Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı-karşı davacı, satış vaadi sözleşmesi yapılırken hataya düşülerek sözleşmenin yapıldığını beyanla, satış vaadi sözleşmesinin iptalini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kabulüne, 26 nolu bağımsız bölümde 36/158 arsa payının davalı adına olan kaydının iptali ile davacı adına tesciline, mahkeme veznesine davacı tarafça depo edilen 4000 YTL. satış bedelinin davalıya ödenmesine, karşı davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davalı vekili tarafından sözleşmenin iptalinin reddi ve hükmedilen tazminat miktarının az olduğu, davacı vekili ise bedelsiz tescile karar verilmesi gerektiği yönünden temyiz edilmiştir. 1- Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalının-karşı davacının temyiz itirazlarının reddine, 2- Dava konusu edilen taşınmazın satış vaadi sözleşmesi hükümlerine göre 1000 YTL. bedelle satıldığı, satış bedelinin peşin ödendiği anlaşılmaktadır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, tehdit, ikrah, hata ve hile ile satış iradesi olmadan iradeyi fesada uğratmak suretiyle elinden zorla ve bedeli ödenmeden alınan dava konusu taşınmazların tapularının iptaline ve adına tesciline, davalı ...'e verilen 15.06.2003 tarih, 4152 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğuna karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davalıların davacıya yönelik şartlı tehdit suçundan mahkumiyetine dair kesinleşmiş ceza mahkemesi kararı ve dosya kapsamı dikkate alınarak, davalıların davacının iradesini tehditle fesada uğratmak suretiyle dava konusu taşınmazların davalı ...'e devredilmesini sağladıkları, yapılan satış sözleşmesinin ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin bu nedenle geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....

      Hükmü taraflar temyiz etmiştir. 1-Davada 07.11.1988 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayanılmıştır. Satış vaadi sözleşmesinin borçlusu olan davalı Ummuhan diğer davalı ...’in annesidir. Dosyadaki bilgilerden satış vaadi sözleşmesinin düzenlenmesinden sonra kamulaştırmadan önce 1130 sayılı parsel olan taşınmazın 2956, 2957 ve 2958 sayılı parsellere ifraz edildiği, bunlardan 2956 ve 2958 sayılı parsellerin tapuda maliki olan davalı Ummuhan tarafından diğer davalı oğluna devredildiği görülmektedir. Türk Medeni Kanununun 3. maddesine göre vakıa ve karinelerden iyiniyet iddiasında bulunamayacak durumda olan bir kimsenin kötü niyetinin diğer tarafa ispat ettirilmesi gerekmez. Dolayısıyla satış vaadi sözleşmesinin vaat borçlusu olan davalı Ummuhan’ın oğlu kayıt maliki Halil’in kural olarak kötü niyetli malik olduğunun kabulü gerekir....

        Dosya kapsamından, taraflar arasında adi yazılı şekilde devre mülk satış sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa’da değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasa’nın 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların”da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Yasanın 23. maddesine göre de bu Yasanın uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların Tüketici Mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda davanın taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin iptali ve verilen senet nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istenmektedir. Devre mülk hakkı kat mülkiyeti kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır....

          Dosya kapsamından, taraflar arasında adi yazılı şekilde devre mülk satış sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa’da değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasa’nın 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Yasanın 23. maddesine göre de bu Yasanın uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların Tüketici Mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda davanın taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin ile kredi sözleşmesinin iptali ve borçlu olunmadığının tespiti istenmektedir. Devre mülk hakkı kat mülkiyeti kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır....

            Sayılı dosyası üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiğini sonradan öğrendiklerini, taşınmazın üzerine ipotek tesis edilmeden önce müvekkili ile satış sözleşmesinin yapıldığını, bu durumda ipotek alacak hakkından daha önce müvekkilinin mülkiyet hakkına sahip olduğunu belirterek; öncelikle satışın durdurulmasına ve tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, olmadığı taktirde bedel iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KA R A R Asıl dava satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, karşı dava ise satış vaadi sözleşmesinin iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili, 21.02.1989 tarihli satış vaadi sözleşmesinde vaat borçlusu davalı ...’un Ayas Köyü, 6 parsel sayılı taşınmazda murisi Hacı Yusuf Kolsuz'dan kendisine intikal edecek miras payının tamamını davacıya satmayı vaadettiği, 04.11.1986 tarihli satış vaadi sözleşmesinde ise davalılar ..., ... (Kolsuz), ... ve ...’un 6, 30, 31, 90, 110 ve 135 parsellerde murisleri Hacı Yusuf Kolsuz’dan kendilerine intikal edecek miras paylarının tamamını, 240, 269, 270 ve 479 parsellerde ise adlarına müştereken kayıtlı paylarının tamamını davacıya satmayı vaat ettiklerini belirterek satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuştur....

              Noterliğinin 30/07/2013 tarih ve 06642 nolu araç satış sözleşmesi ile davalıya sattığını, bu hususla ilgili olarak ... Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2013/2337 Esas sayılı soruşturma dosyasında soruşturmanın devam ettiğini, bu dosyada ...'in kimliğinin sahte olduğunun tespit edildiğini beyan ederek ... plakalı aracının satışına ilişkin ... 2. Noterliğinin araç satış sözleşmesinin iptali ile aracının tekrar adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davayı kabul etmediğini, iyi niyetli olduğunu, davaya konu aracı satın alırken davacı gibi görünen şahsın davacı olmadığını anlamadığını, anlamasına da imkan bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davacının davasının reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir. Dava, davadışı şahıs adına düzenlenen sahte sürücü belgesi ile adına kayıtlı aracın davalıya satımı üzerine satış sözleşmesinin iptali ve aracın üzerine tesciline karar verilmesi istemine ilişkindir....

                KARAR Davacı, davalı şirketten 22.05.2015 tarihli sözleşme ile devre mülk satın aldığını, satış bedeli olarak 16.000,00.-TL ödediğini, sözleşme konusu taşınmazın inşasının sözleşmede belirtilen tarihler içerisinde tamamlanmadığını, defalarca sözleşmeden caymak istediğini davalıya bildirdiğini, ancak herhangi bir cevap alamadığını belirterek 22.05.2015 tarihli devre mülk sözleşmesinin iptali ile ödenen 16.000,00.-TL nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini istemiştir. Davalı, cevap vermemiştir. Mahkemece, Davanın KABULÜ ile 22/05/2015 tarih ve İD103344 sayılı devre mülk satış vaadi sözleşmesinin iptaline, 16.000,00-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, davacı tarafından imzalanan devremülk satış sözleşmesinin iptali ve ödenen bedelin iadesine ilişkindir....

                  "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 21.10.2005 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 17.5.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı 22.12.2000 günlü sözleşmenin davacıdan alınan borç karşılığı düzenlendiğini, teminat amaçlı yapıldığından davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava reddedilmiştir. Hükmü davacı temyiz etmiştir. Taraflar arasında 22.12.2000 günlü biçimine uygun düzenlenen taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin davacıdan alınan bir miktar paranın teminatı olarak düzenlendiği uyuşmazlık konusu değildir....

                    UYAP Entegrasyonu