faktoring şirketinin ... - ... ile akdettiği faktoring sözleşmesi kapsamında dava konusu çeki devir aldığı, faktoring işlemi sonrasında finansman sağlandığı, davalı faktoring firmasının faktoring işlemine konu çeki faktoring müşterisinden faturaya dayalı olarak aldığının tespit ediliği, dava konusu çekin çalıntı olduğunun davacı tarafça davalı şirkete direkt olarak bildirilmemiş olduğu, davalı faktoring şirketinin iktisapta iyiniyetli yetkili hamil olduğu, TTK uyarınca sebepsiz zenginleşme talebinin keşideciye ileri sürülebileceği, somut olayda çek hamiline karşı ileri sürüldüğü, ayrıca faktoring şirketinin sebepsiz zenginleşmediği, müşterisine finansman sağladığı, çek nedeniyle istirdat talebinin...

                Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) konuya ilişkin 77 ve devamı maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Öte yandan, hukuki işlemin borç doğurmasının nedeni irade açıklamasıdır. Sebepsiz zenginleşmenin borç doğurmasının nedeni ise, tam aksine, kişinin iradesi dışında malvarlığında bir eksilmenin meydana gelmesidir....

                  UYAP Entegrasyonu