DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan fatura bedelinin tahsili amacı ile başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali, birleştirilen dava ise hizmetin ayıplı olduğunun tespiti ile bedelden indirim yapılması istemine ilişkindir. Taraflar arasında, TV Çekimi ve Prodüksiyon Sözleşmesinin mevcudiyeti, sözleşme konusu yayının geç yayınlandığı konularında bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, davalının sözleşme bedelini ödemiş olup olmadığı, kapalı faturanın niteliği, davacının takip konusu fatura alacağının mevcut delillerle subuta erip ermediği ile hizmet konusu yayının geç yayınlanmış olmasının ayıp kapsamında olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, ... ... başlıklı maktu sözleşmenin, ......
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/584 Esas KARAR NO : 2021/810 DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 14/09/2020 KARAR TARİHİ : 13/09/2021 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile müvekkili şirket arasında ticari kapsamında tutulan cari hesap kayıtları, faturalar ve mail yazışmaları açık bir şekilde müvekkili şirketin davalıdan toplamda 13.168,78-Euro tutarında alacağın mevcut olduğunu, bunun üzerine Bakırköy .......
Dairemizin bozma ilâmında da benimsenin 818 sayılı BK'nın 356/1. maddesi yollaması ile aynı Kanun'un 325. maddesinde düzenlenen kesinti yöntemine göre yapılacak kâr kaybı hesabında yapılamayan kısmın bedeli sözleşmenin fesih tarihi itibarıyla belirlendikten ve bu bedelden yüklenicinin işi tamamen ya da kısmen tamamlamasa bile sağladığı tasarruf düşüldükten sonra başka bir iş yapmışsa bu işten elde ettiği kâr ya da bu süre içinde başka bir iş yapmaktan kasten kaçınmışsa kazanabileceği kâr miktarı sözleşme tarihinden fesih tarihine kadar değil fesih tarihinden işin yapılmayan kısmının tamamlanacağı süreye kadar olan zaman süresi ile sınırlı olarak hesaplanıp, saptanan bedelden çıkarılması gerekir. Bilirkişilerin sözleşmenin yapıldığı 1995 yılından feshin yapıldığı 2010 yılına kadar başka bir işten elde edebileceği kâr veya başka bir iş yapmaktan kasten kaçınmış ise kazanabileceği kâr miktarı hesaplanırken kâr kaybından % 50 oranında indirim yapmaları doğru değildir....
DAVA : Maddi Tazminat (Ayıp oranında bedelden indirim tutarında tazminat talebi) DAVA TARİHİ : 09/11/2021 KARAR TARİHİ : 16/09/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 28/09/2022 Mahkememizde görülmekte olan Maddi Tazminat (Ayıp oranında bedelden indirim tutarında tazminat talebi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde ; Müvekkilinin Bursa 20 Noterliğince düzenlenen 19/3/2021 tarih 9712 Yevmiye nolu araç satış sözleşmesi ile ... plakalı aracı Davalı ...'...
edildiğini, sözleşmenin 04.10.2016 tarihinde imzalanması akabinde müvekkilince 07.10.2016 tarihinde çek teslim edildiğin,i sözleşmeye göre en geç tesliminin yapılabileceği tarih olan 21.01.2017 olmasına karşın davalı yanca 1 cihaz 20.12.2016 tarihinde diğer 6 cihazın ise 11.04.2017 tarihinde teslim edildiğini, teslim edilen cihazların bu ayıp şartnamemsinde belirtilen cihazlarla idarenin teknik şartnamesinde belirtilen cihazlarla uzaktan yakından ilgisinin bulunmadığını, ayıp ayıp ve eksiklikler gerek idarenin konuyla ilgilenen denetim personeli gerekse müvekkili tarafından davalı tarafa bildirilmesine rağmen bir netice alınamadığını, müvekkilinin bu eksik ve ayıplı imalat nedeniyle ciddi zararlara uğradığını ve uğramaya devam ettiğini tüm bu nedenlerle davalarının kabulü ile sözleşmeye konu cihazlar ile teslim edilen cihazlar arasındaki ayıp ve eksikliklerin belirlenerek sözleşme belirlenerek sözleşmede berilnene bedelden ayıp oranında yapılacak indirim miktarının tespit edilerek davalı...
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. a)Davaya konu olayda; dava dışı abone ile davacı arasındaki abonelik sözleşmesi başlangıç tarihi 25.08.1989 olup o tarihte 900'lü hatlar mevcut değildir. Davacı tarafça muhataptan bu yeni hizmeti isteyip istemediği sorulmamış ve yüksek fatura çıkınca da muhatap uyarılmamıştır. Bu durumda, davacı da kusurlu olup takdir edilecek bedelden BK.44. madde gereği uygun bir miktarda indirim yapılması gerekirken, davanın tümden kabulü doğru bulunmamış ve kararın bozulması gerekmiştir. b)İcra İflas Kanunu 67/2. maddesine göre icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için alacağın likit olması gerekir, davaya konu olayda icra takibine konu alacak likit değildir. Alacağın likit olmamasına rağmen davalı aleyhine asıl alacağın % 40'ı oranında icra inkar tazminatına hükmolunması doğru bulunmamış ve kararın bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın reddine ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı ... şirketi tarafından sigortalanan taşınmazda oluşan zarardan davacının sorumlu olduğu gerekçesiyle ... takibi başlatıldığını, oluşan zararda davacı kurumun kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, ... takibine itiraz süresini kaçırdıkları için takibin kesinleştiğini belirterek takibe konu edilen zarar bedeli ve fer'ileri olan 5.013,84 TL'den sorumlu olmadıklarının tespitini talep etmiştir. Davalı vekili, ... takibine konu edilen ve davalı tarafça sigortalısına ödeme yapılmasına yol açan su basması olayının davacı kusuru ile gerçekleştiğini, ödenen bedelden davacının sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur....
Ne var ki tüketici bu hakkını kullanırken objektif iyiniyet kuralları içerisinde hareket etmek zorundadır. 6502 sayılı Yasa 11/3. maddesinde "Ücretsiz onarım veya ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması halinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedeldenindirim haklarından birini kullanabilir. Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır." düzenlemesi mevcuttur....
indirim yapılarak düşük değere hükmedilmiş olması, Doğru görülmemiştir....
Hukuk Dairesinin bozma ilamı doğrultusunda dava konusu taşınmaza değer biçilmiş ise de; dava konusu taşınmaz kadastro parseli, değerlendirmede esas alınan emsal imar parseli olduğu halde, emsal karşılaştırması sonucu tespit edilen bedelden, düzenleme ortaklık payına karşılık gelecek oranda indirim yapılması gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulduğundan bahisle bozulmuş olup, mahkemece bozmaya uyulduğu halde emsal karşılaştırması sonucu tespit edilen bedelden yine, düzenleme ortaklık payı düşülmeden karar verilmesi, 2-Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli, 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi, Doğru görülmemiştir....