Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

KMK.nun 34.maddesine göre ana gayrimenkulun yönetimi için atanan yönetici ve yönetim kurulu aynı yasanın 38. ve 40.maddeleri uyarınca vekil statüsündedir. Vekil gibi sorumlu ve vekilin haklarına sahiptir. Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının geçerli (haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ile zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır. Bu durumda davacı yönetimin, sitenin ortak yerleri için yapılan harcamalardan davalının yararlandığı anlaşıldığına göre uyuşmazlığın sebepsiz zenginleşme (BK.nun 61-66 maddeleri) ve vekaletsiz iş görme hükümleri (BK.nun 413/son maddesi) kapsamında çözümlenmesi gerekir. Maddi olay ile bağlı olan hakim, hukuksal nitelendirmeyi kendiliğinden yapmakla yükümlüdür....

    Kişi konumunda olduğu, sebepsiz zenginleşme ve istirdat davalarının sebepsiz zenginleşen, dosya borçlusuna karşı açılabileceği, davacı her ne kadar icra dosyasındaki borcu cebri icra tehdidi altında ödediğini ileri sürse de eldeki davayı icra takip alacaklısına karşı açmış olduğu nazara alındığında; alacaklının alacağını tahsil etmesinden dolayı sebepsiz zenginleşmediği yani sebepsiz zenginleşme davası yönünden pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı kanaatine varılmakla davanın husumet nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis eidlmiştir....

      Hukuk Dairesi’nin 2010/14277 E. 2012/5371 K sayılı ve 05.04.2012 tarihli kararlarının ekli olduğunu, Mahkemece sebepsiz zenginleşme talebi açısından esasa girilerek zamanaşımı definin değerlendirilmediğini belirttiğini, sebepsiz zenginleşme talebi zamanaşımına uğramadığını, Müvekkilinin keşideciden gerek temel ilişki gerekse sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı olarak talepte bulunma hakkı bulunduğunu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 24.4.2001 tarihli 2001/1504 E., 2001/3680 K. sayılı kararının, sebepsiz zenginleşme davasında ispat yükü davalı-keşideciye ait olduğunu, davalı keşidecinin sebepsiz zenginleşmediğini ispatlaması gerektiğini, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/10970 E. 2017/4321 K. sayılı, 30.05.2017 tarihli kararının, Yargıtay 19....

      Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. Borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir. Yanlışlık eda ile ilgili olup, edada bulunanda bağışlama irade ve arzusunun bulunmadığını gösteren bir yanılmadır. HGK'nun 05.12.1984 tarih ve 1982/13-387 E.-1984/997 K.sayılı kararı ile herhangi bir salt tasarrufa dayanmayan salt hatalı ödemenin idare tarafından BK'nun sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri istenebileceği açıklanmıştır. ........

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak Uyuşmazlık, akaryakıt dağıtım şirketi olan davacının uzun süreli intifa hakkını elde ettiği istasyon sahası ile ilgili olarak intifa sürelerinin Rekabet Kurulu tarafından 5 yıl ile sınırlandırıldığından bahisle peşin ödendiği intifa bedelinin 5 yılı aşan bakiye tutarının ve taşınmaza yönelik yatırım ve teşvik ödemelerinin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece de uyuşmazlık bu şekilde nitelendirilmiş olup, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 09.02.2012 tarih ve 2012/1 sayılı kararı ile arada sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığına bakılmaksızın sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak davalarının 3. Hukuk Dairesinin görevinde olduğu kararlaştırılmıştır. Bu nedenle dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere adı geçen Daire Başkanlığı'na gönderilmesine, 05.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Bu konu, Yüksek Hukuk Genel Kurulunun 28.03.2001 gün, E 19-20, K 310 kararıyla gündeme gelmiş ve bono hamilinin B.K.nun 61 vd.maddeleri uyarınca nedensiz zenginleşme hükümlerine göre keşideciye müracaat edebileceği kabul edilmekte ve özellikle doktrinde TTK'nun 690 maddesinde, 644 maddeye göndermede bulunulmamış olmasının makul bir izahının yapılamayacağının vurgulandığı belirtilerek, dava konusunu bonolarla ilgili olarak, vadeyi takip eden üç yıldan sonra sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre ve bir yıl içinde borçluya başvurması gerektiği belirtilerek aynı yöndeki doktrin ile uygulamadaki baskın görüş desteklenmiştir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 06.12.1969 gün ve 1966/T-1131-860 sayılı ilamı da aynı yöndedir.) Hal böyle olunca, mahkemenin bonolarda üç yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonraki bir yıl içinde sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı olarak alacak davası açabileceğine ilişkin yerel mahkemenin direnme hükmü doğrudur....

            Nitekim, HGK'nun 05.12.1984 tarih ve 1982/13-387 E.-1984/997 K.sayılı kararında, herhangi bir şart tasarrufa dayanmayan salt hatalı ödemelerin idare tarafından Borçlar Kanununun sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri istenebileceği belirtilmiştir. Danıştay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 22.12.1973 gün ve 1968/8 E. ve 1973/14 K.sayılı kararı, idarenin "şart tasarrufuna" ilişkindir. Somut olayda ise; davacı idarenin davalıya mevzuata aykırı olarak yaptığı salt hatalı ödemeden sözedilmektedir. Bu durumda herhangi bir şart tasarrufa dayanmayan salt hatalı ödemelerin Borçlar Kanununun sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri istenebileceği kabul edilmelidir....

              Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. Borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir. Yanlışlık eda ile ilgili olup, edada bulunan da bağışlama irade ve arzusunun bulunmadığını gösteren bir yanılmadır. HGK'nun 05/12/1984 tarih ve 1982/13-387 esas, 1984/997 karar sayılı kararı ile herhangi bir şart tasarrufa dayanmayan salt hatalı ödemenin idare tarafından BK'nın sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri istenebileceği açıklanmıştır....

                davalıya maddi manevi tazminat bedeli olarak 15000 Euro verdiğini, maddi ve manevi tazminat davasının reddine karar verilmesini istemiştir ve mahkemece eşler arasında dava dışında verildiği söylenen 15.000 Euro'nun sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince geri istenebileceği bunun maddi ve manevi tazminattan mahsubunun mümkün olmadığı belirtilerek davalı kadın lehine 15000 TL maddi ve 25000 TL manevi tazminata hükmedilmiş hüküm 09.06.2010 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı bu kararın kesinleşmesinden sonra davalı hakkında 22.11.2010 tarihinde icra takibinde bulunarak, davalıya ödediği 15000 Euronun davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davacının iddiası davalıya verdiği 15000 Euro'nun boşanmada geçerli olacak maddi ve manevi tazminat bedelinin karşılığı olduğu yönündedir....

                  Davacı- birleşen davalı, dava konusu taşınmazları malik sıfatıyla zilyet olarak kooperatiften edinmesi karşısında, zilyetliğin haklı nedene dayanması karşısında, ecrimisil talebinin reddi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. 2-) Davacı- birleşen davalı vekilinin, asıl davaya yönelik temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; Asıl dava; taşınmaz satış sözleşmesi uyarınca ödenen meblağ ile taşınmaza yapılan faydalı masrafların; sebebsiz zenginleşme hükümleri uyarınca iadesi, birleşen dava arsa maliklerince açılan ecrimisil istemine ilişkindir. .....Somut olayda ise, mahkeme kararının gerekçesinde, davacının faydalı masrafların tahsiline yönelik talebi yönünden gerekçe açıklanmış ancak; davacının taşınmaz için ödediği bedelin sebebsiz zenginleşme hükümleri uyarınca iadesi yönünden hükmedilen sonuca nasıl varıldığı konusunda herhangi bir açıklama yapılmamış, ispat yükünün hangi tarafa düştüğü ve iddiasını ispatlayıp ispatlayamadığı...

                    UYAP Entegrasyonu