Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.Akdin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret, işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar.Somut olayda, Mahkemece davacının 56 gün yıllık izin alacağı kabul edilerek hüküm tesis edilmiştir. Ancak, davacı tarafından açılan iş bu davanın tarihi 12.11.2014 olup, dava değeri 500 TL olarak belirlenmiş, davacı 08.02.2016 ıslah dilekçesi ile dava değerini artırmıştır. Davacı, süresi içerisinde işe iadesi için başvurmakla birlikte, dava dilekçesinde dava değerini yıllık izin alacağı yönünden 500 TL olarak göstermiş olup, davacının yıllık izin alacağı iş akdinin feshi tarihinden itibaren 5 yıllık zamanaşımına tabidir....

    Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının 56 gün yıllık izin hakkı doğduğu, bunun 28 gününü kullandığı kalan 28 gün içinse sefer primi eklenmeksizin asgari ücretten tahakkuk yapılarak izin ücreti ödendiği tespit edilmiştir. Bilirkişi raporunda 28 günlük yıllık izin ücreti hesabında esas alınmayan sefer primleri sebebiyle hesaplama yapılacağı açıklanmış olmakla birlikte hesap tablosunda 56 günlük fark izin ücreti hesabı yapılmıştır. Kullandırılan 28 günlük izin sürelerine dair izin ücretlerinin eksik ödendiği iddiasıyla herhangi bir talep bulunmadığına göre davacının izin ücreti 56 gün yerine 28 gün üzerinden hesaplanmalı ve fark ücrete dair karar verilmelidir. Hatalı rapora itibar edilerek karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. F) SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11.11.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının çalıştığı hizmet süresine göre yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmeleri uyarınca hakedilen toplam yıllık izin süresinden, dosyaya sunulan izin belgelerinden yalnızca davacının imzasını taşıyan izin formlarındaki izin süreleri ile davacıya fesih tarihinde ücretinin ödendiği kanıtlanan 2013 yılına ait 28 günlük izin süresi toplamı düşülmek suretiyle hesaplama yapılmıştır. Dosya kapsamında yer alan imzasız izin formları hesaplamada dikkate alınmamıştır. İlgili işyerinin bir kamu işyeri olduğu hususu da dikkate alınarak, hakimin davayı aydınlatma görevi kapsamında H.M.K. 31. maddesi uyarınca davalı tarafından sunulan imzasız izin belgeleri kapsamında davacının beyanı alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir....

        Somut uyuşmazlıkta, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının 8 tam yıl hizmet süresi karşılığı toplam 130 gün yıllık ücretli izne hak kazandığı, kullandırıldığı ispatlanamayan 70 gün karşılığı izin alacağı bulunduğu kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Ne var ki; Mahkemece varılan sonuç dosya içeriği ile örtüşmemektedir. Dava dilekçesinde; davacının, 2010, 2011 ve 2012 yıllarında yıllık ücretli izin kullandığı belirtilmiş, davalı ise 2012 ve 2013 yıllarında toplam 40 gün yıllık izin kullandığını gösteren davacı imzalı yıllık izin defteri ibraz etmiştir. Buna göre, davacının 2010 yılında 14, 2011, 2012 ve 2013 yıllarında 20'şer gün olmak üzere toplam 74 gün yıllık ücretli izin kullandığı, kullandırıldığı ispatlanamayan 56 gün karşılığı yıllık ücretli izin alacağının bulunduğu anlaşılmaktadır....

          Akdin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret, işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 31. maddesinde, hakimin davayı aydınlatma ödevi düzenlenmiş olup, madde uyarınca, hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabileceği, soru sorabileceği ve delil gösterilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir. Somut olayda, davacı dava dilekçesinde tüm çalışması boyunca hiç yıllık ücretli izin kullanmadığını iddia etmiştir. Mahkeme tarafından hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının onaltı yıl boyunca yıllık ücretli izin kullanmadığı varsayılarak, yıllık ücretli izin hesabı yapılmıştır....

            Davalının yargılama ve temyiz aşamasında sunduğu belgelere göre, davacı mirasçılar adına davalı idareye verilen 03/08/2012 tarihli dilekçe ile 149 günlük yıllık izin ücretinin ödenmesinin talep edildiği, davalı tarafından talep gibi murisin çalışmasından kaynaklı 149 günlük izin süresi karşılığı olarak hesaplanan 11.745,67 TL brüt yıllık izin ücretinin davacı mirasçılara dava tarihinden önce ödendiği anlaşılmaktadır. Davalı tarafından sunulan söz konusu belgeler dikkate alınmaksızın, davacılar murisinin kadroya geçtiği 2001 öncesi dönemde mevsimlik çalıştığı 11 ay ve üzerinde çalışarak yıllık izine hak kazandığı süre olmadığı, kadroya geçtiği 2001 yılı sonrası dönemde ise işyerinde uygulanan TİS’e göre 280 gün yıllık izine hak kazandığı, sunulan yıllık izin belgelerine göre 180 gün izin kullandırıldığı belirtilerek bakiye 100 günlük izin süresi karşılığı yıllık izin ücretini hesaplayan bilirkişi raporunu esas alarak yıllık izin ücretinin hüküm altına alınması hatalıdır....

              Taraflar arasında yıllık izin süresi ihtilaflıdır. 4857 sayılı İş Kanununun 59 uncu maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır. Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir. Davalı tarafından davacının 8 gün izin kullanma talebinde bulunduğuna ilişkin iki adet imzasız izin talep formu sunulmuştur. Bilirkişi, davacının 3 tam yıl çalışması karşılığında 42 gün yıllık izin süresine hak kazandığını belirtmiş, ancak 34 gün üzerinden yıllık izin ücreti hesabı yapmıştır....

                Davacının işletmekte olduğu Atari Salonunun izin alınıncaya kadar kapatılmasına ilişkin karara karşı açılan davayı; elektronik aletlerle oyun oynanan işyerlerinin açılabilmesi için önce en büyük mülkiye amirinden izin alındıktan sonra belediyece izne bağlanması gerekeceği, davacının Merkez İlçe Belediyesinden almış olduğu "Bilgi İşlem, elektronik cihazla eğitim merkezi işyeri açma izin belgesi" ile işyerini açtığı, zabıtaca yapılan denetimde işyerinin oyun salonu olarak çalıştırıldığının saptanması üzerine belediyece verilen iznin zabıta memurlarınca alınarak götürüldüğ7 ve işyerinin izinsiz çalıştığı gerekçesiyle izin alınıncaya kadar kapatılmasına karar verildiğinin anlaşıldığı, davacıya ait işyeri için belediyece verilmiş "bilgi işlem, elektronik cihazla eğitim merkezi işyeri açma izin belgesi var ise de, mülkiye amirinden alınması gereken izin belgesinin bulunmadığının anlaşıldığı, izin belgesi alınıncaya kadar işyerinin kapatılmasında mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile reddeden...

                  ait izin hakkının bulunmadığını beyan edip bu belgeyi imzaladığına göre, bu belge davacıyı bağlayıcı olup, 2005 yılı öncesinden 11 gün dışında davacının izin hakkı olmadığının kabulü gerekir....

                    TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: İDDİANIN ÖZETİ:Davacı vekilinin mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; davacının davalı işyerinde 03/01/1990- 11/07/2016 tarihleri arasında çalıştığını ve bu süreçte TİS gereğince yıllık izin hakkının 30 gün olduğunu, işten emeklilik nedeni ile ayrıldığını, yıllık izin ücretlerinin tamamının ödenmediğini, yapılan hesaplamalarda bir kısım yıllık ücretli izin bedeli kendisine ödenmiş ise de eski dönemlerden kalma kullanmadığı yıllık izinler, zamanaşımı süresinin dolması gerekçe gösterilerek ödenmediğini, yıllık izin alacağının iş akdinin fesih tarihinden itibaren zamanaşımı süresinin işlemeye başlayacağından davacının çalıştığı tüm süreçteki yıllık izin ücreti alacağını hak ettiğini, ancak eksik ödeme nedeni ile 1.000,00 TL yıllık izin alacağının fazlasına ait talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesinin talep ve dava etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu