Dava, danışıklı (muvazaalı) olduğu ileri sürülen davalılar arasındaki araç satış işlemi nedeniyle alacak istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davalılar ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili; davalı ...'nun maliki olduğu kamyonla, davacıların murislerinin bulunduğu araca çarpması neticesinde murislerin öldüğünü, açılan maddi manevi tazminat davasının devam ettiğini, araç kaydına ihtiyati tedbir konulmasına karar verildiğini, fakat dava konusu kamyonun davalı ... tarafından, davalı ...'a devredildiğini, onun da ...'a, ...'ın da ...'ya satış yaptığını, yapılan satışların muvazaalı olduğunu belirterek satış işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiş daha sonra ıslahla talebini bedele dönüştürmüştür. Davalılar satışların gerçek olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır....
nin tüm hisselerini teminat olarak aldığını, bu teminatlar dikkate alındığında Geçici Aciz Vesikası'nın bulunmadığını, bankanın aynı alacaktan dolayı diğer borçlu ve kefiller aleyhine birçok tasarrufun iptali davası açtığını, davaların birleştirilmesi gerektiğini, devir işleminin mal kaçırma gayesi ile yapılmadığını, gerçek bir satış olduğunu, satış bedelinin davalı ... banka hesabına ödendiğini, sunduğu banka hesap ektresinin savunmayı doğruladığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama, toplanan delillere göre; davanın kabulüne, ... bağımsız bölümün davalılar arasındaki davalı ...'dan diğer davalı ...'a devrine ilişkin ilgili tasarrufun İİK'nın 277 vd. maddeleri uyarınca iptaline,... İcra Müdürlüğü'nün 2013/19839 ve ... 34. İcra Müdürlüğü'nün ......
in kayden maliki olduğu ... parsel sayılı taşınmazı ölümünden 3 ay önce davalı eşine bağış suretiyle devrettiğini, mirasbırakanın kayden maliki olduğu 1 parça taşınmazının da 3. kişiye satılarak parasının davalıya verildiğini sandıklarını, ayrıca mirasbırakan adına kayıtlı ... plakalı aracı davalının kullandığı kanısında olduklarını, bu durumun doğru olması halinde davalının elde ettiği kazanımlar için doğan haklarını saklı tuttuklarını, bağışlama işleminin diğer mirasçıların saklı payını ihlal eden, terekeden mal kaçırmaya yönelik bir işlem olduğunu ileri sürerek bağışlama işleminin usule uygun olmadığının tespiti halinde bağışlama işleminin iptalini, aksi halde mirasbırakanın saklı paya tecavüz eden tasarruflarının tecavüz oranında indirilmesi ve indirilen kısmın davacıya özgülenmesini, tapu kaydı belirlenemeyen ancak diğer taşınmazın satış bedelinin davalıda olduğunun belirlenmesi durumunda satış bedelinin koşulları var ise iptalini, mümkün olmazsa tenkise tabi tutulmasını istemiştir...
Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir. Davacı vasisi, davacı adına kayıtlı 4 nolu bağımsız bölümün vekil sıfatıyla hareket eden davalı ... tarafından diğer davalı ...'a satıldığını, davacının hukuki ehliyetinin bulunmaması nedeniyle işlemin geçersiz olduğunu ileri sürerek tapu iptali-tescile, aksi takdirde tazminata karar verilmesini istemiştir. Davalılar, satış işleminin geçerli olduğunu belirtip davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davacının vekaletname tarihinde hukuki ehliyetinin bulunmadığı, ancak davalı ...'in de iyiniyetli alıcı olduğu gerekçesiyle tapu iptali-tescil isteğinin reddine; tazminat isteğinin kabulü ile 185.000,00TL'nin davalı ...'ten alınıp davacıya ödenmesine karar verilmiş; karar davacı ile davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir....
işlemleri ile şirket ortaklık yapısının değiştirildiğini, kül halinde olağanüstü meblağa konu hisselerin el değiştirmesinin sağlandığını, bu yön ile hukuka aykırı yapılan devir işlemlerine konu hisse kayıtlarının da iptal edilip devredenlere aidiyetinin tespitinin gerekli olduğunu, bedel ödenmeden gerçekleştirilen bu denli bir hisse devrinde, devralanın sebepsiz zenginleştiğinin de ortaya çıktığını, hiçbir bedel ödenmeden gerçekleşen hisse devir işleminin ayrıca gerçek bir devir olduğundan da söz edilemeyeceğini, hukuka ve yasalara aykırı gerçekleştirilen hisse devirlerinin iptali için huzurda iş bu davayı açmak zarureti doğduğunu, fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak üzere hukuka, usul ve yasalara aykırı olarak görünen amaçtan farklı bir doğrultuda muvazaalı bir şekilde biçimde şirket ortaklık yapısını değiştiren hisse devir işleminin mutlak butlan nedeniyle iptali ile devredenlere aidiyetinin tespitine, kaydın terkin edilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2015/109 E. sayılı dosyasından verilen kararın temyiz edildiği ve temyizin satıştan başka icra takip işlemlerini durdurmayacağı gerekçesi ile taşınmazın satış işlemlerinin kaldırılmasına karar verildiğini belirterek, 08.02.2016 tarihli müdürlük kararın iptalini talep ettiği, mahkemece, talebin kısmen kabulü ile icra dosyasından verilen 08.02.2016 tarihli kararın iptali ile meskeniyet iddiasına ilişkin karar kesinleşmediğinden İİK'nun 364/3. maddesi gereğince satış işleminin karar kesinleşinceye kadar durmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Somut olayda; alacaklı vekilinin mahkemeye sunduğu şikayet dilekçesinde, icra müdürlüğünce verilen 08.02.2016 tarihli kararının iptalinin talep edildiği, satış işleminin durdurulmasına ilişkin mahkemeden bir talepte bulunulmadığı anlaşılmıştır....
ürünlerinin satışını ayrı bir toptan satış belgesi almalarına gerek bulunmaksızın yapabilecekleri, bu kişilerin, doğrudan açık alkollü içki satıcılarına ve/veya perakende satıcılara satış yapmak istemeleri hâlinde toptan satış belgesi almalarının zorunlu olduğu, ayrıca, bu kişilerin ve toptan satıcıların, açık alkollü içki satışı ile perakende satış yapmak istemeleri hâlinde, faaliyet konusuna uygun açık alkollü içki satış belgesi ve/veya perakende satış belgesi almalarının zorunlu olduğu; 19/12/2012 tarih ve 28502 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Yönetmelikle değişik 14. maddesinin birinci fıkrasında, satış belgelerinin alındığı veya süre uzatım işleminin yapıldığı tarihe bakılmaksızın, faaliyetine devam etmek isteyen satıcıların takip eden yılın Ocak ayı başından Mart ayı sonuna kadar süre uzatım işlemini yaptırmak zorunda oldukları, süre uzatım işleminin; işlemin yapıldığı tarihte geçerli olan süre uzatım işlem bedelinin, Kurumun ilan ettiği banka hesabına Kurum sicil numarası beyan...
Somut olaya gelince; 16.05.1961 tarihli satış vaadi sözleşmesinde ... , 27 ada 18 parselde kayıtlı taşınmazın 48 m2 lik kısmın davacı ...'e satışı vaadinde bulunulmuştur. Bu sözleşme 10.12.1962 tarihinde tapuya şerh edilmiş, davalıya şerhin terkininden önce 21.01.2004 tarihinde intikal etmiştir. Satış vaadi sözleşmelerinin tapuya şerhi lehine şerh konan kişinin sözleşme ile edindiği kişisel hakkını güçlendirir ve bu şerhle kazanılan hak sonraki maliklere karşı da ileri sürülebilir. Gerçekten 2644 sayılı Tapu Kanununun 26/5 maddesinde; sözleşmenin tapuya şerhinden itibaren 5 yıl içinde satış yapılmazsa gayrimenkul siciline verilen şerhin tapu sicil müdürü veya memuru tarafından re'sen terkin olunacağına dair hüküm bulunmaktadır. Somut olayda, satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh verildiği 10.12.1962 tarihinden itibaren 5 yıl geçtiği halde satış işleminin yapılmadığı hususunda bir uyuşmazlık yoktur....
in vefatından sonra davalılar murisi ile birlikte kullandığını ispatlayamadığı, bu nedenle yapılan satış işleminin de geçerli olduğu" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. İstinaf Sebepleri Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu taşınmazın müvekkilinin murisi ... tarafından yıllarca kullanıldığını, kadastro çalışmalarında ...’in diğer mirasçıları göz ardı edilerek mal kaçırma amacıyla, dava konusu taşınmazın müvekkilinin kardeşi ... adına tescil edildiğini, bu durumun satış işleminin geçersizliği sonucunu doğurduğunu, kadastro tespitinin gerçeği yansıtmadığını, satış işleminin temelinden sakat olup iptalinin gerektiğini açıklayarak, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. C....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili; müvekkili ...'in, davalılardan ... tarafından keşide edilmiş bulunan iki adet çek sebebi ile alacaklı sıfatını kazanmış olduğunu, 2 adet çek için ayrı ayrı icra takipleri başlattığını, müvekkilinin çekleri alırken davalının tapu sahibi bir kişi olduğunu bilerek güvenerek almış olduğunu, ancak bu tapuların 05/11/2013 tarihinde diğer davalı ...'e satıldığını, yapılan bu satış işleminin tamamen alacaklıdan mal kaçırma eylemi olduğunu,taraflar arasında danışıklı olan ve İİK.M.279 uyarınca butlan sebebi ile batıl olan bu satış sebebi ile işbu tasarrufun iptali ile kaydın tashihine mahal olmadan haciz ve satış isteme hakkı verilmesini talep ve dava etmiştir....