Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen sebepsiz zenginleşme, menfi tespit ve istirdat davasında verilen hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine dair davalı tarafça yapılan temyiz başvurusunun kararı miktar itibariyle kesin olması nedeniyle bölge adliye mahkemesince reddedildiği davalı vekilince bu sefer ek kararın temyiz edildiği anlaşılmakla dosya içindeki kağıtlar okunarak gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I İstinaf incelemesi sonucunda verilen karar hakkında, 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesi uyarınca temyiz yoluna başvurulamayacağı bölge adliye mahkemesince saptanmıştır....

    DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) KARAR TARİHİ: 15/06/2021 6100 sayılı HMK'nın 352.maddesi uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Uyuşmazlığın sebepsiz zenginleşme temeline dayalı alacak davasına ilişkin olmasına göre istinaf inceleme görevi dairemize ait olmayıp Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 25/06/2020 tarihli 564 ve 586 sayılı iş bölümü kararı gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3.Hukuk Dairesine ait olduğu anlaşılmakla, görevsizliğe ilişkin aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. KARAR:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;İş bölümü yönünden dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, Dosyanın istinaf incelemesi bakımından görevli İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3.HUKUK DAİRESİ'NE GÖNDERİLMESİNE,6100 sayılı HMK'nın 352/1 maddesi gereğince, dosya üzerinden yapılan ön inceleme sonucu oy birliği ile karar verildi. 15/06/2021...

      Kişiler için konulmuş olan İİK 89 ve İİK 72. madde düzenlemelerindeki sürelerin bir anlamının kalmayacağı, yasanın şahıs ifadesinden anlaşılması gerekenin takip borçlusu olduğu, şu halde İİK 89. madde kapsamında, süresi içinde menfi tespit davası açma hakkını kullanmayan ve bu sebeple takip borçlusuna herhangi bir borcu olmadığı halde, yasanın emredici kuralları gereğince alacaklıya ödeme yapmak zorunda kalan 3. kişinin, genel hükümlere göre sebepsiz zenginleşme davası açması mümkündür. Öte yandan, davalı takip alacaklısı olup, takip hukuku sınırları içerisinde alacağı için başlatmış olduğu icra takibi neticesinde alacağına karşılık yaptığı haciz işlemlerinden dolayı sebepsiz zenginleşmesi söz konusu değildir. Burada sebepsiz zenginleşen dava dışı takip borçlusu olduğundan, davacı tarafından ancak dava dışı gerçek borçluya karşı sebepsiz zenginleşme davası açılabilecek olup, davalının bu davada taraf sıfatı bulunmamaktadır....

        İcra Müdürlüğü'nün ... talimat sayılı dosyaları üzerinden ödemeler gerçekleştirdiğini beyan ederek yapılan ödemelerin sebepsiz zenginleşen davalı takip alacaklısından tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Somut olayda, davacı şirket belirtilen takip dosyasının tarafı olmayıp üçüncü kişi konumundadır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu 9. ve devamı maddelerine göre icra dosyasına yapılan ödemeler borca mahsuben ödenmiş sayılacağından dosyanın tarafı olmayan davacı üçüncü kişinin ödediği bedeli sebepsiz zenginleşme kurallarına göre dosya borçlusundan geri isteme hakkı bulunmakla birlikte, davalı alacaklı sebepsiz zenginleşen konumunda olmayıp İİK 72. maddesi uyarınca istirdat davasını da ancak takip borçlusu açabileceğinden davacının icra takip dosyasına ödediği bedeli davalıdan isteme hakkı bulunmamaktadır. Nitekim taraflar arasında başka bir benzer haciz işlemini konu alan ve İstanbul 2....

          Borçlar Kanunu’nun konuya ilişkin 61 ve devamı maddelerindeki (TBK'nın 77 ve ardından gelen maddelerindeki) düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme; bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır....

