Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istirdat-alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacılar vekili, davalının kullandırdığı 2.000.000.000.TL'lık kredinin zamanında ödenmemesi üzerine teminat olarak 7.000.000.000.TL'lık çekin verildiğini, davalı bankanın iki ayrı takip dosyası ile toplam 13.522.000.000.TL'lık takip yaptığını, toplam 8.000.000.000.TL fazla ödeme yapıldığını iddia ederek bu miktarın sebepsiz zenginleşme tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Mahkemece, dava konusu alacağın sebepsiz zenginleşme hükümlerine istinaden dava konusu yapıldığı, taraflar arasında akdedilen ... 27. Noterliği'nin 18.08.2011 tarih ve 18159 yevmiye sayılı Düzenleme Şeklinde Miras Payının Devri Sözleşmesi uyarınca davalı ...'nin dava dışı ... adlı kişiye olan borcu nedeniyle davacı şirketin 3 adet çeki keşide edilerek verildiği, dolayısıyla sebepsiz zenginleşmenin davacının çek bedellerini 3.kişiye ödediği 25.05.2012 tarihi itibariyle öğrendiği ve bu tarih itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı eski BK.nun 66.maddesi uyarınca bir yıllık hak düşürücü süre içinde işbu davanın açılmayarak davanın 24.06.2013 tarihinde açıldığı gözetilerek davanın usulden reddine karar verilmiştir. Oysa ki, davacı ile davalı arasındaki temel ilişki miras payının devrini içeren satım sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Bu durumda 818 sayılı B.K 125.maddesi(6098 sayılı TBK'nın 146. maddesi) gereğince 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçerli olduğunun kabulü gerekir....

      Davalı vekili ,öncelikle zaman aşımı def'i ve itirazlarının dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesini, davalının davacıya hiçbir borcunun bulunmadığını ve sebepsiz zenginleşme şartlarının da gerçekleşmediğini beyan ederek kötü niyetle açılan davanın reddini istemiştir.Mahkemece yapılan yargılama ve hükme esas alınan bilirkişi raporun göre davanın çalınma nedeniyle süresinde bankaya ibraz olunamayan ve istirdat davası ile davacıya iadesine karar verilen çek nedeniyle TTK nın 818/1 maddesi yollaması ile 732. maddesine göre sebepsiz zenginleşme nedenine dayalı olarak açılan itirazın iptali davası olduğu,çeke dayalı müracaat hakkı düşmüş olan hamilin alacağına dava yolu ile kavuşabilmesi için ya doğrudan temel borç ilişkisine dayanarak tahsil davası ya da çekler hakkında da uygulanması mümkün bulunan TTK nın 732. maddesinde düzenlenmiş bulunan sebepsiz iktisap davası açması gerektiği, davaya konu takipteki çekin hamiline yazılı olup davacının ciro yolu ile hamili olduğu,...

        alacak davasına gerek olmayacaktır.” denilmek suretiyle istihkak davasının açılmamış olmasının istirdat davasının açılmasını engellemeyeceğini açıkça ortaya koyduğunu, ayrıca mahkemenin gerekçeli kararında, bundan sonra sebepsiz zenginleşme davasının borçluya açılacağını belirtmesininde hakkaniyete aykırı olduğunu, iş bu dava konusu olayda, İcra takibi borçlusunun, müvekkilinin eşi olup sebepsiz zenginleşme davasının eşe karşı açılacak olmasının hakkaniyete uygun olmayıp müvekkilinin hakkının kaybına neden olacağını belirterek yukarıda belirtilen ve resen dikkate alınacak nedenlerle İstanbul 21....

        Mahkememizce verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 3.Hukuk Dairesi Başkanlığı'nın 2013/14303 esas - 2013/18067 karar sayılı kararı ile;"...dava konusu uyuşmazlık,davacının borçlu olmadığı bedeli, haciz tehdidi altında davalı alacaklıya ödediği iddiasına dayalı sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacağın tahsili talebine ilişkindir.818 sayılı BK.'nun 61-66.maddelerine (6098 sayılı TBK.'nun 77-82.maddelerinde) sebepsiz zenginleşme,bir kimsenin mal varlığının geçerli (haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir.Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli,zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istirdat istemine ilişkin davada ... 1.Aile ve ... 1.Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, fazla ödendiği iddia olunan tedbir nafakasının istirdatına ilişkindir. ... 1. Aile Mahkemesince, uyuşmazlığın Türk Medeni Kanununun 2.Kitabında yer alan Aile Hukukundan kaynaklanmadığı, sebepsiz zenginleşme kurallarına göre fazla ödenen paranın iadesine ilişkin olduğu ve Borçlar Kanunu hükümlerine tabi bulunduğu belirtilerek, dava değerine göre görevli mahkemenin Sulh Hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, görevli mahkemenin Aile Mahkemesi olduğu gerekçesiyle, görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....

            Mahkemece ispat yükünün davalı tarafta olduğu, ödenmeyen alacaklar için senedin takibe konu edildiği hususunun ispatlanamadığı, davacı yanca yapılan ödemenin sebepsiz zenginleşme kuralları çerçevesinde davalıdan tahsili gerektiği, dava istirdat davası olduğu için tazminat talebinin yerinde olmadığı gerekçeleri ile davanın kısmen kabulüne, davacının davalıya 13.829.-YTL. borçlu olmadığının tespiti ile 13.829.-YTL.nin 09.02.2005 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz edenlerden alınmasına, 23.09.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Kişiler için konulmuş olan İİK 89 ve İİK 72. madde düzenlemelerindeki sürelerin bir anlamının kalmayacağı, yasanın şahıs ifadesinden anlaşılması gerekenin takip borçlusu olduğu, şu halde İİK 89. madde kapsamında, süresi içinde menfi tespit davası açma hakkını kullanmayan ve bu sebeple takip borçlusuna herhangi bir borcu olmadığı halde, yasanın emredici kuralları gereğince alacaklıya ödeme yapmak zorunda kalan 3. kişinin, genel hükümlere göre sebepsiz zenginleşme davası açması mümkündür. Öte yandan, davalı takip alacaklısı olup, takip hukuku sınırları içerisinde alacağı için başlatmış olduğu icra takibi neticesinde alacağına karşılık yaptığı haciz işlemlerinden dolayı sebepsiz zenginleşmesi söz konusu değildir. Burada sebepsiz zenginleşen dava dışı takip borçlusu olduğundan, davacı tarafından ancak dava dışı gerçek borçluya karşı sebepsiz zenginleşme davası açılabilecek olup, davalının bu davada taraf sıfatı bulunmamaktadır....

              Kişiler için konulmuş olan İİK 89 ve İİK 72. madde düzenlemelerindeki sürelerin bir anlamının kalmayacağı, yasanın şahıs ifadesinden anlaşılması gerekenin takip borçlusu olduğu, şu halde İİK 89. madde kapsamında, süresi içinde menfi tespit davası açma hakkını kullanmayan ve bu sebeple takip borçlusuna herhangi bir borcu olmadığı halde, yasanın emredici kuralları gereğince alacaklıya ödeme yapmak zorunda kalan 3. kişinin, genel hükümlere göre sebepsiz zenginleşme davası açması mümkündür. Öte yandan, davalı takip alacaklısı olup, takip hukuku sınırları içerisinde alacağı için başlatmış olduğu icra takibi neticesinde alacağına karşılık yaptığı haciz işlemlerinden dolayı sebepsiz zenginleşmesi söz konusu değildir. Burada sebepsiz zenginleşen dava dışı takip borçlusu olduğundan, davacı tarafından ancak dava dışı gerçek borçluya karşı sebepsiz zenginleşme davası açılabilecek olup, davalının bu davada taraf sıfatı bulunmamaktadır....

                Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Mülga 818 Sayılı Borçlar Kanunu ( 818 Sayılı B.K.'nun konuya dair 61 vd. maddelerindeki ( 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu ( Benzer hüküm 6098 Sayılı T.B.K.'nun m. 77 vd.yer almıştır.)düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir....

                UYAP Entegrasyonu