Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bir hukuki işlemin, 6502 sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilebilmesi için; yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında, mal veya hizmet satışının: başka bir ifade ile bir tüketici işleminin olması gerekir. 6502 sayılı Yasanın 73/1'inci maddesinde; "Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davaların, tüketici mahkemelerinde çözümleneceği" öngörülmüştür. Somut olayda; davaya konu aracın, tescil ve trafik belgelerinde cinsinin otomobil, kullanım amacanın hususi olarak yazılı olduğu anlaşılmaktadır. Davacı vekili, duruşmada davaya konu aracın müvekkili tarafından bireysel amaçlı kullanıldığını beyan etmiştir. Bu durumda, taraflar arasındaki temel ilişki hususi araç için yapılan kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklandığından, tüketici işlemi niteliğindedir. Tüketici işlemlerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, Tüketici Mahkemeleri görevlidir....

    Türk Anonim Şirketi aleyhine 05/01/2015 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali ve haksız hacizden kaynaklanan manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; itirazın iptaline ve manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne dair verilen 28/01/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, davalı banka tarafından bloke konulan maaşın tahsili için yapılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve haksız hacizden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, itirazın iptaline ve manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/52 Esas KARAR NO : 2023/374 DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 29/12/2015 KARAR TARİHİ : 26/04/2023 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Mülkiyeti müvekkile ait olan ... plakalı ... marka araç... ili sınırları içinde otoban kesiminde seyir halinde iken davalı ... işletmesine ait ... plaka sayılı yolcu otobüsünden fırlayan lastiğin müvekkilin aracına çarpması sonucu müvekkiline ait aracın hasara uğradığını, davalıya ait aracın kusuru sebebiyle oluşan kazada müvekkile ait aracın maddi zarara uğradığını, Almanya'da tamir edilip bedeli müvekkilince karşılandığını, karşılığnda tamir servisi fatura düzenlendiğini, söz konusu kaza nedeniyle müvekkilinin faturalandırılan 16.350,25 Euro maddi hasarı bulunduğunu, araç sürücüsü ve sigorta şirketi kusur ve teminat limitleri...

        İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; kar ortaklığı sözleşmesinden doğan maddi zararların tespit ve tahsili istemine ilişkindir. Davacı vekilinin istemi üzerine --- dosyası getirtilerek incelenmiş, mahkememiz dosyasında davalı şirket tarafından yine mahkememiz dosyasında davacı olan şirket ve şahıslara karşı itirazın iptali davası açıldığı,----dosyasında yürütülen ilamsız icra takibine ilişkin olduğu, takipte protokolden kaynaklanan kar payı borcu ve --- alacağının talep edildiği, mahkememizde açılan davaya konu edilen sözleşme ve protokollere dayandığı, bu itibarla dosyalar arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğu, her iki dosyanın taraflarının aynı kişiler olduğu belirlenmiştir. HMK 166....

          Dava konusu olayda, davacı tercih hakkını öncelikle bedel iadesi, olmadığı takdirde aracın yenisi ile değiştirilmesi olarak kullanmışsa da, daha sonra 19.09.2006 tarihli ıslah dilekçesi ile aracın geçirmiş olduğu trafik kazası ve pertotal işlemi nedeniyle aracı iade etmesinin mümkün olmadığını bildirerek, satış bedelinden sigorta şirketinden almış olduğu tazminat miktarını mahsup ederek kalan 5.075,00 YTL'nin ödetilmesini istemiştir....

            dır. .. 7.5. maddesi "....Dağıtım faaliyetinin şirket tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyet kapsamında gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğu şirkete aittir. .." 7.6. maddesi "... sözleşmenin imza tarihinden önce dağıtım tesisleri ile dağıtım tesislerinin işletilmesinden kaynaklanan her türlü hukuki ve cezai sorumluluk ...'a aittir. 7.7 maddesi "..Sözleşmenin imza tarihinden sonra dağıtım tesisleri ile dağıtım tesislerinin işletilmesinden kaynaklanan her türlü hukuki ve cezai sorumluluk şirkete aittir .." 8.1. maddesi "Dağıtım tesislerine ve dağıtım tesislerinin işletilmesinde kullanılan unsurlara ilişkin sözleşme yapılmış yatırım projeleri şirket tarafından tamamlanır. Söz konusu projelerin bu sözleşmenin imzalandığı tarih itibariyle tamamlanmış kısmının mali sorumluluğu ...'a aittir....

              Bahse konu Bakanlık raporuna binaen İdarece yapılan hesaplamada 18 baş dişi sığıra "21.01.2019 tarihinde ödenen 89.991,00 TL'ye 02.04.2021 tarihine kadar işlemiş yasal faiziyle birlikte toplam 107.787,03 TL tutarındaki meblağ mezkûr firmadan talep edildiğini, Davalı şirketin İdarenin zarar ziyan bedeli taleplerini dikkate almadığını....

                Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hâkime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir anlatımla hâkim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur. Öncelikle belirtmek gerekir ki, HMK'nin 389 uncu maddesinde düzenlenen ihtiyati tedbir; "Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir." hükmünü içermektedir. Bu maddeye göre ihtiyati tedbir kararı ancak uyuşmazlık konusu hakkında verilebilecektir. Somut uyuşmazlıkta, davacının eldeki davayı icra takibi kapsamında ödenen trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminatın istirdadı amacına yönelik açtığı anlaşılmaktadır....

                  Bu nedenle manevi haklara tecavüz nedeniyle manevi tazminat isteme hakkı manevi hakların sahibine ait olup, FSEK'in 18/2. maddesine göre mali hakları kullanma yetkisine sahip olan tüzel kişi FSEK'in 70/1. maddesine dayalı manevi tazminat davasını açamayacaktır (Levent YAVUZ, Türkay ALICA, Fethi MERDİVAN, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunun Yorumu, Birinci Bası, 1. cilt, sy. 609). Öte yandan davalıların tek eylemlerinden kaynaklanan manevi tazminat talepleri hakkında ayrı ayrı iki hukuki neden olan FSEK ve haksız rekabet nedeniyle her iki davacı lehine aynı hukuki nedene dayalı olarak ayrı ayrı manevi tazminat talebinin kabulüne de karar verilmesi doğru bulunmamış, davacı gerçek kişi lehine sadece FSEK, davacı şirket lehine de sadece haksız rekabet hukuki nedenine dayalı olarak manevi tazminat hükmedilmesi yoluna gidilmiştir....

                    Bu nedenle manevi haklara tecavüz nedeniyle manevi tazminat isteme hakkı manevi hakların sahibine ait olup, FSEK'in 18/2. maddesine göre mali hakları kullanma yetkisine sahip olan tüzel kişi FSEK'in 70/1. maddesine dayalı manevi tazminat davasını açamayacaktır (Levent YAVUZ, Türkay ALICA, Fethi MERDİVAN, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunun Yorumu, Birinci Bası, 1. cilt, sy. 609). Öte yandan davalıların tek eylemlerinden kaynaklanan manevi tazminat talepleri hakkında ayrı ayrı iki hukuki neden olan FSEK ve haksız rekabet nedeniyle her iki davacı lehine aynı hukuki nedene dayalı olarak ayrı ayrı manevi tazminat talebinin kabulüne de karar verilmesi doğru bulunmamış, davacı gerçek kişi lehine sadece FSEK, davacı şirket lehine de sadece haksız rekabet hukuki nedenine dayalı olarak manevi tazminat hükmedilmesi yoluna gidilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu