Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Her ne kadar davacı sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre alacak isteminde bulunmuş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 33.maddede belirtildiği üzere olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime ait olduğundan davanın İİK 72/7 maddesine dayalı istirdat istemine ilişkin olduğu tespit edilmiştir. 2004 sayılı İİK’nın 72/7 maddesinde "Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir." hükmü bulunmaktadır. Madde metninde de anlaşılacağı üzere istirdat davası, borçlunun borçlu olmadığı bir parayı icra tehdidi altında ödediği tarihten itibaren bir yıl içinde açılabilir. Bu süre zamanaşımı süresi olmayıp hak düşürücü süre niteliğindedir ve mahkemece kendiliğinden gözetilmesi gerekir....

Mahkemece, davacının ıslah yolu ile sebepsiz zenginleşme iddiasını ileri sürmüş ise de; davacının dayanabileceği icra ödemesi nedeniyle hukuki sebebin İİK 72 de düzenlenen istirdat davası olduğu, bu nedenle sebepsiz zenginleşmeye ilişkin ıslah talebinin mahkemece göz önüne alınmadığı gerekçesiyle , davanın hakdüşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararı istinaf eden davacı tarafça, istinaf karar harcını yatırmadığı anlaşılmakla Dairemizin 09/12/2020 tarihli kararı ile bu eksikliğin ikmalini sağlamak üzere, dosyanın mahkemesine geri gönderilmesi üzerine eksik harcın yatırıldığı anlaşılmıştır....

Asliye Ticaret Mahkemesince, davanın sebepsiz zenginleşme nedenine dayalı alacak istemine ilişkin olduğu, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan istirdat talepli davaların ticari dava olmadığı, sebepsiz zenginleşme TBK'nun 77 - 82 maddeleri arasında düzenlendiği, davanın TTK'nun 4. Maddesinde düzenlenen mutlak ticari dava niteliğinde olmadığı, davalının tacir olduğu, ancak davacının tacir olmadığı, uyuşmazlığın ticari dava niteliğinde olmadığı, davaya bakma görevinin genel yetkili mahkeme olan asliye hukuk mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Merci tayini için Dairemize gelen dosyanın incelenmesinde; 6102 sayılı TTK 'nun 6335 sayılı kanununla değişik 4. maddesinde ticari davalar sayılmış olup, aynı kanunun 6335 sayılı kanunla değişik 5. maddesi ise ticari davaların asliye ticaret mahkemelerinde görüleceği, 5/3 maddesinde ise asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu düzenlenmiştir....

    G E R E K Ç E: İstirdat talepli davada, ilk derece mahkemesince, menfi tespit ve istirdat davasının icra takibinin borçlusu tarafından açılması gerektiği, davacılık sıfatının takip borçlusuna ait olduğu, borcu ödeyen 3.kişi davacının, takip alacaklısına karşı istirdat davası açamayacağı, yapılan ödemelerin alacaklı yönünden borca mahsuben yapılmış sayılacağı, takip alacaklısının sebepsiz zenginleşmesinin söz konusu olamayacağı gerekçesiyle pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur....

      Madde kapsamında açıldığı, davacıların icra takibinde borçlu bulunmamaları nedeniyle, borçlu tarafından açılabilecek bu davada davacıların aktif husumetinin bulunmadığı, davacıların ancak borçluya karşı genel mahkemede sebepsiz zenginleşme veya menfi tespit davası açabilecekleri gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.Maddi vakıaların anlatımı taraflara ait olup, hukuki nitelendirmeyi yapma görevinin hakime ait olduğu, mahkemece davanın İİK'nun 72.maddesine dayalı olarak açılmış menfi tespit ve istirdat davası olarak nitelendirilmesinin hatalı olduğu kanaatine varılmıştır. İstirdat davası esasen sebepsiz zenginleşme iddiasına dayanan bir eda davası olup İİK 72/7 maddesinde düzenlendiğinden, davanın icra takibine dayanması dava şartıdır. Bununla birlikte, 6100 Sayılı HMK 106....

        Hukuk Dairesi 14/06/2022 tarihli 2022/859 Esas, 2022/1017 karar sayılı kararı) İstirdat davasını sadece takip borçlusunun açabileceği, üçüncü şahıslar tarafından açılamayacağı, ayrıca alacaklının alacağını tahsil etmesinden dolayı sebepsiz zenginleşmediği, başka bir anlatımla istirdat davası yönünden davacının aktif husumet, sebepsiz zenginleşme davası yönünden pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı, açıklanan sebeplerle davacının takip borçlusuna ait borcun ödenmesinden dolayı menfi tespit ve istirdat davası açamayacağından, davanın aktif husumet yokluğu sebebiyle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince Dairemizin 2020/373 E- 2021/652 K.sayılı kaldırma kararı doğrultusunda yapılan yargılama sonucunda; alınan bilirkişi raporunda 04/03/2014 tarihli makbuz içeriğinden dava konusu çekin keşideci tarafından davacıya verildiği, davalı temlik eden faktoring şirketinin ... - ... ile akdettiği faktoring sözleşmesi kapsamında dava konusu çeki devir aldığı, faktoring işlemi sonrasında finansman sağlandığı, davalı faktoring firmasının faktoring işlemine konu çeki faktoring müşterisinden faturaya dayalı olarak aldığının tespit ediliği, dava konusu çekin çalıntı olduğunun davacı tarafça davalı şirkete direkt olarak bildirilmemiş olduğu, davalı faktoring şirketinin iktisapta iyiniyetli yetkili hamil olduğu, TTK uyarınca sebepsiz zenginleşme talebinin keşideciye ileri sürülebileceği, somut olayda çek hamiline karşı ileri sürüldüğü, ayrıca faktoring şirketinin sebepsiz zenginleşmediği, müşterisine finansman sağladığı, çek nedeniyle istirdat talebinin...

            Dava, sebepsiz zenginleşme nedeniyle istirdat istemine ilişkindir....

              Davalı vekili tarafından her ne kadar ıslaha ilişkin cevap dilekçesinde; davacı yanın usul ve yasaya aykırı şekilde İstirdat davası olarak açtıkları davayı ıslah ettikleri, davanın Sebepsiz Zenginleşme davasına çevrildiği, davanın bu şekilde devam etmesini talep ettikleri, iş bu talebin usul ve yasaya aykırı olduğu, kötü niyetli davacı tarafın sebepsiz zenginleşme davasında hak düşürücü sürenin 2 yıl olması nedeniyle kanunun etrafını dolanmak suretiyle ıslah talepli dilekçesini dosyaya sunduğu, sebepsiz zenginleşme davasının hak düşürücü süresinden yararlanmaya çalışmak istedikleri, istirdat davasının ıslah yolu ile sebepsiz zenginleşmeye çevrilemeyeceğini ve TBK md. 82 uyarınca, sebepsiz zenginleşmeden doğan taleplerinin de zaman aşımına uğradığını ve ayrıca Bilirkişi raporuna yönelik beyan ve itiraz dilekçesinde de; sebepsiz zenginleşme davası yönünden arabuluculuk dava şartı yerine getirilmediğinden davanın reddi gerektiği şeklinde savunma yapılmış ise de; 6100 sayılı HMK’nın 176. ve...

                Limited Şirketi'nin ise 3. kişi konumunda olduğu, istirdat davasını ancak icra takip borçlusunun açabileceği, üçüncü şahıslar tarafından bu davaların açılamayacağı anlaşılmaktadır. Ayrıca davacı her ne kadar icra dosyasındaki borcu cebri icra tehdidi altında ödediğini ileri sürse de eldeki davayı icra takip alacaklısına karşı açmış olduğu nazara alındığında; alacaklının alacağını tahsil etmesinden dolayı sebepsiz zenginleşmediği yani istirdat davası yönünden davacının aktif husumet, sebepsiz zenginleşme davası yönünden pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Belirtilen bu nedenlerle davacı olan 3. kişinin takip alacaklısına karşı, takip borçlusuna ait borcun ödenmesinden dolayı istirdat davası açamayacağı kanaatine varılmakla davanın husumet nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu