"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 26. maddesi uyarınca yapılan trampa sözleşmesinden kaynaklanan tazminat davasının reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca ONANMASI hakkında Daireden çıkan kararı kapsayan 25/10/2018 gün ve 2018/3324 Esas - 2018/18958 Karar sayılı ilama karşı davacı vekilince verilen dilekçe ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 26. maddesi uyarınca yapılan trampa sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin davanın pasif husumet yokluğundan reddine dair verilen hüküm, davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce onanmış ; bu karara karşı, davacı vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur....
Esas sayılı dosyasında maddi tazminat davası ikame ettiğini,müvekkil şirketin kasko poliçesi kapsamında sorumluluğu hukuken belli olduğundan ve bu alacak kalemlerinden sorumluluğun ZMSS sigortacısı ... Sigortaya ait olduğunu, davanın reddine karar verilmesini beyan ettiği görülmüştür. Ankara ...Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ... Esas sayılı dosyası celp edilmiş olup incelenmesinde, davalının dosyamız davalısı ile aynı olduğu, davacısı ...'ün davamıza konu aynı alacağın tahsili amacıyla davayı ikame ettiği, davaların konularının aynı olduğu ve davanın halen derdest olduğu anlaşılmıştır. Mevcut hukuki durum karşısında davalar arasında HMK 166. madde gereğince hukuki ve fiili bağlantı olduğu kabul edilerek davaların birleştirilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere; 1- HMK.'nın 166/1 maddesi gereğince Mahkememizin iş bu dava dosyası ile Ankara ...Asliye Ticaret Mahkemesinin ......
Rücu hakkının başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen azalmayı gidermeye yönelik tazminat niteliğinde bir talep hakkı olduğundan, ödemeyi yapan davacı, ödeme tarihinden itibaren faiz talep edebilir (...). 13. Taraflar arasındaki rücuen tazminat ilişkisi sözleşmeye dayandırıldığından, aksine bir hüküm bulunmadığı sürece mülga BK 125 ve TBK 146 maddeleri uyarınca sözleşmeden kaynaklanan davalarda, zamanaşımı süresi 10 yıl olduğundan davalı tarafın zaman aşımı defi reddedilmiştir. 14. Taraflar arasında imzalanan 24/07/2006 tarihli ... Sözleşmesinin "3.Kişilerin Hak İddiaları" başlıklı 7. Maddesinde bu hususta ayrıntılı düzenlemeler yapılmıştır. Sözleşmenin m. 7.1. bendinde; sözleşmenin imza tarihinden önce başlamış idari ve hukuki itilafların takip edilmesi ve bundan kaynaklanan sorumluluğun ...'a ait olduğu kabul edilmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle;davaya konu taşınmazın bedelinin düşük belirlendiğini, taşınmazın, tarım için en çok tercih edilen muhitte yer aldığını, nisbi yerine maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu beyanla istinaf yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;davaya konu taşınmazın bedelinin yüksek belirlendiğini, kendilerinin taşınmaza müdahalelerinin olmadığını, kendi sorumluluklarından bahsedilemeyeceğini, davanın açılmasına sebebiyet vermeyen davalı idarenin yargılama masrafından sorumlu tutulamayacağını beyanla istinaf yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava davaya konu taşınmazın bir kısmının Yeşilırmak yatağında kalması sebebiyle kamulaştırma yapılmaksızın fiilen el atılmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir....
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre davacının meydana gelen kazadan sonra aracının piyasa değerinin düşmesi nedeniyle davalılardan talep ettiği maddi tazminat yönünden hukuki menfaatinin bulunmadığı, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması dava şartı olduğundan davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava trafik kazasından kaynaklanan değer kaybı tazminatı istemine ilişkindir. Somut olayda mahkeme tarafından kaza neticesi davacı aracında meydana gelen hasarın giderildiği, davacının aracın piyasa değerinin düşmesi nedeniyle talep ettiği maddi tazminat yönünden hukuki menfaatinin olmadığı, aynı zarardan dolayı iki kez tazminat ödenmesinin mümkün olmayacağı bildirilmiştir. Davacının olaydan sonraki mal varlığının değeri, zarar verici olayın meydana gelmemesi halinde değerinden daha az ise, zarar var demektir....
Mahkemece, maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne reddine karar verilmiştir. İş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Zira maddi tazminat davalarında sigortalının kazanç kaybının hesaplanmasında davacının kendi kusuru oranında tespit olunan kazanç kaybından indirim yapılacağı gibi yine manevi tazminat davalarında hükmedilecek manevi tazminat miktarının takdirinde tarafların kusur durumu mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, mahkemece verilen kararın isabetli olmadığını, dava konusunu tazminat adı altında bir miktar paranın ödenmesi ve davaya konu çek yaprağının davalıdan istirdatı talebine ilişkin olduğunu, alacak miktarının tam ve kesin olarak belirlenmesinin mümkün olmadığını bu nedenle belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunduğunu, kararın kaldırılarak dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesini talep etmiş, kararı istinaf etmiştir. GEREKÇE: Dava, taraflar arasındaki 05/04/2021 tarihli protokol gereğince davalının yükümlülüğünü yerine getirmediğinden bahisle açılan tazminat ve açılan tazminat talebine ilişkindir. Mahkemece davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmaması nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verildiği görülmüştür....
Mahkemece, davacı tarafından açılan davalar arasında hukuki ve fiili irtibat bulunması nedeniyle, davaların birleştirilmesine karar verilmiş ve buna göre hüküm kurulmuş ise de; 1086 sayılı HUMK'nun 45. maddesi ile 6100 sayılı HMK'nun karşılık 166. maddesi uyarınca, birleştirilen dava dosyaları bağımsızlıklarını koruyacağından her davada talepler ayrı ayrı değerlendirilerek hüküm kurulması, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin her dava için ayrı ayrı belirlenmesi gerekir. Davacı taraf, konutunun oturulamaz hale gelmesine yol açan olaydan kaynaklanan tazminat istemini, hem asıl davaya hem de birleşen davaya konu etmiş; anılan bedelleri, asıl davada farklı tarihlerde konutu sigortalayan 2 sigorta şirketinden ve birleşen davada ise sadece davalı ...Ş'den talep etmiştir. Mahkeme ise, 65.520,00 TL. tazminatın davalı ...Ş'den tahsili şeklinde hüküm tesis etmiştir....
BİNALARIN DEPREM YÖNETMELİĞİNE UYGUN BİÇİMDE İNŞA EDİLİP EDİLMEDİĞİNİN ARAŞTIRILMASIİMALATIN AYIPLI OLMASI 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 58 ] "İçtihat Metni" Mahalli mahkemece verilen hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü: Dava, 08.10.1990 tarihinde ihale edilen ve 25.09.1995 tarihinde kesin kabulü yapılarak davacıya teslim edilen binaların 2005 yılında yapılan delil tespitinde verilen rapor uyarınca güçlendirilmesi gerektiğinden bahisle bedelinin tahsili istemiyle açılmış, mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı cevabında, sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 1975 yılı Deprem Yönetmeliği'ne uygun şekilde inşaatın gerçekleştirildiğini savunmuştur....
AYIPLI MALZEME KULLANIMIDAVANIN ZAMANAŞIMI SÜRESİDEPREM SONUCU ORTAYA ÇIKAN ZARARIN TAZMİNİESER SÖZLEŞMESİ 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 126 ] 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 359 ] 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 362 ] "İçtihat Metni" Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: KARAR Dava eser sözleşmesinden kaynaklanmıştır. Davalı tarafından inşa olunan binada deprem sonucu ortaya çıkan zararın tazmini istenmiştir. Mahkemece davanın zamanaşımı süresi içinde açılmadığı ve süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığından dolayı reddine karar verilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. Eserin tesliminde iş sahibi işin mutad cereyanına göre imkanını bulur bulmaz muayeneye ve kusurları varsa yükleniciye bildirmek zorundadır....