Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sebepsiz zenginleşme hâlinde zenginleşen ve fakirleşen arasında kanun gereği bir borç ilişkisi doğmakta olup bu borcun konusu malvarlığında meydana gelen fazlalığın geri verilmesidir. Sebepsiz zenginleşmede sadece mal varlığındaki eksilmenin giderilmesinin talep edilmesi söz konusudur. 28. Görüldüğü gibi, sebepsiz zenginleşme ikincil (talî) nitelikte olup mal varlığındaki azalmanın başka aslî nitelikteki davalarla önlenmesi mümkün ise, sebepsiz zenginleşme davası gündeme gelemez. Başka bir anlatımla aynı olayda, aynî haktan (istihkak davası), zilyetlikten, sözleşmeden, sözleşme benzeri hukukî ilişkiden veya haksız fiilden kaynaklanan bir talebin ileri sürülmesi mümkün ise, sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulama alanı bulamayacaktır. 29. Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendiğinde; davaya konu edilen alacağın sözleşmeden mi yoksa sebepsiz zenginleşmeden mi kaynaklandığı hususu uyuşmalığın çözümünde ayırıcı unsur olarak karşımıza çıkmaktadır....

    Bu bakımdan; yasanın aradığı anlamda davacının taşınmaz için ödediği bedel yönünden gerekçeli bir hüküm mevcut olmaması ve ortada denetlenebilecek gerekçeli bir karar bulunmaması nedeniyle, mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. 3- Bozma nedenine göre, sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş, bu kez taraflarca karar düzeltme isteminde bulunulmuştur. 1-) Asıl davaya yönelik davalı-birleşen davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin incelenmesinde; Davacının taşınmaz için ödediği bedelin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca iadesini ancak bedeli ödediği dava dışı şahıstan talep edebilir. Davacı tarafın davalı arsa sahiplerine taşınmaz için ödediği herhangi bir bedel bulunmadığından, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talebini davalı arsa sahiplerine yöneltemeyecektir....

      Bu düşünüş şekli karşısında, TTK'nun 690. maddesinde sebepsiz zenginleşme yönünden bono borçlusuna müracaat edilip edilmeyeceği hususundaki kanun boşluğunun, Medeni Kanun hükümleri gereği hakim tarafından tamamlanması ve yukarıda açıklandığı üzere, TTK'nun 644. maddesinde yazılı olan keşideciye müracaat hakkının bonolarda da tanınmasının uygun olacağı sonucuna varılmıştır. 2 ) TTK'nun 644. maddesinde yazılı sebepsiz iktisap sebebiyle kabul edilen başvurma hakkının hangi zamanaşımı süresine tabi olacağı ve zamanaşımının hangi tarihten işlemeğe başlayacağı konusuna gelince: TTK'nun 644. maddesinde, zamanaşımı süresinin ne olacağı belirtilmemiştir. Bu hususta dahi kanun boşluğu mevcut bulunmaktadır. Fakat TTK'nun 644. maddesinde zikredilen sebepsiz iktisabın TMK' da bahsi geçen sebepsiz iktisaptan farklı bir hukuki müessese olduğunu gösteren açık hüküm mevcut değildir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, özel yasadan kaynaklanmakta olup, mahkemece de sebepsiz zenginleşme nitelendirmesi yapılmadığından, (sebepsiz zenginleşmeye göre özel hüküm niteliği taşıyan bir hükmün uygulanması gereken durumlarda, özel hükmün genel hükümden önce gelmesi ilkesi uyarınca sebepsiz zenginleşmeye değil bu kurallara başvurulur.) (Yrd.Doç.Dr.Turgut Öz-Öğreti ve Uygulamada Sebepsiz Zenginleşme Kitabı) davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 4.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 4.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 09.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 2508 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 2 nolu bağımsız bölümün ekonomik ve psikolojik yönden buhrana girdiği dönemde, muzayaka halinden yararlanan davalı ... tarafından düşük bedelle satışının sağlandığını ve danışıklı olarak diğer davalılara devredildiğini işlemlerin gabin nedeniyle yok hükmünde olduğunu ileri sürerek, tapu iptali-tescil veya sebepsiz zenginleşme nedeniyle tazminat isteklerinde bulunmuştur. Davalılar ...,...; davanın reddini savunmuşlardır. Davalı ..., bir savunma getirmemiştir. Mahkemece, gabin yönünden hak düşürücü sürenin geçirildiği, sebepsiz zenginleşme yönünden koşulların oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'un raporu okundu, düşüncesi alındı....