            Davada, dava dışı kiracının tükettiği elektrik borcunun (yeni abonelik tesisi için) davalı idareye ödenmek durumunda kalındığı, oysa kiracının borcundan sorumlu olunmadığı, böylece borçlu bulunmadığı hususunun tespiti ile yapılan ödemenin geri tahsili istenilmiş; mahkemece, istirdat davası için öngörülen 1 yıllık sürede dava açılmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir. Kural olarak olayları izah taraflara, hukuki nitelemede bulunmak Hakim'e ait bir görevdir (HUMK.mad.76). Somut olayda aslında üçüncü şahsın tükettiği elektrik bedelinin yeni abonelik tesisi için ödendiği ileri sürelerek, iradi olmayan ödemenin geri tahsili istenmektedir. Bu durumda dava, İcra İflas Kanununun 72.maddesi kapsamında istirdat değil, BK.nun 61.maddesine göre, sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı alacak istemidir. Delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucu hukuki nitelemede yanılgıya düşülerek hak düşürücü süreden bahisle istemin reddi doğru görülmemiştir....

              , sözlü ve noter kanalıyla gönderilen ihtarnamelere rağmen tarafımıza iade edilmeyen teminat mektubunu ---- etmek suretiyle --- bedeli müvekkilim şirketten tahsil ettiğini, müvekkili şirketin alacaklı olduğunu iddia eden davalı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, davalı, kendi---- sisteminden kaynaklandığını iddia ettiği bir alacak ihdas ettiğini, bu bedeli müvekkili rızası ---- bulunan teminat mektubu ------- etmek suretiyle tahsil ettiğini, müvekkilinin davacı şirketin alacaklı olduğunu iddia eden davalı şirkete herhangi bir borcunun bulunmaması karşısında, davalı şirketin sebepsiz zenginleştiği ve sebepsiz zenginleşme teşkil eden bedelin istirdatına karar verilmesinin gerektiğini, müvekkili şirketin, elektrik kullanımından doğan tüm fatura bedellerini davalıya ödediğini, davalıya hiçbir isim altında borcu bulunmadığını, müvekkili şirketten daha----- aboneliklerin teminatı olarak alınan teminat mektubunun -- edilerek sebepsiz zenginleşme teşkil eder şekilde tahsil edilen 15.147,71TL'nin...

                Bilindiği üzere; Sebepsiz zenginleşme için, bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. “Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Mülga 818 Sayılı Borçlar Kanunu ( 818 Sayılı B.K.'nun konuya dair 61 vd. maddelerindeki ( 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu ( Benzer hüküm 6098 Sayılı T.B.K.'nun m. 77 vd.yer almıştır.)düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Bu genel açıklamadan sonra sebepsiz zenginleşmenin gerçekleşmesi için aranan şartların açıklanmasında yarar görülmüştür....

                Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; sebepsiz zenginleşmenin gerçekleştiği tarih olan 30.11.2012 tarihinde Euro'nun 2,326 TL olduğu, davacı tarafça ödenmesi gereken gerçek tutarın 104.224,55 Euro karşılığı 242.426,30 TL olduğu, buna rağmen 283.536,03 TL ödeme yapıldığı, davalının 41.109,72 TL tutarında sebepsiz zenginleştiği, TBK’nın 117. maddesi uyarınca, davalının sebepsiz zenginleşme durumuna bir katkısının bulunmadığı, davalının iyiniyetli olmadığına dair dosyada kapsamında yeterli delilin bulunmadığı, bu bakımdan dava tarihinden önce davalının temerrüde düşürüldüğünün usulünce ispatlanamadığından dava tarihinden itibaren alacağa faiz işletilebileceği gerekçesiyle hisse senetlerinin iadesine ve 3.256,80 Euro’nun iadesine yönelik talebe ilişkin açılan dava hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına, istirdata ilişkin talep bakımından açılan davanın kabulüyle 41.109,72 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmiştir...

                  Buna göre takip dosyasının tarafı olmayan davacı üçüncü kişilerin ödediği bedeli sebepsiz zenginleşme kurallarına göre takip dosyası borçlusundan geri isteme hakkı bulunmakla birlikte, somut dava yönünden davalı takip alacaklısı sebepsiz zenginleşen konumunda değildir. Ayrıca İİK'nun 72.maddesi uyarınca istirdat davasını da ancak takip borçlusu açabilecektir. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde davacının icra takip dosyasına ödediği bedeli davalıdan geri isteme hakkı bulunmamaktadır (Bakınız. Yargıtay 4.HD 2015/16289 E. 2016/3744 K. , Yargıtay 19.HD 2013/11618 E. 2014/8909 K. , Yargıtay 11.HD 2020/3425 E. 2020/5455 K.). Buna göre ilk derece mahkemesinin davacının aktif husumetinin bulunmaması nedeniyle davanın reddine dair kararı yerinde olmakla davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu