Böylece dava tarihi itibarıyla, davacının henüz kendisinin yaptığını iddia ettiği muhtesatı ve iyileştirmeyi davalı tarafa teslim etmediği, yani fakirleşmediği, davaya konu taşınmaz satılarak bedeli taraflar arasında paylaşılmadığı için davalı tarafın mal varlığında bir artış gerçekleşmiş olmayacağından, davacının henüz sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre yaptıklarının bedelini isteme hakkının doğmadığı açıktır. (22.02.1991 gün 1990/1- 1991/1 sayılı YİBK) Bu nedenle davacı tarafça yapıldığı iddia edilen faydalı işlerin varlığı ve davalının sebepsiz zenginleşmesine yol açıp açmadığı ve buna göre istenilmesi ancak satışın gerçekleşip bedelin paylaşılmasından sonra mümkündür. Eldeki dava tarihi itibarıyla henüz satış gerçekleşmediğine göre davalıdan sebepsiz zenginleşme nedeni ile talep hakkı da henüz doğmamıştır....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.11.2019 tarihli ve 2019/191 E., 2019/402 K. sayılı kararı ile; önceki karar gerekçesinin yanında, davacının davalı ile arasındaki danışmanlık hizmetinin 2007 yılında devam ettiğine ilişkin yazılı belge sunamaması nedeniyle 2007 yılında danışmanlık sözleşmesinin olmadığının kabulünün gerektiği, davalının da ödenen paranın ekonomik rapor düzenlenmesine ilişkin olduğunu ispat edememesi nedeni ile ödenen paranın sebepsiz olduğu ve BK’nın 66. maddesi hükmü uyarınca sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında kaldığı, davacının fazla ödeme yapmış olduğunu 10.06.2011 tarihli Bakanlık yazısını tebliğ alarak öğrendiği, sebepsiz zenginleşme zamanaşımı süresinin bir ve on yıl olduğu, davacının bir yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra 01.10.2012 tarihinde davalıdan ödeme talep ettiği, davanın da bir yıllık zamanaşımı geçtikten sonra 18.07.2013 tarihinde açıldığı, davalının cevap dilekçesi ile süresinde zamanaşımı itirazında bulunduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir...
Bu durumda zenginleşmeye esas teşkil eden hukuki işlemin geçersizliği nedeniyle ortadan kaldırılmasından sonra taraflar aldıklarını iade ile yükümlüdür (Eren, Fikret: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Ankara 2017, s. 900). Sebepsiz zenginleşmenin söz konusu olduğu bir diğer hâl ise zenginleşmenin gerçekleşmemiş bir sebebe dayalı olmasıdır. Bir edimin ifası, gelecekteki bir olayın gerçekleşme ihtimaline binaen yapılmışsa ve bu ifadan sonra şart gerçekleşmezse edimi ifa eden aleyhine sebepsiz zenginleşme meydana gelmiş olur. Bu durum özellikle koşula bağlı sözleşmelerde karşımıza çıkmaktadır. Zira koşula bağlı alacağın koşul gerçekleşmeden önce ödenmesi durumunda koşul gerçekleşmezse fakirleşen zenginleşmenin iadesini isteyebilir (Eren, s. 901). Hukuki sebebin ortadan kalkmış olması hâlinde de sebepsiz zenginleşme söz konusu olmaktadır. Başka bir deyişle başlangıçta mevcut olmakla birlikte sonradan ortadan kalkan hukuki bir sebep de kazandırmayı sebepsiz zenginleşmeye dönüştürebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre dava, sözleşme ilişkisinden kaynaklanan sebepsiz zenginleşme nedeni ile alacak istemine ilişkindir. Başkanlar Kurulu Kararı ve Yargıtay Yasasının 14. maddesine göre temyiz inceleme görevi Yüksek 13.Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenlerle dosyasının anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 16.6.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
MAHKEMESİ Davada dere suyunun haksız kullanım nedeni ile tazminat istemine ilişkin olup, mahkemenin nitelendirilmesine göre sebepsiz zenginleşme değildir. Davanın niteliğine göre inceleme görevi ... ....... Dairesinindir. Ancak anılan dairece görevsizlik kararı verilerek dosya dairemize gönderilmiş olduğundan; dosyanın ... Başkanlar Kurulunca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın ... Birinci Başkanlığına gönderilmesine, 03.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. Somut olayda; davacı tarafından iadesi talep edilen ecrimisil bedeline ilişkin, mahkeme kararı ile adlarına tescil edilen üçüncü kişilere ayrıca bir ödeme yapmadığı hususu dikkate alındığında sebepsiz zenginleşme koşulları oluşmadığından, davacının ödemiş olduğu bedeli davalıdan talep etme hakkı bulunmamaktadır. Diğer anlatım ile somut olayda sebepsiz zenginleşmenin koşulları oluşmamıştır. Mahkemece, anılan nedenler ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde verilen kararın bozulması gerekmiştir....
Mahkemece, davalının aracın eski eşi tarafından davacıya satıldığı ve bedelinin de dava dışı Osman tarafından alındığı iddiasının aksinin davacı tarafça ispatlanamadığı, sebepsiz zenginleşme halinde alacak isteminin ancak zenginleşene ve onun külli haleflerine karşı ileri sürülebileceği, mülkiyet hakkı sahibine karşı ileri sürülemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Sebepsiz zenginleşme, BK.nun 61-66.maddeleri (TBK.nun 72-82.maddeleri) gereğince, bir kimsenin malvarlığının geçerli (haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin malvarlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun malvarlığından bir başkasının aleyhine olarak zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır....
Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesi ile yetki itirazında bulunmuştur. İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ : İlk derece Mahkemesi tarafından; "Dosya bir bütün olarak incelendiğinde; davanın Kira Alacağından Kaynaklı Sebepsiz Zenginleşmeden kaynaklandığı görülmüştür. Borçlar Kanununa göre haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşme "sebepsiz zenginleşme" dir. Sebepsiz zenginleşme davasında yetkili mahkeme davalının ikametgahı olan yer mahkemesidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2014/22 E-2015/1664 K sayılı ilamı "...Sebepsiz zenginleşme davası, davalının ticari işlerini yürüttüğü bir yer varsa o yer; böyle bir yer yoksa davalının ikametgahının bulunduğu yer veya çekin düzenlendiği yer mahkemesinde açılabilir." şeklindedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... tarafından, davalı ... aleyhine 14/04/2014 gününde verilen dilekçe ile sebepsiz zenginleşme nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 11/04/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince, Dava; sebepsiz zenginleşme nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir....
Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Borçlar Kanununun konuya ilişkin 61 ve ardından gelen maddelerindeki (TBK'nın 77 ve ardından gelen maddelerindeki) düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme; bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Somut olayda; her ne kadar, taraflar dava konusu taşınmazlardaki hisselerin satış bedelini daha az harç ödenmesi gayesiyle tapu resmi senedinde düşük göstermiş iseler de; davacının davalı ...'e ait hisseyi 45.000 TL'ye, davalı ...'...