Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık BK’nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinin bir türü olan kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Arsa sahibi tarafından açılan asıl dava; davalı yüklenicinin temerrüdü nedeniyle taraflar arasındaki 09.08.1999 tarihli “Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Mal Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin” feshi istemine, 19.09.2001 tarihinde ölen arsa sahibinin mirasçıları tarafından açılan birleşen dava ise, Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin tarafı olan arsa sahibinin akıl hastası olması ve temyiz kudretinin bulunmaması nedeniyle sözleşmenin geçersizliğinin tesbiti, sözleşmenin hiç doğmamış sayılması, bu talep kabul edilmezse gabin sebebiyle sözleşmenin geçersizliğine ve iptâline karar verilmesi istemlerine ilişkindir....
Dava, adi yazılı şekilde yapılan taşınmaz satış vaadi sözleşmesi uyarınca verilen senetlerin bedelsiz olduğundan bahisle borçlu olmadığının tespiti ile senetlerin iptali talebine ilişkindir. Mahkemece yukarıda açıklanan gerekçe ile davalı ... İnşaat Şirketi yönünden davanın kabulüne, davalı banka yönünden ise reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dosya kapsamında; dava konusu senetlerin davacı ile davalı ... Ticaret Şirketi arasında imzalanan 05.10.2017 tarihli gayrimenkul satış vaadi ve borçlanma sözleşmesinin satım bedeli ve ödeme planı başlıklı 9. maddesi uyarınca adı geçen davalı adına düzenlendiği, davalı ... İnşaat Şirketi tarafından ciro edilerek diğer davalı bankaya verildiği sabittir. Taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmelerin geçerli olması, resmi şekilde düzenlenmiş bulunmalarına bağlıdır. (TMK madde 706) Taşınmaz satışı vaadi, geri alım ve alım sözleşmeleri, resmi şekilde düzenlenmedikçe geçerli olmaz....
Somut olayda davacının dava konusu davacı ve davalı arasında hukuka aykırı, geçersiz olarak akdedilmiş olan adi ortaklık sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ve feshine karar verilmesine, işbu sözleşmeden kaynaklanan tüm maddi ve manevi tazminat talepleri bakımından ispatı için bilirkişi incelemesi yapılması zorunludur. Ancak, verilen kesin süreye rağmen bilirkişi incelemesi için gerekli delil avansı yatırılmadığından davacı taraf bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılır. Dosyadaki diğer delillerle de iddianın kanıtlanması mümkün olmadığından ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Bu noktada feshin geçersizliğinin tespiti ve işe iade davasında verilen ret kararının kıdem ve ihbar tazminatlarına etkisini açıklamakta yarar vardır. 24. Feshin geçersizliğinin tespiti ve işe iade davasında, mahkemece iş sözleşmesinin işveren tarafından 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesindeki nedenlerle haklı olarak feshedildiği ve bu sebeple işe iade talebinin reddine karar verildiği takdirde, işe iade davasında feshin haklı nedene dayandığının kabulü yönündeki bu kesin tespit, aynı vakalara dayanılarak kıdem ve ihbar tazminatlarının talep edildiği alacak davasında, unsur etkisi nedeni ile kuvvetli delil olarak kabul edilmeli ve kıdem ile ihbar tazminatlarının reddine karar verilmelidir. 25....
Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda, taşınmaz satış vaadi borçlusu ...’nın vekili davalı ... ...’nın beyanlarına itibar edilerek ...’in tapu iptali ve tescil ile tazminat davasının reddine, davacı ...’nın davasının ise kabulü ile 16.10.2006 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin iptaline karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Noterce resmi şekilde düzenlenen taşınmaz satış vaadi sözleşmesinde, 30.000 TL satış bedelinin davacı ... vekili davalı ... tarafından alındığı açıkça belirtilmiştir. Bunun aksi aynı güçte yazılı belge ile kanıtlanabilir. Dosya kapsamına ve toplanan delillere göre sözleşmenin muvazaalı yapıldığı da kanıtlanamadığından satış vaadi sözleşmesinin iptaline ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ Uyuşmazlık; devre mülk satış vaadi sözleşmesinin feshi, ödenen bedelin iadesi ve imzalanan senetten dolayı borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasanın 2.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60.maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 04.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda, davacı tarafça, yüklenici şirketin bir ortağının, kooperatif yönetim kurulu üyelerinden biri ile akraba olması ve bu durumun anılan 59/.... maddesine aykırılık teşkil etttiği iddia edilerek, davalı yüklenici şirket ile davalı kooperatif arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ve iptali istenmiştir. Kural olarak sözleşmenin geçersizliğine ilişkin davanın ancak sözleşmenin taraflarınca açılması gerekir ise de, sözleşmenin mutlak butlanla malûl olması halinde, yokluğun tespiti ilgili herkes tarafından ileri sürülebilir. İlgili sıfatıyla somut olayda ortakların önce genel kurula başvurmaları gerekmeden, sözleşmenin geçersizliğinin tespitini doğrudan dava açarak mahkemeden istemelerinde hukuki yararları vardır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, Tahliye Taahhütnamesinin Geçersizliğinin Tespiti istemine ilişkindir. Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre; davacı kiracı şirket ile davalı kiraya veren şirket arasında 01/03/2016 başlangıç tarihli, 1 yıl süreli kira sözleşmesi imzalandığı, Taşova İcra Müdürlüğünün 2017/101 esas sayılı takip dosyasında davacı kiracı şirket yetkilisi Yalçın Var tarafından verilen tahliye taahhütnamesine dayanılarak icra takibi yapıldığı, eldeki davada söz konusu tahliye taahhütnamesinin geçersizliğinin tespitinin talep edildiği anlaşılmıştır....
Ahmadov hesabına yapıldığını, belirlenen teslim tarihinin geçmiş olmasına rağmen davalı şirket taşınmazın bulunduğu Grand Kanyon Sofa projesini halen bitirememiş ve müvekkile satışının vaad edildiği bağımsız bölümün bulunduğu bina inşaatı halen temel seviyesinde olup, inşaatın ilerlemediğinin öğrenildiği, müvekkilinin 2 yıl boyunca iyiniyetle beklemiş ise de bu süre içinde davalı şirketin inşaatının tamamlanmasında kayda değer hiçbir ilerleme sağlayamadığı görüldüğünü ve davalı şirketle inşaatın durumu ve bitirileceği zaman ile ilgili bilgi vermesi için girişilen tüm iletişim çabalarının sonuçsuz kaldığını, bu nedenle sözleşmenin haklı feshi ve ödenen bedelin iadesi davalı şirkete Beyoğlu 47.Noterliği aracılığıyla 26/10/2020 tarihli 13345 yevmiye numaralı fesih ihtarnamesi ile bildirildiğini, ancak ihtarnameye karşı davalı tarafça ne ödeme yapılmış ne de yanıt verilmiş , ne de arabuluculuk başvurusuna sonuç alınmadığından davaya konu satış vaadi sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ile...
‘un davalıdan aldığı borç karşılığı çek verdiği bu çek nedeni ile davacının kefil olduğu, ayrıca davacının eşi ...nin de alınan bu borcun teminatı olmak üzere gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yaptıkları, ... nin de Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptali için dava açtığı yapılan yargılama sonucunda mahkemece satış vaadi sözleşmesinin teminat olarak yapılmasına neden olan borcun ödendiği gerekçesi ile Gayrimenkul satış vaadisözleşmesinin iptal edildiği ve bu kararın davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Davalı kararı temyiz ederken mahkemenin anılan gerekçesini de temyiz etmiş ise de temyiz talebi red edilerek karar kesinleşmiştir. Kesinleşen Kartal 5.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/237 esas, 2000/622 karar sayılı ilamında davacımız taraf değil ise de davacının oğlunun aldığı borcun ödendiği gerekçede yazıldığına göre bu gerekçe artık davalıyı bağlar....