            Geçerli olmayan bir akit dolayısıyla ödenmiş bulunan pey akçesinin (kaporanın) geri verilmesi, sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince istenebilir. (Yargıtay ..... HD ... E, .... K, .... ) İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ..... Hukuk Dairesinin 14/02/2022 tarih, .... Esas, ... Karar sayılı ilamında; "Tapuya kayıtlı taşınmazların satışına ilişkin sözleşme, resmi şekilde yapılmadığı takdirde TMK ... , TBK .... , Tapu Kanunun .... . ve Noterlik Kanunun 60. maddeleri uyarınca hukuken geçersiz olup geçerli bir sözleşme bulunmadığından tarafların sözleşmeye dayalı hak ve borçları da söz konusu olmayacaktır. Ancak bu durumda taraflar, geçersiz sözleşmeye dayalı olarak karşı tarafa ödedikleri bedeli sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri isteyebilir. Davacı tarafça dava davalı şirket adına harici taşınmaz satış sözleşmesi gereği dava konusu 30.000 TLnın davalı ......

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tazminat Uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşme nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliğine göre temyiz incelemesi dairemizi görevi dahilinde olmayıp, Yargıtay 3.Hukuk Dairesi'ne ait olduğundan dosyanın adı geçen Daire Başkanlığı'na gönderilmesine, 25.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                SONUÇ: 1)Yukarıda açıklanan nedenlerle ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK'nın 440. maddesinde yazılı hallerden hiçbirine uymayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, aynı kanunun 442. maddesi uyarınca takdiren 275.00.-TL. para cezası ile Harçlar Kanunu uyarınca 65.40.-TL. red harcının düzeltme isteyenlerden ayrı ayrı alınmasına, 2) Dairenin 07/03/2017 gün ve 2016/8766 E. - 2017/1912 K. sayılı bozma ilamının ikinci sayfasının “öncelikle” diye başlayan sekizinci paragrafında “Öncelikle sebepsiz zenginleşme konusundaki davaların temyiz incelemesini yapan Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin yerleşik kararları da göz önünde bulundurulduğunda (örnek:2009/240-3873, 2009/6304-8937) 2007 yılında Kadastro Kanununun 41. maddesi gereğince yapılan düzeltme sonucu taşınmazın yüz ölçümünün 8000 m2’den 14.932 m2’ye çıkmış olmasına göre, davalı tarafın aradaki fark kadar 526 parsel sayılı taşınmaz malikleri aleyhine sebepsiz zenginleştiği ortadadır.”...

                  (HGK. 17.12.2003 tarih, 2003/13-787 E. ve 2003/774 K.sayılı kararı) Mahkemece, sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca ana alacağın tahsiline karar verildiğine göre, yukarıdaki açıklamalar uyarınca davacının talebi doğrultusunda ihtar tebliğ tarihi olan 15.05.2009 tarihinden itibaren faize hükmetmek gerekirken istemin reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    Esas sayılı dosyası ile rücuen tazminat istemli dava açıldığını, ilgili dosyada araç satışının yapıldığı, kaza tarihinde aracın davalı ...'in mülkiyetinde olduğunun belirlendiğini, müvekkili şirket tarafından ödenen tazminatlardan sigortalı araç işleteni ve sürücüsü olan davalıların sebepsiz zenginleşme hükümleri dolayısıyla müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını beyanla müvekkili şirketin ödemiş olduğu 70.227,60-TL tazminatın 27/11/2017 tarihinden, 97.452,00-TL tazminatın 24/05/2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan alınarak müvekkiline verilmesini, davanın kazanılması halinde tahsilat olasılığının son derece az olması nedeniyle ... plakalı aracın davalı adına kayıtlı ise ihtiyati tedbir konulmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir. Dava dilekçesinin yöntemine uygun olarak tebliğine rağmen, davalılar tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşıldı....

                      UYAP Entegrasyonu