işlemlerin yok hükmünde olduğunun tesbiti ve iptali, bugüne kadar yapılmış olan ödemelerin ve sair masrafların ödeme tarihlerinden itibaren işletilecek reeskont (avans) faiziyle birlikte iadesi, başkaca ödeme ve sair masraf yapmak zorunda kalınması halinde bu ödeme bedelleriyle birlikte istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Dolayısıyla eldeki davanın açıldığı tarih itibariyle davacıların ümidinin kesildiği ve bu tarihte ifanın imkansız hale geldiği kabul edilmelidir. Taraflar arasındaki taşınmaz satış sözleşmesinin geçerli olması sebebiyle davacıların talep edebileceği bedel ise ifanın imkansız hale geldiği dava tarihi itibariyle taşınmazın rayiç değeridir. ( Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 2017/1043 Esas, 2018/11002 Karar sayı ve 05/11/2018 tarihli emsal içtihadı) Dosya kapsamındaki inşaat mühendisi ve ziraat mühendisi bilirkişiden alınan raporda ; murisler arasındaki satış sözleşmesine konu yerin 2000 m²'lik olduğu gözetilmeden rayiç değerin 3388,52 m²'lik alan için ve hangi tarihteki piyasa rayicinin esas alındığı anlaşılamayacak şekilde belirlendiği görülmüş olup, rapor bu hali ile hüküm kurmaya elverişli mahiyette değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki davada ... 1.Tüketici Mahkemesi ve ... 1.Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R- Dava, devre mülk satış sözleşmesinin tek taraflı feshi üzerine ödenen bedelin iadesi ve ödenmeyen senetlerin iptali istemine ilişkindir.Asliye Hukuk Mahkemesince, davacının tüketici tanımına girdiği ve uyuşmazlığın 4077 Sayılı Yasa Kapsamında kaldığını belirterek görevsizlik yönünde karar vermiştir....
Dosya kapsamından, taraflar arasında adi yazılı şekilde devre mülk satış sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa’da değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasa’nın 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Yasanın 23. maddesine göre de bu Yasanın uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların Tüketici Mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda davanın taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin iptali, verilen senet nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ile ödenen paranın iadesi istenmektedir. Devre mülk hakkı kat mülkiyeti kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır....
Sulh Hukuk ve Adana Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, devre mülk satış sözleşmesinin iptali ile ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. Tüketici Mahkemesince, uyuşmazlığın kat mülkiyeti kanunundan kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi, devre mülk sözleşmesinin adi yazılı şekilde yapıldığını belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, uyuşmazlığın 4077 Sayılı Yasa kapsamında kaldığını belirterek görevsizlik yönünde karar vermiştir....
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava taşınmaz satım sözleşmesinden kaynaklanan alacağa ilişkin başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. 6502 sayılı Tüketici Korunması Hakkındaki Kanun'un 40. maddesinde “Ön Ödemeli Konut Satış Sözleşmesi" tanımlanmıştır. Bu maddeye göre; Ön ödemeli konut satış sözleşmesi, tüketicinin konut amaçlı bir taşınmazın satış bedelini önceden peşin veya taksitle ödemeyi, satıcının da bedelin tamamen veya kısmen ödenmesinden sonra taşınmazı tüketiciye devir veya teslim etmeyi üstlendiği sözleşmedir. Ön ödemeli konut satış sözleşmesinin şekil şartına ilişkin 41. maddesinde ise; “(1) Ön ödemeli konut satışının tapu siciline tescil edilmesi, satış vaadi sözleşmesinin ise noterde düzenleme şeklinde yapılması zorunludur....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 23.01.1998 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, birleşen dosyada davacılar ... ve ... tarafından açılan davada satış vaadi sözleşmesinin iptali, birleşen dosyada davacı ... tarafından açılan davada muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil, karşı davacılar ... ve ... tarafından da mülkiyetin iadesi istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan muhakeme sonunda; davacı ...'...
Mahkemece, davanın kabulü ile, taraflar arasında düzenlenen ... 2.Noterliğinin 31.01.2013 tarih ve 02759 yevmiye numaralı araç satış sözleşmesinin feshine, davacı tarafın ... olduğu satış bedeli olan 25.300,00 TL'nin 12.02.2013 tarihinden itibaren ve noter tebligat gideri 185,71 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, taraflar arasındaki ... 2....
O halde mahkemece, taraflar arasında akdedilen sözleşmede yazan bedel değil davacının dava dilekçesinde kabul ettiği bedel üzerinden karar verilmesi gerekirken talep aşılarak 22.200,00 TL üzerinden araç satış bedelinin kabulü usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir 3-Mahkemece kurulan hükümde satış bedelinin davacıya iadesine karar verildiği halde noter satış sözleşmesinin iptaline ve aracın davalıya iadesine yönelik karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 4-Dava konusu araç halen davacıda olup, birlikte ifa kuralları uyarınca ancak aracın iade edildiği tarihten başlamak üzere yasal faize hükmedilebilir. Mahkemece bu husus gözardı edilerek dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....
Mahkemece ilk yapılan yargılama sonunda, harici satış sözleşmesinin TMK'nin 706., BK'nin 213., Tapu Kanunu'nun 26. ve Noterlik Kanunu'nun 60. maddeleri uyarınca geçersiz olduğu, temliken tescil isteğine ilişkin olarak ise ifrazın mümkün olmadığı, binanın yıkımının fahiş zarar doğurmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairenin 09.05.2014 tarihli ve 2014/8254 Esas, 2014/9104 Karar sayılı ilamı ile Mahkemenin, dosya kapsamıyla örtüşmeyen bir gerekçeyle davanın reddine karar vermesi yönündeki görüşüne ve bedel iadesi istemi hakkında hüküm kurulmamasına katılma olanağı bulunmadığı, dava konusu 199 parsel sayılı taşınmazın "tarla" niteliğiyle, senetsizden, 08.08.1953 tarihinde, tam mülkiyet üzere, Hüseyin oğlu ... adına tespit gördüğü, ...'...