Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 11.07.2019 gün ve 2014/1442 - 2019/517 sayılı kararı bozan Daire'nin 12.01.2022 gün ve 2020/900 - 2022/197 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili ve katılma yoluyla davacı ... vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçelerinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü: Davacı vekili, davalı Bankanın dava dışı MBT A.Ş.’ne açtığı kredilerin tasfiyesi nedeniyle müvekkilinin kefaletinden de beri kılınması talebini içerir ihtarnameye ret cevabı verdiğini, bu kez müvekkilinin açtığı menfi tespit davası devam ederken davalının haksız ve mesnetsiz ihtiyati haciz kararı alıp infaz ettiğini, menfi tespit davasının kabul edilip 07.07.2006 tarihinde karar düzeltme istemi reddedilerek kesinleştiğini, ihtiyati haciz kararına dayanılarak gönderilen ödeme...
Bu yasa kapsamında da işçinin iş kazası nedeniyle iş verini veya işvereni ile birlikte kusuru bulunan üçüncü kişiler aleyhine açtığı tazminat davalarının Dairemizce inceleneceği öngörülmüştür. İnceleme konusu karar, davacı sıfatıyla işverenin açtığı asıl dava bakımından; “davalı ...'nın davacıya rücu edebileceği bir alacağın bulunmadığına dair menfi tespit davası”, birleşen dava bakımından ise; “...'nın davalı işverenden rücu alacağına ilişkin dava” olup bu haliyle belirgin şekilde Dairemizin iş bölümü dışında bulunan bu karar niteliği bakımından Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin iş bölümü alanı içine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü dava dosyasının Yargıtay 10. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 16/02/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Menfi tespit davaları ile davacı, borçlu olmadığının tespitini talep etmektedir. Menfi tespit davalarında borçlu olunmadığının tespiti istendiğine ve alacak ya da tazminat ödenmesi istenemeyeceğine göre, bu tür davalardan önce arabulucuya başvurma şartı aranması, kanunun açık ifadesine aykırı olacaktır. Diğer taraftan alacaklının arabulucuğa başvurma zorunluluğu olmadan takip başlatması mümkün iken, borçlunun açtığı menfi tespit davasında arabulucuğa başvurulmasının dava şartı sayılması amaca uygun düşmeyeceği gibi, borçlunun menfi tespit davasından önce arabulucuya başvurma zorunluluğunun kabulü halinde, borçlunun İİK'nun 72. maddesinde menfi tespit davasında öngörülen tedbirden yararlanması imkanı ile ilgili gecikme ve sakıncalar da sözkonusu olabilecektir....
Her ne kadar davalı, bu ihtarı çektikten sonra davacı şirket hakkında bir icra takibine girişmemiş olsa bile, kendisine noter ihtarıyla alacak iddiasında bulunulan davacının iş bu menfi tespit davasını açmakta hukuki yararı vardır. Menfi tespit davasının açılabilmesi için davalının her hangi bir şekilde alacak iddiasını ileri sürmüş olması yeterli olup ayrıca icra takibine de girişmiş olması şart değildir. Nitekim İİK'nın 72. maddesinde, icra takibinden önce açılacak menfi tespit davası açıkça düzenlenmiştir. Bu nedenle, davalının, davacının hukuki yararının bulunmadığına dair istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Davalı vekili, davacı şirket yetkilisinin sözleşmenin tarafı konusunda kendisini yanılttığını ileri sürmüş ise de trafik siciline kayıtlı bir aracı satın alan davalı tacirin, satıcının kim olduğunu bilmemesi düşünülemez. Araç ruhsatından satıcının ve malikin kim olduğunu açıkça görebilecek durumdadır....
Şirket adına menfi tespit davası ancak yetkili temsilci tarafından açılır. Şayet yetkili temsilci olmayan davalı ortak, bono da alacaklı olan davalı ...’a ve diğer ortak olan davalı ...’a karşı dava açmak istiyorsa, öncelikle yetkili temsilci ...’ın azli ve şirkete kayyum atanmasının sağlanması, bundan sonra atanan kayyumun, dava konusu bono nedeniyle şirketin borçlu olmadığına ilişkin menfi tespit davası açması gerekir. Menfi tespit davası açıldığı tarih itibariyle değerlendirilip sonuçlandırılmalıdır. Somut olayda; davacının yukarıda açıklanan şirket müdürü davalı ...’ın azli ve kayyum atanması yönünde açtığı herhangi bir dava ve alınan karar bulunmadığı halde, yargılama sırasında mahkemece yetkili temsilci olmayan ortağın, açtığı davanın görülebilir olduğu kabul edilerek, işin esasına girilip yetkili temsilcinin azline ilişkin bir karar olmaksızın kayyum atanarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
Taraflar arasındaki menfi tespit davasında, faiz konusunun değerlendirilerek haftalık %4 oranındaki faizin 1999 yılındaki genel kuruldan bu yana uygulanarak borcun belirlenmesi ve mahkemece bu belirlemeye göre verilen kararın kesinleşmesi karşısında, geciken aidat borçlarına kesinleşen faiz oranın uygulanarak aidat borcunun hesaplanmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, menfi tespit davası eda davası niteliğinde olmadığından bu davada belirlenen miktar esas alınarak hüküm kurulamaz....
Üçüncü şahsın süresinde itiraz etmemesi halinde, mal elinde ve borç zimmetinde sayılır ve hakkında bu Kanun hükümleri tatbik olunur. 6183 sayılı Yasa'nın 79.maddesinin 4.fıkrasına göre herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. 6183 sayılı Kanun'un 79.maddesinin 4.fıkrasında menfi tespit davasında genel mahkemelerin görevli olduğu ifade edilmiş ise de haciz bildirisine konu Kurum alacağı "prime" ilişkin olup Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde uygulanmakta olan 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir....
Akreditif Sözleşmesi ile ödenmek üzere Euchemy Industry Co Limited şirketinden alındığını, Euchemy Industry Co Limited Şirketi tarafından gönderilen malların talep edilen ve akreditif sözleşmesine uygun olmayan mallar olmaması sebebiyle Euchemy Industry Co Limited. şirketine karşı menfi tespit davası açıldığını, yapılan yargılama neticesinde; Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 12/02/016 tarih, 2015/32 E. 2016/5 K. Sayılı kararının 1 nolu hükmünde davalı Euchemy Industry Co. Ltd. hakkında menfi tespit kararı verildiğini, verilen iş bu menfi tespit hükmünün kesinleştiğini, Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 02/05/2019 tarih ve 2019/211 E. 2019/44 K. sayılı kararı menfi tespit kararı kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 02/05/2019 tarih ve 2019/11 E. 2019/44 K. Sayılı kararı gerekçesinin yazılmasına takiben Gebze 2....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/571 Esas KARAR NO : 2023/230 DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 02/09/2021 KARAR TARİHİ : 15/03/2023 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin grubun satınalma şirketi olduğunu, kendi kurduğu bir organizasyonda kullanmak üzere depo raf sistemi üretimi ve kurulumu için davalı şirket ile anlaştıklarını, müvekkilinin söz konusu sözleşme uyarınca 45.000TL tutarında çek düzenleyip davalıya verdiğini, taşınır satış sözleşmesine göre depo raf sistemi sözleşmenin imza edilmesinden ve peşinatın ödenmesini müteakip 10 gün içerisinde teslimatı yapmayı taahhüt ettiğini, 10 günlük montaj süresinin 02.08.2021 tarihinde başladığını, 12.08.2021 tarihinde sona erdiğini, 3 günlük opsiyon kullanıldığında 15.08.2021 tarihine kadar edimin yerine getirilmediğini,...
Asliye Ticaret Mahkemesi TARİHİ : 30/12/2014 NUMARASI : 2014/135-2014/520 Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davacı C.. K..'nun açtığı davanın reddine, davacı şirketin açtığı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı C.. K.. vekili ve davalı banka vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacılar vekili, davalı bankanın müvekkilleri aleyhine başlattığı icra takibine konu senetteki ciro imzasının müvekkili şirkete ait olmadığını, ayrıca müvekkili C.. K.. ile davalılar arasında ticari bir ilişki bulunmadığını belirterek, müvekkillerinin davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı banka vekili, davanın reddini istemiştir. Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, dava konusu senette davacı C.. K..'...