Taşınmaz satışında, satış işleminin taraflarının temsil yetkisindeki sakatlık,bir diğer ifadeyle ehliyetsizlik, o satış işleminin tarafı olanları etkiler. Davalı ---- satış işleminin tarafı olduğundan, iyiniyetli üçüncü kişi olmadığından, satışın geçersizliği---- sürülebilir. -------- sayılı kararın kesinleşmesi ile davalı şirketin taşınmazının yetkisiz temsilci tarafından satışa konu edildiği ve tescilin yolsuz olduğu anlaşılmış aşağıdaki şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir....
Somut olayda satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh verildiği 08.08.1991 tarihinden itibaren 5 yıl geçtiği halde satış işlemi yapılmadığında tarafların bir uyuşmazlığı yoktur. Ancak Tapu Kanunun 26/5 maddesinin Tapu Sicil Tüzüğünün 69/4 maddesi karşısında terkin işleminin Tapu Müdürlüğü veya memurlarınca resen yapılacağı veya şerhin kendiliğinden hükümsüz kalacağı şeklinde anlamamak, terkin işleminin ancak 5 yıllık sürenin geçmesi ve taşınmaz maliklerinin bu sürenin geçtiğini belirterek terkin talep etmeleri üzerine yapılacağı şeklinde kabul etmek gerekir. Böyle bir istem bulunmadığı sürece de Türk Medeni Kanunun 1021 maddesi hükmünce tapu sicilleri herkese açık olduğundan kayıtlarda bulunan şerh taşınmaza sonradan malik olan kişileri bağlar. Somut olayda, davaya dayanak 05.08.1991 tarihli satış vaadi sözleşmesi 08.08.1991 tarihinde şerh edilmiş olup, davalı taşınmazı 12.05.2006 tarihinde satış vaadi borçlularından satın almıştır....
Davacılar vekili, müvekkillerinin kooperatif üyesi olduğunu,...mirasçıları babalarının 30.07.2008 tarihinde vefat ettiğini, davalı kooperatife ait olan... 7221 parselin usulsüz olarak .... satıldığını, yapılan satış işleminin hukuka aykırı olduğunu, kooperatif genel kurulu toplantı yeter sayısı sağlanmadan taşınmazların satışı yönünde kararlar alındığını, taşınmazın satışının anasözleşmede değişiklik anlamına geldiğini, ayrıca yapılan satış işleminin muvazaalı olduğunu, kooperatifin satıştan elde ettiği parayı aldığına dair kaydın bulunmadığını, taşınmazın satışı nedeniyle satış işlemini yapan kişilerin sebepsiz olarak zenginleştiğini ileri sürerek, davalı kooperatifin yapmış olduğu satış işleminin ve tasarrufun iptali ile tapunun yeniden davalı kooperatif adına tesciline, eğer bu talepleri kabul edilmez ise satış sonrasında elde edilen gelirden müvekkillerinin murislerine düşecek payın tespit edilerek, davacılara miras payları oranında verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde ... Or_Şan Dış Ticaret Ltd. Şti İflas İdaresi Memurluğu ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacılar vekili, davalı borçlu ... Dış Ticaret Ltd.Şti.'nin alacaklarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazı 9.3.2010 tarihinde şirketin eski ortağı aynı zamanda temsilcisinin eski eşi davalı ...'e sattığını belirterek davalılar arasındaki muvazaalı satış işleminin TBK'nun 19.maddesi gereğince iptaline, İİK'nun 283 maddenin kıyasen uygulanarak haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı borçlu vekili, dava konusu devir işleminin gerçek bir satış olduğunu, tasarrufun borçtan önce yapıldığını, davacı ...'...
sayılı açık artırma usulüyle satış işleminin yapılması başlıklı satış işlemi ile 6306 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliğinin 15 ve 15A. maddelerindeki bazı hükümlerin iptali istenilerek 15.maddenin 2.fıkrasındaki "herhangi bir şekil şartına tabi olmaksızın" ibaresinin üzerinde durulduğu, ayrıca 15A maddesinin 4.bendinde yer aldığı belirtilen "Ancak, arsa payı satılacak maliklere tebligat yapılamamış olması veya bu maliklerin satışa izleyici olarak katılmaması satışın geçerliliğine etki etmez ve gıyaplarında yapılan satış işlemi geçerli olur." cümlesinin üzerinde durulduğu, dava dilekçesinin "sonuç" kısmında ise; ... tarih ve ... sayılı açık artırma usulüyle satış işleminin yapılması başlıklı satış işlemi 6306 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliğinin yukarıda belirtilen düzenlemelerinin iptaline karar verilmesinin istenildiği görülmektedir. Dava dilekçesinin ve eklerinin incelenmesinden; davacının uygulama işlemi olarak belirttiği Başakşehir Belediye Başkanlığının ......
S.., zihinsel rahatsızlığı sebebiyle fiil ehliyeti bulunmayan davacının, 162 parsel sayılı taşınmazını 22.04.2009 tarihinde davalı Hayrullah'a satış suretiyle temlik ettiğini, Hayrullah'ın da bu taşınmazı 26.05.2010 tarihinde muvazaalı olarak kayın pederi davalı Mehmet'e satış suretiyle devrettiğini, davacının satış işlemi sırasında eşi tarafından terkedilmiş olduğunu davalı Hayrullah'ın kendisine ömür boyu bakacağını ve evlendireceğini vaat ederek kandırdığını dolayısıyla davacının fiil ehliyeti olmadığından satış işleminin geçerli olmadığını ileri sürerek, tapunun iptali ile taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davacı tarafın satış sırasında fiil ehliyetine haiz olmadığı bu itibarla yapılan satış işleminin hukuken geçerli olmadığı, ayrıca davalı Mehmet'in de davalı Hayrullah'ın kayın pederi olması nedeniyle işlemin geçersizliğini bilebilecek durumda olduğu iyiniyetli 3. kişi olarak değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle...
a satış göstererek bağışladığını, mirasbırakanın uzun yıllar ağır kronik şeker ve demans hastası olduğunu, satış işleminin ehliyetsizlik nedeniyle batıl olduğunu ileri sürerek dava konusu satış işleminin iptali ile payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, mirasbırakanın dava konusu taşınmazı çocuklarının bilgisi dahilinde bedeli karşılığında kendisine temlik ettiğini, mirasbırakanın sadece şeker hastalığı ve aşırı kilo problemi olduğunu, mirasbırakan öldükten sonra tüm mirasçıların dava konusu taşınmazla ilgili hiçbir hak iddia etmeyeceklerine dair sözleşme düzenlediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, mirasbırakanın akit tarihinde fiili ehliyetine haiz olduğunun ... Kurumundan alınan raporla saptandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı....
evrak üzerinde, icra dosyası celp edilip incelenmeden, şikayet dilekçesindeki iddiaların satışın durdurulmasını gerektirmediğini, iddiaların ihalenin feshi davasında ileri sürülebileceği belirtilerek, satış işleminin iptaline ilişkin şikayetin ve satışın durdurulması talebinin kesin olarak reddine karar verildiği ancak takibin iptali talebi yönünden bir karar verilmediği görülmektedir....
e 30.10.2008 tarihinde satış suretiyle temlik ettiğini, vekaletnamede satış yetkisi bulunmadığı gibi mirasbırakanın o tarihlerde yatalak hasta olup, vekalet verebilecek durumda bulunmadığını, yapılan işlemin mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olduğunu, satış bedelinin de mirasbırakana veya kendilerine ödenmediğini ileri sürerek satış işleminin iptali ile taşınmazın mirasçılar adına kayıt ve tescilini, mümkün olmadığı taktirde fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla gerçek satış bedeli karşılığı 12.000,00 TL'nin miras payı oranında tahsilini istemişlerdir. Davalı ..., usulünce düzenlenmiş geçerli vekaletname ile vekil edenin isteği doğrultusunda satış işlemini yaptığını, satış bedeli olan 17.000,00 TL'yi mirasbırakana ödediğine dair yazılı belge olduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur....
İstisna uygulamasında başlangıç tarihi" başlıklı bölümünde yer alan "satış işleminin gerçekleştiği tarihi izleyen takvim yılının başından itibaren" ibaresinin iptali istenilmektedir....