"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 02.02.1996 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21.07.1997 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı ... temyiz etmiştir. Davacı, murisi ... ile davalılar arasında akdedilen satış vaadi sözleşmesine dayanarak dava konusu 60 ve 70 parsel sayılı taşınmazların davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile murisi ...'ın mirasçıları adına miras payları oranında tescili istemiyle dava açmıştır. Davacı, satış vaadi Sözleşmesinin lehdarı ...'...
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalıya .....plakalı aracı mülkiyetin saklı tutulması kaydıyla yapılan satış sözleşmesiyle satıp teslim ettiğini, davalının ........TL'sini peşin ödediğini, kalan ........ TL için senet verildiğini, davalının senetlerin ilk taksidini ödeyip diğer senet bedellerini ödemediğini belirterek, satış sözleşmesinin iptali ile aracın müvekkili adına tesciline, .......... TL kira ve ..........TL hor kullanma tazminatının faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir....
Blok 5.Kat kuzeybatı köşeli bağımsız bölümün muvazaalı olarak diğer davalıya verildiği ileri sürülerek tapu iptali ve tescil, kira alacağının tahsili, müdahalenin önlenmesi, ikinci kademede ise ödenen daire satış bedelinin faizi ile tahsili istenmiştir. Davalı ..., davanın reddini savunmuş, diğer davalı Tasfiye Halinde Kooperatif, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. İddia yüklenicinin temliki işlemine dayandırılmıştır. 07.01.2003 günlü temlik sözleşmesinin konusu da konut niteliğindeki bağımsız bölümdür. 4822 sayılı Kanununla değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanununun 3.maddesi ( c) bendi ile konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar da Tüketicinin Korunması Kanunun kapsamına alınmıştır. Dava konusu 2010/14429 - 2011/539 taşınmaz da konut niteliğindedir....
A.Ş'ye ait olduğunun tespiti ile ... İcra Müdürlüğü'nün 2008/3619 Esas sayılı dosyasında yapılan 08/09/2009 tarihli sıra ve derece kararının iptali ile ödemenin gerçek alacaklı ve mahcuz malların ilk sahibi ve satıcısı olan müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar ... A.Ş ve ......
, zarar tespiti istemine ilişkin 20.09.2017 tarihli celsede belirsiz alacak olarak 100.000,00 TL zarar tespiti ve tazmini istemine dair davalı beyanı karşısında karşı dava harcının tamamlanması için 9 nolu ara karar ile ihtarat yapılmış, harcın yatırılmadığı anlaşılmakla 19.03.20218 tarihli celsede karşı dava dosyası tefrik edilerek asıl dava yönünden davaya devam edilmiştir....
Dava, geçersiz araç satış sözleşmesi nedeniyle verilen senetlerin araç devrinin yapılmaması nedeniyle senetler nedeniyle bir borçlarının olunmadığının tespiti ile ilgili senetlerin iptali ve iadesi talebine ilişkindir. Dosya kapsamından; 19.02.2016 tarihli adi "araç satış protokolü" başlıklı belge ile 34 XX 241 plaka sayılı aracın esnaf kefalet kooperatifine olan kredi borcu düştükten sonra 125 bin TL'nin natik olarak kapatılacak şekilde 200 bin TL satış bedeli karşılığı satıcı T5 tarafından alıcı T1'ya satılarak teslim edildiği, sözleşmenin Kurtuluş korkmaz, T3, Ergün Balaban tarafından şahit sıfatıyla imzalanmış olduğu, davalı tarafından senet örneklerinin sunulduğu, senet örneklerine göre keşidecinin T1 olan 19/02/2016 keşide tarihli düzenleme yeri İstanbul olan kefili (avalisti) T3 olan ödeme tarihi 15/03/2016 olan 125.000,00 TL bedelli lehtarı T5 olan senet ile bedeli 75.000 TL olan ödeme günü belirtilmeyen 19.02.2016 düzenleme tarihli senetler olduğu görülmektedir....
Satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerhinden sonra beş yıl içinde kayda işlenen her türlü haciz, ipotek ve benzeri sözleşme alacaklısının haklarını kısıtlayacak nitelikteki şerhler de sözleşme alacaklısını bağlamaz. Satış vaadi sözleşmesinin tapu kaydına şerh verilmesinden sonra tapu kaydını devralan üçüncü kişinin hukuki durumu TMK’nun 1023 ve 1024. maddeleri gereği değerlendirilmesi gerekir. Hukukumuzda, kişilerin satın aldığı şeylerin ileride kendilerinden alınabileceği endişesi taşımamaları, dolayısıyla toplum düzenini sağlamak düşüncesiyle, satın alan kişinin iyiniyetinin korunması ilkesi kabul edilmiştir. Bir tanımlama yapmak gerekirse iyiniyetten maksat “hakkın doğumuna engel olacak bir hususun hak iktisap edilirken kusursuz olarak bilinmemesidir.”...
Davalı ..., mülkiyetin tespiti ve aracın adına tescili talebinin idari işlem olması nedeniyle dinlenemeyeceğini, idari işlemin yapılmasının mahkemeden istenemeyeceğini, davalı ...'in kendisini galerici olarak tanıtıp dava konusu araç için pazarlık yaptığını, varılan anlaşma sonucu satış için vekaletname verdiğini, Tahir'in parayı getireyim diyerek ruhsatı, vekaletnameyi ve aracı alarak olay yerinden ayrıldığını, uzun süre bekledikten sonra dolandırıldığını anlayınca hemen emniyete ihbarda bulunduğunu ve azilname düzenlediğini, vekaletname ve aracın hileyle elinden alındığını ve araçla ilgili olarak yapılan soruşturma sonucunun beklenmesi gerektiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Davalı ..., usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen yargılamaya katılmamıştır. Mahkemece, mülkiyetin tespiti davasının kabulüyle...... plakalı aracın malikinin ... olduğunun tespitine, tescil talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacı vekilince aracın bedelinin ödenmemesi nedeni ile fesih hakkının kullanıldığının iddia ve ispat edilememesi nedeni ile satış sözleşmesinin geçerliliğini koruduğu, yapılan haciz işleminde yasaya aykırı bir yön bulunmadığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş, karar davacı 3. kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3. kişinin İİK'nun 96. maddesine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir. Taşınır malın mülkiyetinin devrini öngören mülkiyeti saklı tutma sözleşmesinin TMK 764. maddesi gereğince, noterde resmi şekilde yapılması ve alıcının yerleşim yeri noterliğinin özel siciline tescili gerekmektedir. Mülkiyeti saklı tutma sözleşmesinin geçerli olması için bu iki koşulun da birlikte gerçekleşmesi gerekir. Somut olayda, davacı 3.kişi satıcının sunduğu mülkiyeti saklı tutma sözleşmesinin, ... Noterliği'nce düzenlendiği, .......
ten %10 faizle 10.000,00 TL para alıp teminat olarak da dokuz dönüm tarla verdiğini, bu şekilde davaya konu satış vaadi sözleşmesinin borç paranın teminatını oluşturduğunu, satış vaadi sözleşmesinin para alacağının teminatı olarak yapılması nedeniyle geçerli olmadığını, zira önce notere gidilip sonra paranın verildiği hususlarının dosya kapsamıyla ve tanık beyanlarıyla sabit olup bu durumun da tarlanın teminat olarak verildiğinin kanıtı olduğunu, satış vaadi sözleşmesinin görünürde satış işlemi olup asıl amacın teminat vermek olduğunu, gerçekte satış amacı bulunmadığını, satış vaadi sözleşmesinin gerçek iradeyi yansıtmadığını, geçersiz sözleşmeye dayalı tescil istenemeyeceğini, tanık Cebbar Kanru'nun davacının tefecilik yaptığını açıkça beyan ettiğini, fakat bu tanığın beyanının Mahkemece değerlendirme dışı bırakıldığını, maddi vakıanın gerçeğe uygun olarak tespiti üzerine ancak isabetli bir karar verilebileceğini belirterek; kararın bozulmasını istemiştir. C. Gerekçe 1....