Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

borcun ifasının da sebepsiz zenginleşme oluşturmayacağını, bir borcun zamanaşımına uğradığını, borçlunun ileri sürmesi gerektiğini, TBK 161. maddesi uyarınca zamanaşımı ileri sürülmedikçe, bu husus kendiliğinden dikkate alınmayacağını, zamanaşımı ileri sürülmediği takdirde alacaklının zamanaşımına uğramış borçtan dolayı alacağına kavuşmasının TBK 78/2 madde hükmü gereğince de geri istenemeyeceği hatta sebepsiz zenginleşme/istirdat davasına konu yapılamayacağını, haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesi talep etmiştir....

    Borçlu üçüncü kişinin açtığı sebepsiz zenginleşme davasını kaybederek üçüncü kişinin malının bedelini üçüncü kişiye ödemek zorunda kalır ise borçlu İİK m. 72 maddesine göre alacaklının karşı istirdat davası açabilir. Sebepsiz iktisap davasının borçluya karşı açılması üçüncü kişi lehinedir. Çünkü bu hâlde üçüncü kişi sadece satılan malın borçlunun borcu için cebri icraya konu edemeyeceğini ispat edecektir. Oysa üçüncü kişinin alacaklıya karşı sebepsiz iktisap ( zenginleşme ) davası açması hâlinde, üçüncü kişinin aynı zamanda alacaklının alacağının maddi hukuk bakımından mevcut olmadığını da ispat etmesi gerekir ki, bunun ispatı alacak borç ilişkisine tamamen yabancı olan üçüncü kişi için çok zor hatta imkânsızdır ( Kuru; İcra ve İflas Hukuk C.2. s.1011; A., s.357 ). 9- )Üçüncü kişiye ait malın haciz edilip satılması ve alacaklıya satış bedelinin ödenmesi ile borçlunun borcu sona erdiği için sebepsiz zenginleşmektedir....

      Borçlu üçüncü kişinin açtığı sebepsiz zenginleşme davasını kaybederek üçüncü kişinin malının bedelini üçüncü kişiye ödemek zorunda kalır ise borçlu İİK m. 72 maddesine göre alacaklının karşı istirdat davası açabilir. Sebepsiz iktisap davasının borçluya karşı açılması üçüncü kişi lehinedir. Çünkü bu hâlde üçüncü kişi sadece satılan malın borçlunun borcu için cebri icraya konu edemeyeceğini ispat edecektir. Oysa üçüncü kişinin alacaklıya karşı sebepsiz iktisap ( zenginleşme ) davası açması hâlinde, üçüncü kişinin aynı zamanda alacaklının alacağının maddi hukuk bakımından mevcut olmadığını da ispat etmesi gerekir ki, bunun ispatı alacak borç ilişkisine tamamen yabancı olan üçüncü kişi için çok zor hatta imkânsızdır ( Kuru; İcra ve İflas Hukuk C.2. s.1011; A., s.357 ). 9- )Üçüncü kişiye ait malın haciz edilip satılması ve alacaklıya satış bedelinin ödenmesi ile borçlunun borcu sona erdiği için sebepsiz zenginleşmektedir....

      Sebepsiz zenginleşme, BK.nun 61-66.maddeleri (TBK.nun 72-82.maddeleri) gereğince, bir kimsenin malvarlığının geçerli (haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin malvarlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun malvarlığından bir başkasının aleyhine olarak zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır. Haklı bir sebep olmaksızın başkası zararına mal edinen kimse onu iade ile yükümlüdür. Sebepsiz zenginleşme kurumunun varlık sebebinde haksız değer kaymalarının önlenmesi amaçlanmıştır....

        Davalı ...., usulü itirazları ile birlikte istirdat davasının icra takip dosyasının borçlusu tarafından açılabileceğini, davacının kendisine aktif dava açma ehliyeti bulunmadığını, İİK 12. maddesi uyarınca icra dosyasına ödenen paranın borçlu adına yatırılmış kabul edilmesi nedeniyle takip borçlusuna karşı sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre dava açılabileceğini, icra dosyasında ödeme emrinin haciz yapılan adreste tebliğ edildiğini, haciz mahallinde borçlu şirkete ait vergi levhası bulunduğunu, sigortalı çalışanlarının da haciz mahallinde olduğunu ticaret sicilinde şirketin merkez adresi olarak haciz yapılan adresin yazılı olduğunu davanın esas yönden de reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı ..., davaya cevap vermemiştir....

          Sebepsiz zenginleşmenin söz konusu olduğu bir diğer hâl ise zenginleşmenin gerçekleşmemiş bir sebebe dayalı olmasıdır. Bir edimin ifası, gelecekteki bir olayın gerçekleşme ihtimaline binaen yapılmışsa ve bu ifadan sonra şart gerçekleşmezse edimi ifa eden aleyhine sebepsiz zenginleşme meydana gelmiş olur. Bu durum özellikle koşula bağlı sözleşmelerde karşımıza çıkmaktadır. Zira koşula bağlı alacağın koşul gerçekleşmeden önce ödenmesi durumunda koşul gerçekleşmezse fakirleşen zenginleşmenin iadesini isteyebilir (Eren, s. 901). 17. Hukuki sebebin ortadan kalkmış olması hâlinde de sebepsiz zenginleşme söz konusu olmaktadır. Başka bir deyişle başlangıçta mevcut olmakla birlikte sonradan ortadan kalkan hukuki bir sebep de kazandırmayı sebepsiz zenginleşmeye dönüştürebilir. Kazandırmanın yapıldığı zaman geçerli olan bir sebep bulunmasına rağmen sonradan bu sebep ortadan kalkarsa, ortada sebepsiz zenginleşme olduğundan iadesi istenebilir. 18....

            Mahkemece davanın reddine dair verilen karar, Dairemizin 15/9/2005 gün 2005/9609-9295 sayılı kararı ile, davacı borçlu olmadığı bir parayı ödediğini iddia edip, İİK.nun 89/5. maddesine göre istirdat isteminde bulunduğundan, ödediği parayı takip borçlusu veya kötüniyetli takip alacaklısından sebepsiz zenginleşme ve haksız eylem hükümlerine göre isteyebileceği, bu nedenle tarafların delillerinin toplanarak sonucuna göre karar verilmek üzere bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyulmuş ise de takip alacaklısının kötüniyetli olup olmadığı araştırılmadan dava kabul edilmiştir. Şu durumda mahkemece bozma doğrultusunda takip alacaklısının kötüniyetli olup olmadığı araştırılmak ve varılacak sonuca göre karar vermek gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak verilen kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle temyiz eden davalı ....., yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 1.3.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Sebepsiz zenginleşmenin söz konusu olduğu bir diğer hâl ise zenginleşmenin gerçekleşmemiş bir sebebe dayalı olmasıdır. Bir edimin ifası, gelecekteki bir olayın gerçekleşme ihtimaline binaen yapılmışsa ve bu ifadan sonra şart gerçekleşmezse edimi ifa eden aleyhine sebepsiz zenginleşme meydana gelmiş olur. Bu durum özellikle koşula bağlı sözleşmelerde karşımıza çıkmaktadır. Zira koşula bağlı alacağın koşul gerçekleşmeden önce ödenmesi durumunda koşul gerçekleşmezse fakirleşen zenginleşmenin iadesini isteyebilir (Eren, s. 901). 18. Hukuki sebebin ortadan kalkmış olması hâlinde de sebepsiz zenginleşme söz konusu olmaktadır. Başka bir deyişle başlangıçta mevcut olmakla birlikte sonradan ortadan kalkan hukuki bir sebep de kazandırmayı sebepsiz zenginleşmeye dönüştürebilir. Kazandırmanın yapıldığı zaman geçerli olan bir sebep bulunmasına rağmen sonradan bu sebep ortadan kalkarsa, ortada sebepsiz zenginleşme olduğundan iadesi istenebilir. 19....

                Karar sayılı kararında "Her ne kadar davacı tarafça eldeki davanın istirdat davası niteliğinde olmadığı, sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince açıldığı ileri sürülmüş ise de; dava borçlu olunmadığı halde ödendiği ileri sürülen paranın tahsili için açıldığından, açılan dava niteliği itibariyle istirdat davasıdır. İcra ve İflas Kanunu'nun 72/7. Maddesine göre, borçlu olmadığı halde ödeme yapan kişi ödediği tarihten itibaren bir sene içinde genel hükümler çerçevesinde dava açarak paranın geriye alınmasını isteyebilir. Yerleşik Yargıtay uygulaması gereğince, istirdat davasının koşullarının oluştuğu durumlarda davaların sebepsiz zenginleşme davası olarak nitelendirilmesi doğru görülmemekte ve davaya istirdat davası olarak bakılması gerektiği kabul edilmektedir. (Yargıtay 19....

                  Dosya kapsamına sunulu bilgi ve belgelerden davanın ''TBK kapsamında sebepsiz zenginleşme nedeni ile iade (istirdat) davası'' olarak hukuken vasıflandırılması sonucu davacının ödemede bulunduğu alacağın iadesine dair davada sübjektif hakka ilişkin aktif husumetinin varlığı kabul edilmelidir. Davanın aktif husumet yokluğundan reddine ilişkin karar doğru olmamıştır...'' gerekçelerine yer verilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesinin 2021/606 Esas 2021/662 Karar sayılı ilamında aynen; ''...Dava, İİK'nun 72. maddesine dayalı menfi tespit ve istirdat davası olarak nitelendirilerek, davacının genel hükümlere göre takip borçlusuna karşı sebepsiz zenginleşme davası açması gerektiğinden bahisle, davanın husumetten reddine karar verilmiştir. Oysa, maddi olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak hakime aittir. (HUMK.nun 76.maddesi)....

                    UYAP Entegrasyonu