Dava konusu eski 353 yeni 103 ada 62 nolu parsele ilişkin sayısallaştırma çalışmaları hatalıdır, şöyle ki; ilk tesis kadastrosu sırasında sınırlandırma hatası yapılarak gerçekte müvekkilimin kullandığı alan davalı 103 ada 62 nolu parsele bırakılarak müvekkilimin hiç kullanmadığı bir yerden müvekkilime tapu verildiği, bu sınırlandırma hatasının sayısallaştırma çalışmaları ile giderilmediğinden davamızın kabulüne karar verilmesini talep ederim," şeklinde beyanda bulunmuş, Mahkeme ise uyuşmazlığın tesis kadastrosundaki sınırlara ilişkin olduğu sonucuna vararak görevsizlik kararı vermiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya ve davacı vekilinin ön inceleme duruşmasındaki açıklamasına rağmen teknik bilirkişiden rapor alınmamış, tesis kadastrosu paftası ile sayısallaştırma krokisinin çakıştırılması suretiyle uyuşmazlığın, sayısallaştırma işlemine yönelik olup olmadığı, tesis kadastrosundan önceki nedenlere ve mülkiyet hakkına dayalı olup olmadığı teknik inceleme ile belirlenmemiştir....
harita üzerinde işaretlettirilmeli; teknik bilirkişilerinden, sayısallaştırma işlemine esas teşkil eden bilgi ve belgeler, otrofoto, hava fotoğrafları, uydu fotoğrafları ve memleket haritaları ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak sayısallaştırma işleminin denetlemesi istenmelidir....
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi netincesinde; mülkiyeti davacı T1 ait olan Mersin İli, Tarsus İlçesi, Hacıhamzalı Mahallesi 137 ada 234 parsel (eski 790 parsel) sayılı taşınmazın 1978 yılında kesinleşin ilk tesis kadastrosu çalışmalarında senetsizden tespitinin yapıldığı, parsel yönünden gerek ilk tesis paftasında ve gerekse yapılan keşifte zeminde sabit nokta yada sabit sınır tarif edilebilecek türden bir nokta değeri tespit olunamamış bu itibarla teknik bilirkişi marifetiyle ilk paftanın geometrik şeklinin ve varsa sayısal değerlerinin dönüştürülmesi hususunda rapor aldırılmış, teknik bilirkişi raporunda mülkiyeti davacı T1 ait olan 137 ada 234 parsel sayılı taşınmazın, rapor içeriğinde ilk tesis paftası üzerine aplike edilen sayısallaştırma kadastrosu sınırları itibari ile bir uyumsuzluk bulunmadığı, yüzölçümde oluşan farkın 1978 yılında ilk tesis kadastrosundaki sınırların değiştirilmesinden değil, ilk tesis kadastrosu sırasında kullanılan takeometrik ölçüm yöntemi, tersimat...
gibi tesis kadastro paftası ile sayısallaştırma sonucu oluşan pafta birbiri ile aynı ölçekte olmak üzere çakıştırma yapılmak suretiyle gösterilmemiş, bu haliyle sayısallaştırma kadastrosu sırasında özellikle taşınmazın sınırları yönüyle bir değişiklik meydana gelip gelmediği belirlenmemiş ve bilirkişi raporu da bu yönüyle denetlenememiş, ayrıca bilirkişi raporunda tersimat, ölçü, hesap ve sınırlandırma hatası olup olmadığı, bir başka deyişle tesis kadastrosu ile belirlemeye esas teknik belgelerde hata bulunup bulunmadığı yönüyle de bir belirtimde bulunulmamış, sonuç olarak çekişmeli taşınmazın yüz ölçümündeki azalmanın neden kaynaklandığı, sınırlarında değişiklik meydana gelip gelmediği, gelmiş ise sınırlandırma ve sayısallaştırma hatasından mı kaynaklandığı denetime elverişli bilimsel şekilde açıklanmamış, sonuç olarak yetersiz nitelikteki bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmiştir....
Davacı ..., sayısallaştırma işlemi sırasında kendisine ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiği ve eksikliğin davalılara ait 120 ada 12 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklandığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, sayısallaştırma raporunun iptal edilerek ... Köyü 120 ada 16 ve 12 parselin 01.07.2014 tarihli fen bilirkişi ve harita mühendisi bilirkişilerin raporu doğrultusunda 120 ada 16 parselin (eski 14 parsel) yüzölçümünün 11517.83 metrekare, 120 ada 12 parselin (eski 13 parsel) 18393.30 metrekare olarak düzeltilerek sayısallaştırma raporunun bu şekilde kesinleştirilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Ek-1. maddesinden kaynaklanan sayısallaştırma kadastrosuna itiraza ilişkin olup, davacı ...'...
Mahallesinde 1988 yılında arazi kadastrosu yapıldığını, davaya konu eski 824 yeni 121 ada 1 parselin Yaylayurt Devlet Ormanı sınırları içerisinde kaldığı halde yapılan sayısallaştırma çalışmalarında mezkûr parselin orman vasfı ile tescil edilmediğini, davaya konu Devlet Ormanı içerisinde parselin orman olarak tescil edilmesi gerekirken şahıs adına tescil edildiğini, 3402 ......
evladı T17 adına tespit edildiği, 231 parsele ifraz gördüğü, kadastro tutanağının 18.08.1978 tarihinde kesinleştiği, sayısallaştırma kadastrosu sonrası 132 ada 69 parsel numarasını aldığı, 1568,16 m² tarla niteliği ile 2/6 hissedar Ali evladı Hüseyin Özdemir'in vefatı nedeniyle mirasçılarının iştirak halinde mülkiyeti bulunduğu, diğer hissedarların 234 parsel ile aynı olduğunun görüldüğü, davacı tarafa dava dilekçesinin açıklattırıldığı, davacı taraf vekili 02.03.2021 günlü duruşmada sayısallaştırma kadastrosu sonrası ortaya çıkan sınırda farklılık olduğu, taşınmazın yüzölçümünün küçüldüğü, sayısallaştırma öncesi yüz ölçümü dikkate alınarak sınırların tespitini talep ettiği, davacının taşınmazla ilgili mülkiyet hakkına yönelik bir itirazının bulunmadığı, taşınmazda 2 kez keşif yapıldığı, 12/04/2021 havale tarihli fen bilirkişilerinin müşterek raporu ve 01/06/2021 havale tarihli jeodezi ve fotoğrametri uzmanı harita mühendisi bilirkişi raporunda sayısallaştırma işleminde hata olmadığının...
, öte yandan Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatlarında da kamu malı olan ormanların herhangi bir nedenle tahdit dışı kalmış olsalar bile zilyetlikle kazanılamayacağını, bu itibarla sayısallaştırma çalışmalarının usulüne uygun yapılmadığından ve hatalı olduğundan sayısallaştırma çalışmalarına itiraz etmek zarureti hasıl olduğunu öne sürerek yapılan sayısallaştırma çalışmalarına itirazlarının kabul edilerek çalışmaların iptali ile sayısallaştırmanın kesinleşmiş Orman Kadastro Sınırları ile uyumlu hale getirilerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, Hukuk Genel Kurulunun (HGK) 22.03.2017 tarih ve 2017/16-470 Esas, 2017/544 Karar sayılı (uygulama kadastrosunu yönelik) içtihadı ve içeriğinin çalışmaların benzer olması sebebiyle dikkate alınması gerektiği, alınan rapor sonucu davacıya ait taşınmazın fiili sınırları, tesis kadastrosu sınırları ve sayısallaştırma sınırlarının incelendiği, ilk tesis ve sayısallaştırma kadastrolarındaki yüz ölçümlerinde farklılığın aslında bulunmadığı, sayısallıştırma öncesi ve sonrası alanlarında meydan gelen farklılıkların ise ilk tesis kadastrosu esnasında kullanılan ölçü tekniği ile teknolojisinin ve alan hesaplama yönteminin teknik yönden yetersiz oluşundan kaynaklandığı bu durumda davacı aleyhine sınırında değişiklik olan komşu parsel maliki bulunmadığı ve davaya dahil edilecek parsel maliki olmadığı anlaşıldığından davanın Kadastro Müdürlüğüne karşı görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden davacının...
Hukuk Dairesi sayısallaştırma kadastrosuna yönelik 16/10/2017 tarih 2015/13191 ve 05/03/2019 tarih 2018/2833 Esas sayılı kararları) Hal böyle olunca mahkemece eldeki dava yönüyle görevli olduğu gözetilerek taraf idida ve savunmaları doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak sayısallaştırma kadastrosunun usulüne uygun yöntemince yapılıp yapılmadığının belirlenmesi, yapılan yargılama sonucunda sayısallaştırma kadastrosunun yöntemince yapıldığı ve yapılan işlemde bir hata bulunmadığı belirlendiği takdirde gerekli kararın verilmesi, yine sayısallaştırma kadastrosunda bir hata bulunmadığı ve yapılan yargılamaya göre davacının isteminin sayısallaştıma kadastrosuna yönelik değil mülkiyete yönelik uyuşmazlık olduğu belirlendiği takdirde ise kadastro tutanağı kesinleşip sicil oluşan taşınmazlar hakkında Kadastro Mahkemesi'nin görevli olmayacağı gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken sayısallaştırma kadastrosuna itiraza ilişkin davada sayısallaştırma kadastrosunun doğru şekilde yapılıp...