Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sebepsiz zenginleşmenin borç doğurmasının sebebi zarar değil, alacaklının (davacının) mal varlığında meydana gelen eksilmedir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır. Davacının da dilekçesinde belirttiği üzere, dava konusu taşınmaz ilişkin ortaklığın giderilme davası kesinleşmiş, ancak taşınmaz henüz satılmamıştır. Sebepsiz zenginleşme durumu taşınmazın satılıp, bedelinin davalılar tarafından alınması durumunda gerçekleşecektir. Bu durumda, davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmayıp, davanın bu nedenle reddi gerekir ise de, sonuç itibariyle doğru olan hükmün ONANMASINA, TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 06/11/2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

    İstinaf Sebepleri Davacılar vekili; düzeltme sonrasında davalı şirketin bedelini ödemeyip sahip olduğu alanın 29.348,64 m²yi bulduğunu, davalı şirketin bu miktarın bedelini ödememesi nedeni ile sebepsiz olarak zenginleştiğini, davalı şirkete dava dilekçesinin 03.07.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, 11.07.2017 tarihinde davalı şirket vekili tarafından Denizli Asliye Hukuk Mahkemesi aracılığı ile süre uzatım talebinde bulunulduğunu, 11.07.2017 tarihli karar ile davalıya süre bitim tarihinden itibaren ilk itirazlar hariç olmak üzere 2 hafta cevap verme süresi tanındığını, 24.07.2017 tarihli cevap dilekçesi ile zamanaşımı itirazında bulunulduğunu, bunun süresinde olup olmadığının takdirinin Mahkemede olduğunu, zamanaşımının gerçekleşme anının belirlenmesi gerektiğini, İzmir Bölge Adliye Mahkemesinin önceki 2020/44 E., 2021/1718 K. sayılı kararında; 22.02.1991 tarihli ve 1990/1 E., 1991/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararına atıfta bulunarak fakirleşme ve zenginleşme anının belirlenmesi...

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davası hakkında Asliye Hukuk Mahkemesi ve Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, sebepsiz zenginleşme hukuki nedenine dayalı alacak istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, TTK.nin 4. ve 5. maddeleri gereğince davanın ticari dava olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Asliye Ticaret Mahkemesi ise, davanın sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı alacak davası niteliğinde olduğu, taraflar tacir olmadığı gibi, aralarında hiçbir ticari ilişki bulunmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir....

        Sayılı takip dosyası üzerinden 8 adet çek ile bir adet bonoya dayanarak icra takibi başlattıklarını, davalının 98.949,65 TL’sini ödediğini, geri kalan 185.024,00 TL’lik kısmına itiraz etmesi nedeni ile takibin durduğunu, itirazın haksız ve yersiz olduğunu, bu nedenle iptali ile takibin devamına ve davacı lehine %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiş, bilahare 23.09.2010 havale tarihli dilekçesi ile Yargıtay’ın yerleşik içtihatları doğrultusunda TTK’nın 730/14. maddesi yollamasıyla TTK’nın 644. maddesinin çeklerde de uygulanacağı gözetilerek TTK’nın 644. md. uyarınca sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde davalının haksız ve kötüniyetli itirazının iptalini talep etmiştir....

          Hukuk Dairesi ve mahkeme direnme kararında davanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğini kabul etmiştir. BK 61. ve 62 maddelerince haklı bir sebep olmaksızın bir başkasının mal karşılığında veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür. Sebepsiz zenginleşmeden söz edebilmesi için bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Sebepsiz zenginleşen aleyhine zenginleştiği tarafa karşı asgari geri verme borcu altındadır. Sebepsiz zenginleşme alacaklıya ikinci derecede (tabi nitelikte) bir dava hakkı temin eder. Mal varlığındaki azalmanın başka asli nitelikteki davalarla önlenmesi mümkün ise, sebepsiz zenginleşme davası gündeme gelmez....

            Uyuşmazlığın çözümü bakımından öncelikle uyuşmazlığa konu yasal düzenlemelerin özellikle de Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen sebepsiz zenginleşme davasının incelenmesinde fayda bulunmaktadır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “Sebepsiz Zenginleşme” başlıklı 732.maddesinin dördüncü fıkrası aynen: “Zamanaşımı süresi, poliçenin zamanaşımına uğradığı tarihi takip eden tarihten itibaren bir yıldır; ispat yükü, sebepsiz zenginleşmediğini iddia edene aittir” şeklindedir. Sebepsiz zenginleşme talebinde bulunulabilmesi için, hamilin müracaat hakkının düşmesi veya zamanaşımına uğramasından dolayı bir zararının ortaya çıkmış olması gerekir. Zararın mevcudiyeti, sebepsiz zenginleşme talebinin kabul şartıdır....

              Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin, başka bir kimsenin zararına, malvarlığının sebepsiz artışından faydalanmasıdır. Daha dar bir anlamda, borç olmayan bir edimin iadesinden de bahsedilir. Sebepsiz zenginleşme borcun kaynaklarından biridir ve kanuna dayanır. Gerçekten de zenginleşenin fakirleşen karşısında bir borcu vardır ve bu borç kanunun kendisine dayattığı bir borçtur. Eğer ilki diğerine zenginleşmeyi iade borcu altına girerse, borç sözleşmesel ve iradî bir hâl alır. Sebepsiz zenginleşme rejimi, TBK 77 ilâ 82’de düzenlenmiştir. Hükümler iki kategoriye ayrılabilir: Sebepsiz zenginleşme borcunun şartları, TBK 77 ve 78’de belirlenmiştir, TBK 81 ve 82 de bu kapsama dâhil edilebilir. - Sebepsiz zenginleşmeden doğan borcun hükümleri, TBK 79 ve (ikincil olarak) 80’de düzenlenmiştir. Borç kaynakları içinde sebepsiz zenginleşme kurumu özel bir yere sahip olup uygulama alanının tespit edilmesi, belli basit olasılıklar haricinde güçlük teşkil eder....

                hükmü dikkate alınarak davacı tarafından icra takibinden sonra menfi tespit davası açılmaksızın icra dosya borcunun ödendiğini, icra takibine dayalı olarak yapılan ödemeyi artık sebepsiz zenginleşme hükmüne dayalı olarak isteyemeyeceğinin Özel Kanun düzenlemesi niteliğindeki İcra İflas Kanunu hükmü gereği olduğunu, davanın istirdat davası olarak açılamayacağını, BK hükümleri gereği sebepsiz zenginleşme şartları da oluşmadığını, sebepsiz zenginleşmenin, ikincil (talî) nitelikte olduğunu ve mal varlığındaki azalmanın başka aslî nitelikteki davalarla önlenmesi mümkün ise, sebepsiz zenginleşme davasının gündeme gelemeyeceğini, aynı olayda, aynî haktan (istihkak davası), zilyetlikten, sözleşmeden, sözleşme benzeri hukukî ilişkiden veya haksız fiilden kaynaklanan bir talebin ileri sürülmesi mümkün ise, sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulama alanı bulamayacağını, sebepsiz zenginleşme davasının görülebilinmesi için "başka aslî nitelikteki davalarla önlenmesi mümkün ise, sebepsiz zenginleşme davası...

                İade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tespit edilmesi gerekir. Sebepsiz zenginleşme borçlusunun bu muhdesatın yapıldığı anda ekonomik açıdan zenginleştiği, yapanın ise o anda fakirleştiği ileri sürülemez. Zira vücuda getiren paydaş tarafından kullanılan muhdesatın, diğer paydaşlara herhangi bir katkısı bulunmamaktadır. Ekonomik yönden zenginleşme ve fakirleşmenin, satış suretiyle taşınmazdaki ortaklığın giderildiği anda gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Daha açık deyişle, sebepsiz zenginleşme; satışın yapılıp bedelinin ödendiği tarihte gerçekleşir. İyileştirmeden doğan sebepsiz zenginleşme nedeniyle hükmedilecek miktar, iyileştirmenin satış tarihinde taşınmazın değerinde meydana getirdiği artış oranında olmalıdır....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Davacı, harici sözleşme ile davalılardan taşınmaz satın aldığını, ancak imar uygulaması nedeni ile taşınmazın altlığının değiştiğini ileri sürerek taşınmazın rayiç bedelinin davalılardan tahsili istemiyle eldeki davayı açmıştır. Dava, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan uyuşmazlığa ilişkin olup, mahkemece de hukuki ihtilaf sebepsiz zenginleşme olarak nitelendirilmiştir. 04.12.2014 gün ve 6572 Sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 27.maddesi ile 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesinde yapılan değişikliğe göre; Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 tarih ve 2015/8 sayılı kararı uyarınca işbu davada temyizen incelenme görevi 01.02.2015 tarihinden itibaren Yargıtay 3.Hukuk Dairesine verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu