Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, davacının yıllık izin ücreti alacağı yönünden dosyaya sunulu bulunan 08.07.2011 tarihli davacının on bir gün yıllık izin kullanmak isteği talebini içerir imzalı belge, 10,5 gün izin kullanıldığı gözüken 2012 ağustos ayı bordro ve puantaj kaydı, 1 gün yıllık izin kullanıldığı gözüken ocak 2012 bordrosu ve puantaj kaydı ile 885, 80 TL tutarında yıllık izin ücreti ödeme tahakkuku bulunan ve banka kanalı ile de ödemesi yapılan Haziran 2013 bordrosu değerlendirilerek ve gerekirse davacıya da gösterilmek suretiyle bu belgelere karşı diyecekleri sorularak ve bu belgede izin kullanıldığı gözüken süreler iş yeri kayıtları itibariyle davacının çalışıp çalışmadığı da incelenerek yıllık izin ücreti alacağına yönelik karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmesi hatalı olup bozma sebebidir. O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır....

    Somut uyuşmazlıkta, davacı işçinin çalışma süresine göre hak kazandığı izin süresi 110 gün olup , dosyaya sunulan izin belgelerine göre kullandığı izin süresi ise 100 gündür. Bu halde, davacının kullanmadığı izin süresi 10 gün olup davalı işverence iş akdinin feshinden sonra 2013 yılının 4. ayı ücret bordrosunda 10 günlük izin ücreti karşılığı 359,25 TL brüt yıllık izin ücretinin ödendiği anlaşılmaktadır. Kaldı ki, davacı işçi de dava açılmadan önce işverene gönderdiği 12.04.2013 tarihli ihtarnamede 10 günlük izin ücreti alacağı olduğunu bildirmiştir. Davacı bu beyanıyla bağlı olup, kullanmadığı 10 günlük izin süresi ücretinin de ödendiği anlaşıldığından yıllık izin ücreti talebinin reddi yerine kabulü hatalıdır. Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.10.2017 gününde oybirliği ile karar verildi....

      Yukarıda da alıntı yapıldığı üzere; Dairemiz bozma kararında davacı talep etmiş olmakla, dürüstlük kuralı gereği kullanılan izin süreleri 10 günden az olsa da yıllık izin sürelerinden mahsup edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu her ne kadar Mahkeme gerekçesinde davacının 3 ayrı tarihte 5.5. gün izin kullanması sebebiyle bakiye izin süresi bulunmadığı sonucuna varılmış ise de; davacıdan 2010 yılına ait izinlerini 3 ayrı dönemde kullandığına dair beyan içeren dilekçe alınmışsa da, bu dilekçede izin tarihlerinin belirsiz olduğu, söz konusu işveren belgesini doğrulayan veri bulunmadığı anlaşılmakla bu belgeye itibar edilemeyeceği anlaşılmıştır. Dosya da 01.01.2010 tarihi 1.5 gün, 29.4.2010 tarihli iki ayrı 1'er gün ve 10.6.2010 tarihli 2 gün izin talep formları bulunduğu görülmüştür. Şu halde davacının kullandığı yıllık izin süresi toplam 5.5 gün olmaktadır....

        Bu durumda mahkemece davacının hak ettiği yıllık izin süresinden kullanmış olduğu izin süresi mahsup edilerek 14 gün üzerinden yıllık izin ücreti hesaplanması gerekirken, tüm çalışma dönemi boyunca hak ettiği 28 gün karşılığı yıllık ücretli izin süresi üzerinden hesaplama yapılması hatalı olup bozma nedenidir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 07/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Buna göre, davacının hak kazandığı toplam izin süresi 460 gün olup; ıslah dilekçesinde ifade edildiği gibi sırf davacı beyanına göre, izin süresinin 504 gün kabul edilmesi de hatalıdır. Netice itibariyle, ıslah dilekçesindeki davacı vekili beyanı da dikkate alındığında, davacının hizmet süresine göre hak kazandığı 460 gün izin süresinden, 23 yıl boyunca her yıl kullandığı ikrar edilen 14 gün izin süresi toplam 322 gün mahsup edilmek suretiyle, davacının bakiye 138 gün yıllık izin ücreti alacaklısı olduğu kabul edilmek suretiyle yıllık izin ücretinin hüküm altına alınması gerekir iken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 14.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Yıllık izin konusunda belgeler yeniden incelenerek ve davacı da isticvap edilerek 2010 yılı öncesinde izin kullanıp kullanmadığı sorularak sonucuna göre kullanılan yıllık izinler mahsup edilerek hüküm kurulması gerekirken hayatın olağan akışına uymayacak şekilde hiç yıllık ücretli izin kullandırılmadığının tespiti ile hesaplama yapılması hatalı olup bozma nedenidir.” gerekçesi ile bozulmuş, yerel mahkemece bozma ilamına uyulmuş, davacı asil isticvap edilmiş ve bilirkişiden rapor alınarak hüküm kurulmuştur. Davacı asilin 2010 yılı öncesinde hiç yıllık izin kullanmadığını beyan etmesi nedeni ile bilirkişi tarafından, davacının bakiye 152 gün izin hakkı kaldığı kabul edilerek yıllık izin ücreti alacağı hesaplanmıştır....

              Açıklanan düzenlemeler nedeni ile özel öğretim kurumları kanunu kapsamında çalışan davacıya izin yönünden MEB Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’nin atfı nedeni ile MEB izin yönergesinin 7/10 maddesi uygulanacaktır. Buna göre ise davacı öğretmen olarak çalıştığı dönemde yönetmelik hükmü gereği yaz ve dinlenme tatillerinde izin kullanmıştır. Müdür yardımcısı olarak çalıştığı dönemde ise yaz tatili ve dinlenme tatillerinde nöbete e kalıp kalmadığı araştırılıp, ilgili kayıtlar getirtilip, izin kullanmadığı anlaşıldığı takdirde bu dönem için hak kazanacağı yıllık ücretli izin alacağı hesaplanıp hüküm altına alınmalıdır. Eksik inceleme ile tüm çalışma dönemi için izin alacağının hüküm altına alınması hatalıdır....

                Kamu kurum ve kuruluşlarında geçen hizmetlerin de aynı gerekçeyle izin hesabı yönünden birleştirilmesi zorunludur. Bununla birlikte, işçiye önceki feshe bağlı olarak kullanmadığı izin ücretleri tam olarak ödenmişse, bu dönemin sonraki çalışma sürelerine eklenerek izin hesabı mümkün değildir. Önceki çalışma döneminde izin kullandırılmak veya fesihte karşılığı ödenmek suretiyle tasfiye edilmeyen çalışma süreleri, aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerindeki çalışmalara eklenir. İşçinin aralıklı olarak aynı işverene ait işyerinde çalışması halinde, önceki dönemin kıdem tazminatı ödenerek feshedilmiş olması, izin yönünden sürelerin birleştirilmesine engel oluşturmaz. Yine, önceki çalışılan sürede bir yılı doldurmadığı için izne hak kazanılmayan süreler de, işçinin aynı işverene ait işyeri ya da işyerlerindeki sonraki çalışmalarına eklenerek yıllık izin hakkı belirlenmelidir. Yıllık izin, özde bir dinlenme hakkı olup, aralıklı çalışmalarda önceki dönem zamanaşımına uğramaz....

                  Maddesinde de hafta tatilinin yıllık izin süresinden sayılmayacağı açık bir şekilde düzenlenmiştir. Konu ile ilgili olarak Yargıtay’ın son içtihadına göre; “4857 sayılı İş Kanunu’nun 46 ve 63. maddelerine göre hafta tatili haftalık 45 saatlik çalışmadan sonraki 24 saatlik bir gündür. Bu nedenle kural olarak cumartesi işgünüdür. Akdi tatil günü olarak cumartesi günleri yıllık izin süresine eklenmez. Başka bir anlatımla, cumartesi günleri akdi tatil günü olarak işçi çalışmadığı takdirde yıllık ücretli izin süresine ilişkin hesapta hafta tatili olarak değerlendirilemez. Cumartesi günü hafta tatili olarak da kararlaştırılabilir. Bireysel veya toplu iş sözleşmeleriyle cumartesi ve pazar günleri hafta tatili günü olarak belirlenmişse, İş Kanunu'nun 56/5. maddesi gereği her iki gün yıllık izin sürelerinden sayılmaz. Başka bir anlatımla yıllık izin kullanma dönemi içindeki cumartesi ve pazar günleri kullanılan izin süresinden düşülür....

                  İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 04/02/2021 NUMARASI : 2020/597 2021/143 DAVA KONUSU : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, davalı kurumda kamu işçisi olarak çalışıp emekliye ayrıldığını, sendika üyesi olan davacının TİS uyarınca yıllık ücretli izin günlerinin hesabında izin süresine rastlayan cumartesi günlerinin de dışlanarak izin süresi hesaplanması gerekirken hatalı olarak cumartesi günlerinin çalışmış kabul edilerek hesaplamaya dahil edildiğini belirterek yıllık izin ücreti alacağının yasal faizi İle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu