Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın asıl dava yönünden tapu iptali tescil talebinin reddine, alacak, muhdesat tespiti ve hapis hakkı talebi yönünden kabulüne, birleşen dava yönünden tapu iptal ve tescil talebi ile alacak talebinin reddine, muhdesat tespiti ve hapis hakkı yönünden tefrikine karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili ve bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Asıl davada davacılar vekili; davaya konu 559 parsel sayılı taşınmazın, davalıların murisi ... adına kayıtlı olduğunu, murisin ölümü ile mirasçılarının muristen kalan yerleri paylaşarak zilyet olduklarını, bu mirasçıların da, zilyet oldukları yerleri üçüncü kişilere sattıklarını veya birbirlerine devrettiklerini, bu şekilde, vekil edeni ...'...

    Davalı (alacaklı) vekili, dava konusu haczin borçluya bildirilmesine rağmen bir itirazda bulunulmadığını, satışa esas olmak üzere kıymet takdiri yapıldığında istihkak davasının açıldığını, haciz sırasında taşınmazın borçlu adına kayıtlı olduğunu, dayanılan satış vaadi sözleşmesi uyarınca mülkiyetin davacıya geçmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Davalı (borçlu), usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir. Mahkemece toplanan delillere göre: “takip borçlusu adına kayıtlı ...Mevkii 2949 Ada, 3 sayılı Parsel üzerinde bulunan 2. Blok 9 numaralı bağımsız bölüm üzerine 06.04.2009‘da haciz konulduğu, taşınmaza ilişkin davacı yararına 18.10.2007 tarihli satış vaadi sözleşmesinin bulunduğu, ancak tapu siciline tescil edilse de anılan sözleşme uyarınca mülkiyetin üçüncü kişiye geçmeyeceği“ gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir....

      Davacı taraf, icra takibine konu edilen alacak dolayısıyla davalıya borçlu olmadığını, icra takibine dayanak yapılan belgedeki imzanın kendisine ait olmadığını, ayrıca söz konusu sözleşmenin geçersiz bir sözleşme olduğunu ve alacak hakkı doğurmadığı gerekçeleriyle borçlu olmadığına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı taraf, davacı ile aralarında yapılan takibe konu oto satış sözleşmesi gereğince Kartal 21 Noterliğinin 29.04.2016 tarih 17821 yevmiye nolu mülkiyetin saklı tutulması kaydıyla satış sözleşmesi ile aracın davacıya teslim edildiğini, aracın fiilen davacıya teslim edilip, davacının ve tasarrufuna geçtiğini,borcunu ödemediği için yapılan ilamsız takibe itiraz etmeyen borçlunun huzurdaki davayı açtığını, sözleşme altındaki imzanın da kendisine ait olduğunu, sözleşmede tanık olarak imzası bulunan Ünal SONAT'ın da hazır bulunduğu ortamda imza attığını bu nedenle davanın reddini savunmuştur....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali tescil alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı tapa iptali ve tescil davasının reddine, alacak davacısının kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, 13.5.1999 tarihinde noterde düzenlenen gayri menkul satış vaadi sözleşmesi ile davalının 182 ada 72 parsel sayılı 25.907 metrekare taşınmazın 232/2400 hissesini kendisine satmayı vaat ettiğini, 2.500.000.000 TL satış bedelini ödediğini, ancak davalının tapuyu devretmediğini ileri sürerek tapunun iptali ile adına tescilini, olmadığı takdirde satışa konu taşınmazın dava tarihi itibariyle rayiç değerinin tespiti ile tahsiline, bu da olmaz ise ödediği miktarın ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir....

        Dayanılan 13.11.2006 ve 26.07.2006 tarihli satış vaadi sözleşmeleri 5578 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce olduğundan bölünemez miktar uygulaması mümkün değildir. Diğer taraftan, 3194 sayılı İmar Kanununun 18/son maddesi ile imar planı olmayan yerlerde her türlü yapılaşma amacıyla arsa ve parselleri hisselere ayıracak şekilde satış vaadi yapılamayacağı hükme bağlanmış ise de; satış vaadi borçluları davalılar 868 parsel sayılı taşınmazda 1/4, 869 parsel sayılı taşınmazda 3/32 paya elbirliği halinde malik olup tümü satış vaadinde bulunmuştur. Satış vaadi sözleşmesinin ifası halinde malik oldukları payın bütünlüğünün bozulması söz konusu olmadığından olayda 3194 sayılı Yasanın 18/son maddesine aykırılıktan da söz edilemez....

          Kesinleşmiş mahkeme kararı nedeniyle taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı vardır. Kesinleşmiş paylı mülkiyete çevirme kararlarının taraflarca tapuya tescil ettirme zorunluluğu yoktur. Yargıtay 14. HD 2007/3201 E. 2007/3690 K. sayılı ilam “dava konusu edilen 84 parselin elbirliği ortaklığının paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verilmiş ve bu karar kesinleşmiştir. Böyle olunca satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı doğmuştur. İfa olanağı sebebiyle davacı vekilinin karar düzeltme istemi kabul edilmelidir.” Yargıtay’ın emsal ilamında kesinleşmiş bir elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi kararının varlığı halinde ifa olanağı var kabul edilmektedir. İştirak halindeki mülkiyetin müşterek mülkiyete dönüştürülmesine yönelik karar kesinleşmiş olup, tapuya tescil sadece açıklayıcı nitelikte olduğundan, yargılama esnasında iştirak halindeki mülkiyetin müşterek mülkiyete dönüştürme kararının tapuda tescil ettirme zorunluluğu yoktur....

          Mahkemece, Davanın KABULÜ ile, davacı ile davalı firme arasında düzenlenen 19/01/2014 Tarih ve 33 sayılı devre mülk satış vaadi sözleşmesinin FESHİNE, Davacı tarafça ödendiği anlaşılan 2.800,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Sözleşme gereği imzalandığı anlaşılan sözleşme ekinde bulunan 41 adet senedin İPTALİ ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş; hükmün davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, 19.01.2014 tarihli devremülk satış sözleşmesinin iptali, ödediği bedelin iadesi ve sözleşme nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemiyle eldeki davayı açmıştır....

            Termal Resort devre mülk satış vaadi sözleşmesinin iptaline, Sözleşmeye bağlı olarak yapılan sözleşmenin 4. maddesinde düzenlenen 37 adet senetten dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine, senetlerin iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, 02.08.2015 tarihli devremülk satış sözleşmesinin iptali ve sözleşme nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemiyle eldeki davayı açmıştır....

              Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve muristen intikal gibi kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kanunun 14.maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davası ile kadastrodan sonraki sebep bakımından Borçlar Kanununun 18.maddesine dayalı olarak muvazaa nedeniyle açılan tapu iptali ve tescil davasıdır....

                Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafça dava dilekçesinde 4 numaralı konutun yarı yarıya hak sahipliklerinin tespiti şeklinde mülkiyetin müşterek tespiti istendiğine, 22.05.2014 tarihli ıslah dilekçesinde açıkça maddi olaylar doğrulanarak gayrimenkulün tapu kaydının iptali ile 1/2 oranında taraflar adına tesciline karar verilmesi talep edildiğine ve bu talep 22.05.2014 tarihli yargılama oturumunda davacı vekili tarafından tekrarlandığına, davada herhangi bir alacak isteği bulunmadığına göre Mahkemece talep dışına çıkılarak taleple bağlılık kuralına aykırı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır....

                  UYAP Entegrasyonu