Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, devre mülk satış sözleşmesinin iptali ile menfi tespit istemine ilişkindir. Tüketici Mahkemesince devre mülk sözleşmesinin adi yazılı şekilde yapıldığını belirterek genel mahkemelerin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, uyuşmazlığın 4077 Sayılı Yasa Kapsamında kaldığını belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....

    Dosya kapsamından, taraflar arasında adi yazılı şekilde devre mülk satış sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa’da değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasa’nın 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Yasanın 23. maddesine göre de bu Yasanın uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların Tüketici Mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda davanın taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin iptali istenmektedir. Devre mülk hakkı kat mülkiyeti kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır....

      Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, devre mülk satış sözleşmesinin iptali istemine ilişkindir. Tüketici Mahkemesince, devre mülk sözleşmesinin adi yazılı şekilde yapıldığı ve genel mahkemelerin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, uyuşmazlığın 4077 Sayılı Yasa Kapsamında kaldığını belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 22.02.2008 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, birleşen dosyanın davacıları ... vd. vekili tarafından davalı ... aleyhine 30.10.2008 gününde verilen dilekçe ile muris muvazaası nedeniyle sözleşmenin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, birleşen davanın kabulüne dair verilen 03.06.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, birleştirilen dava satış vaadi sözleşmesinin muris muvazaasına dayalı olarak iptali isteğine ilişkindir....

          Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, biçimine uygun düzenlenmiş taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, karşı dava ise taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin feshi istemine ilişkindir. ... ... mirasçılarından davalı ... ... ve ... karşı davalarında 11.08.1998 günlü satış vaadi sözleşmesinin 03.08.1998 tarihinde protokole dayalı olarak yapıldığını, bu protokolde sözü edilen bedelin kısmen ödenmediğini ayrıca, protokoldeki diğer edimlerin yerine getirilmediğini, 11.08.1998 günlü satış vaadi sözleşmesinin feshini istemiştir. Mahkemece, asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davalı ve karşı davacılar ... ile ... temyiz etmiştir. 1-11.08.1998 günlü taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin konusu 791 parseldir....

            Davacı tarafından, davalılar aleyhine 10/10/2014 gününde verilen dilekçe ile asıl davada taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, karşı davada sözleşmenin iptali talebi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen 12/10/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar-karşı davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Asıl dava satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil, karşı dava satış vaadi sözleşmesinin iptali istemine ilişkindir....

              gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptaline yönelik açtığı davanın reddine, birleşen dava dosyasında davacı-davalı ... açtığı meni müdahale davasının kabulüne , gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine konu edilen taşınmazdan davalının müdahalesinin menine karar verilmiş,hüküm davacı-davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. 2009/186-5725 1-Davalı-Davacı ... 6.6.2005 tarihinde açtığı meni müdahale ve tahliye istemli davasında davalılardan Pamiş Hamzadan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile taşınmaz satın aldığını, diğer davalı ... Hamza ile beraber bu taşınmazda fuzuli şagil olduklarını, davalıların taşınmaza yaptıkları müdahalelerinin meni ile tahliyelerine karar verilmesini istemiş, davalılardan ... da 16.12.2003 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptali için eldeki davayı açmış ,her iki dava dosyası birleştirilmiştir. Mahkemece 6.10.2008 tarihli hükümde karar başlığında davacı-karşı davalı olarak ... gösterildiği halde birleşen dosyanın diğer davalısı ......

                Mahkemece, davalıların taşınmazda elbirliği mülkiyeti hükümlerine göre malik oldukları, taşınmaz paylı mülkiyete dönüşmeden satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacılar temyiz etmiştir. Davacılar, davalıların miras bırakanları ... ... ve ... ... ...’nın 297 parsel sayılı ( ifrazen 2843 ) taşınmazdaki miras hak ve hisselerini miras bırakanları ....’ya 02.07.1981 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile sattığını ileri sürerek tapu iptali ve pay tescili istemişlerdir. Dava konusu taşınmaz tapuda tarafların kök miras bırakanları ... ... adına kayıtlıdır....

                  Davalılardan ..., davacıya yapılan satış vaadinin gerçeği yansıtmadığını, aslında satış vaadi sözleşmesinin diğer davalı ile yapıldığını, bu nedenle de taşınmazın diğer davalıya tapuda devredildiğini, açılan davanın reddini savunmuştur. Davalı ..., davacının babası olduğunu, taşınmazı 1985 yılında haricen satın aldığını, üzerindeki binayı da kendisinin yaptığını, davacı ile diğer davalı arasındaki satış vaadi sözleşmesinin kendisinin verdiği talimat üzerine yapıldığını, davacının taşınmaz üzerinde muaraza çıkardığını, tapu devrinin doğrudan kendisine bu amaçla yapıldığını, açılan davanın reddini belirtmiştir. Mahkemece, savunmalar doğrultusunda dava reddedilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, bir taşınmaz satışı sözleşmesi değil bir taşınmazın ileride satımını gerçekleştirme üzere yapılan ön sözleşmelerdendir. Gerçekten, Borçlar Kanununun 22.maddesi hükmünce bir aktin ileride yapılmasına dair yapılan sözleşmeler geçerlidir....

                    Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı–karşı davalı ..., satış vaadine dayalı tapu iptali ve tescil, davalı-karşı davacı ... Turizm İthalat ve İhracat Tic. Ltd. Şti. Vekili ise, davacı-karşı davalının şirketin eski ortağı olup hissesini devrettiğini, satış vaadi sözleşmesinin de gerçekte taşınmaz mülkiyetinin ileride devredilmesi amacı ile değil davacı-karşı davalının şirketteki hisse alacağının teminatı olarak düzenlendiğini belirterek, tapu iptali ve tescil isteminin reddini, satış vaadi sözleşmesinin de iptalini istemiştir. Asli müdahil ..., satış vaadine konu taşınmazın davacı-karşı davalı tarafından dava dışı ... adlı bir kişiye harici satış sözleşmesi ile devredildiğini, ...'un da bu hakkını kendisine temlik ettiğini, kalan ödemeleri ...'a yaptığını ileri sürerek tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde ise tazminat isteminde bulunmuştur. Mahkemece, 17.03.2011 tarihli celsede ...'...

                      UYAP Entegrasyonu