Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için, bir tarafın mal varlığının diğer tarafın malvarlığı aleyhine çoğalması gerekir. İade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tesbit edilmesi gerekir. Sebepsiz zenginleşme borçlusunun bu muhdesatın yapıldığı anda ekonomik açıdan zenginleştiği, yapanın ise o anda fakirleştiği ileri sürülemez. Zira, vücuda getiren paydaş tarafından kullanılan muhdesatın, diğer paydaşlara herhangi bir katkısı bulunmamaktadır. Ekonomik yönden zenginleşme ve fakirleşmenin, satış suretiyle taşınmazdaki ortaklığın giderildiği anda gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Daha açık deyişle, sebepsiz zenginleşme; satışın yapılıp bedelinin ödendiği tarihte gerçekleşir. İyileştirmeden doğan sebepsiz zenginleşme nedeniyle hükmedilecek miktar, iyileştirmenin satış tarihinde taşınmazın değerinde meydana getirdiği artış oranında olmalıdır....
Davacının alacağı sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalıdır. 6098 sy TBK. m.77/1'e göre; zenginleşen başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır. Geri verme borcunun konusu ve kapsamı TBK. m. 79 ve 80'de "aynen geri verme ilkesi"ne göre düzenlenmiştir. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zengin- leşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. Borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödedi- ğini geri isteyebilir. Yanlışlık eda ile ilgili olup, edada bulunan da bağışlama irade ve arzusunun bu- lunmadığını gösteren bir yanılmadır....
Davalılar, dava konusu taşınmazın kendilerine ait iken müteahhidin talebi üzerine davalıya devredildiğini, davacının, sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince, verdiğini müteahhitten isteyebileceğini, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, davacının ileri sürdüğü hususların Küçükçekmece 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/1257 esas sayılı dosyasında değerlendirildiğini, kesin hüküm bulunduğunu savunarak davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, tapu kayıt malikinin davacıya yapılan satış nedeni ile sebepsiz zenginleştiğinin ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm,davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Dava, sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak istemine ilişkindir. Davacının malik sıfatıyla yaptığı giderleri, tapusunun iptali nedeniyle yeni malik davalılardan istediği anlaşılmaktadır. Her ne kadar davalılar adına yargılama sırasında yeni tapu kaydı oluşmuşsa da binanın davalılara dava tarihinden önce fiilen teslim edilip edilmediği belirgin değildir. Binanın fiilen davalılara teslimiyle sebepsiz zenginleşme oluşacağından belirtilen hukuki olgunun araştırılarak belirlenmesi, teslim varsa yapılan giderlerin sebepsiz zenginleşme nedeniyle istenebilmesi, teslim yoksa sebepsiz zenginleşme bulunmadığından davanın reddedilmesi gerekmektedir....
Bütün bu açıklamalara göre, sebepsiz zenginleşme alacaklıya, ikinci derecede (tali nitelikte) bir dava hakkı temin eder. Malvarlığındaki azalmanın başka asli nitelikteki davalarla önlenmesi mümkün ise, sebepsiz zenginleşme davası gündeme gelemez. Nitekim, sözleşmeden doğan bir hukuki ilişkinin bulunduğu hallerde taraflar sebepsiz zenginleşmeye dayanan bir talepte bulunamazlar. Sebepsiz zenginleşmede 818 sayılı BK döneminde sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olup olmaması ayrımı yapılmadan, ( 6098 sayılı TBK'nın 117/2. maddesinde ise sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olmaması halinde) haksız iktisap tarihinden itibaren temerrüt faizi istenebilir ise de, somut olayda, sözleşmenin uygulanmasından kaynaklanan alacağın tahsili kapsamında talep edilen bedele borçlunun bir ihtar ile temerrüde düşürüldüğü tarihten itibaren faiz istenebilir....
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 818 sayılı Borçlar Yasasının 61 ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilecek olup, somut uyuşmazlıkta iadeyle yükümlü olunan tutarın faiz başlangıcının belirlenmesinde genel hüküm niteliğinde bulunan anılan maddelerin göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Sebepsiz zenginleşme sorumluluğunda giderim için sebepsiz zenginleşenin ayrıca temerrüdü gerekmez. Faiz, sebepsiz zenginleşme tarihinden itibaren başlar....
Sebepsiz zenginleşme borçlusunun bu muhdesatın yapıldığı anda ekonomik açıdan zenginleştiği, yapanın ise o anda fakirleştiği ileri sürülemez. Zira, vücuda getiren paydaş tarafından kullanılan muhdesatın, diğer paydaşlara herhangi bir katkısı bulunmamaktadır. Ekonomik yönden zenginleşme ve fakirleşmenin, satış suretiyle taşınmazdaki ortaklığın giderildiği anda gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Daha açık deyişle, sebepsiz zenginleşme; satışın yapılıp bedelinin ödendiği tarihte gerçekleşir. İyileştirmeden doğan sebepsiz zenginleşme nedeniyle hükmedilecek miktar, iyileştirmenin satış tarihinde taşınmazın değerinde meydana getirdiği artış oranında olmalıdır. Dosya kapsamından İstanbul Anadolu 5. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2013/142 Esas, 2015/578 sayılı kararı ile ortaklığın açık arttırma yolu ile satılarak giderilmesine karar verildiği, fakat satışın henüz gerçekleşmediği anlaşılmaktadır....
Ekonomik yönden zenginleşme ve fakirleşmenin, satış suretiyle taşınmazdaki ortaklığın giderildiği anda gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Daha açık deyişle, sebepsiz zenginleşme; satışın yapılıp bedelinin ödendiği tarihte gerçekleşir. İyileştirmeden doğan sebepsiz zenginleşme nedeniyle hükmedilecek miktar, iyileştirmenin satış tarihinde taşınmazın değerinde meydana getirdiği artış oranında olmalıdır. Sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanan işbu davada, yerleşmiş içtihatlar ve yasal düzenlemeler gereğince satış yolu ile ortaklığın giderilmesine konu olan taşınmaza ilişkin alacak talebinde bulunabilmek için fakirleşme ve zenginleşme anının birlikte gerçekleşmesi gerekir. Sebepsiz zenginleşme ortaklığın giderilmesi yoluyla satışın yapıldığı ve bina dahil satış bedelinin taraflara ödendiği tarihte gerçekleşir. Zenginleşme miktarı da bu satışa ilişkin ihale tarihi dikkate alınarak yapılan belirlemeler sonucunda hesaplanacaktır....
İstinaf Sebepleri Davacılar vekili; düzeltme sonrasında davalı şirketin bedelini ödemeyip sahip olduğu alanın 29.348,64 m²yi bulduğunu, davalı şirketin bu miktarın bedelini ödememesi nedeni ile sebepsiz olarak zenginleştiğini, davalı şirkete dava dilekçesinin 03.07.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, 11.07.2017 tarihinde davalı şirket vekili tarafından Denizli Asliye Hukuk Mahkemesi aracılığı ile süre uzatım talebinde bulunulduğunu, 11.07.2017 tarihli karar ile davalıya süre bitim tarihinden itibaren ilk itirazlar hariç olmak üzere 2 hafta cevap verme süresi tanındığını, 24.07.2017 tarihli cevap dilekçesi ile zamanaşımı itirazında bulunulduğunu, bunun süresinde olup olmadığının takdirinin Mahkemede olduğunu, zamanaşımının gerçekleşme anının belirlenmesi gerektiğini, İzmir Bölge Adliye Mahkemesinin önceki 2020/44 E., 2021/1718 K. sayılı kararında; 22.02.1991 tarihli ve 1990/1 E., 1991/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararına atıfta bulunarak fakirleşme ve zenginleşme anının belirlenmesi...
Sebepsiz zenginleşme nedeniyle iade isteminde bulunabilmek için bir tarafın mal varlığının diğer tarafın mal varlığı aleyhine çoğalması gerekir. Bu azalma ve çoğalma da davacının taşınmazdaki payının satılması sonucunda yerden el çektirildiği tarihte gerçekleşir. Somut olayda; davacı, dava tarihi itibari ile taşınmazdan ve muhtesatlardan el çekmemiş olup yararlanmaya devam etmektedir. Diğer anlatım ile, davalı açısından henüz bir zenginleşme gerçekleşmemiştir. Bu durumda, mahkemece; dava tarihi itibari ile henüz sebepsiz zenginleşme olgusu gerçekleşmediğinden, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir. 2-Bozma nedenine göre, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir....